Başımı yastığa koyduğumda kaçan uykum sebebiyle bolca şey düşünmeye zamanım oluyor.
Dünyanın çok adaletsiz bi yer olduğunu düşünüyorum mesela.
Neden bazı insanların bu kadar yalnız, sevgisiz kaldığını.
Ertesi gününün ufak bir planını yaparım yada geçmişe gider ve yaptıklarımı sorgulayıp, iyi ettiysem keyiflenir, kötü ettiysem de koy ardına gitsin der kendimi ferahlatırım.
Mematinin eşssiz bir repliği vardı. " ulan kaç yaşına geldik ne bir gül goncası aldık ne bir gül goncası verdik."
Bunu düşünüp gözyaşlarımı ve burnumu kazağımın kolu sildikten sonra uyurum.
Tavandaki lambanın desenlerini incelerim. Bu sıralar deprem olsa bu dolap üstüme devrilir mi, ev depremde yıkılısa nerede üçgen oluşur da oraya saklanırımı düşünüyorum.