yatağan, osmanlı türklerine özgü, 16. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın sonlarına kadar popüler olan bir kılıç ve bıçak türüdür. yatağan, kendine özgü çift eğimli bıçağı ve benzersiz kabza tasarımı ile karakterizedir. kırılmayan kılıc olarak da bılınır.
yatağan bıçağı tipik olarak çift eğimlidir. kılıc, kabza yakınında öne doğru eğilir ve ardından uca doğru geriye doğru eğilir, bu da ona karakteristik bir "s" şekli verir. bu tasarım, kesme gücünü ve etkisini artırır. yatağan kılıcının uzunluğu genellikle 60 ila 80 santimetre (24 ila 31 inç) arasında değişir.kılıc tek ağızlıdır ve keskin kenar eğrinin iç tarafındadır. diğer tarafı düz veya hafif yuvarlaktır.bu kısım savunma amaclıdır.
yatağan kabzası benzersizdir ve kolayca tanınabilir. genellikle bir koruması yoktur veya çok minimal bir korumaya sahiptir.yatağan kabzasının en belirgin özelliklerinden biri, dışa doğru uzanan "kulaklar" veya genişlemiş pommel uçlarıdır. bu kulaklar, güvenli bir tutuş sağlar ve kılıcın kullanım sırasında elden kaymasını önler.kabza genellikle kemik, fildişi,mors disi veya ahşap gibi malzemelerden yapılır ve gümüş, altın veya sedef kakmalarla süslenmiş olabilir.
yatağan'ın tasarımı, yakın dövüş için etkili bir kesme silahı yapar. eğri bıçağı, et ve hafif zırhları kesmek için idealdir.dıs keskın olmayan daha etlı kısım ıse savunma amaclıdır aynı zamanda kalkana karsı kullanılabılır. ınce uclu bır kılıcı kalkana vurursanız bu uc ya kırılı ya yamulur, yataganın keskın olmayan etlı kısımı kalkana karsı kullanmak ıcın ve savunma amaclı kullanmak ıcın ıdealdır.
yatağan, önemli bir kültürel eser olmaya devam ediyor ve benzersiz tasarımı ve işçiliği ile takdir ediliyor. koleksiyoncular ve tarihçiler, onu osmanlı askeri ve sanatsal mirasının bir örneği olarak değerlendiriyor. yatağan'ın etkisi, bölgedeki ve ötesindeki diğer kesici silahların tasarımında da görülebilir.
ince ve keskin uç kısmıyla ve kalın sırt bölümüyle dünyada en çok bilinen kılıçlardan bir tanesi olan Yatağan kılıcını diğer kılıç türlerinden ayıran bir çok özelliği vardır. Yatağan palası olarak da anılan bu kılıç halk arasında “Kulaklı” olarak da adlandırılır. Kılıcın dünyada bilinen adı ise “Türk eğrisi”dir.
doğma-büyümeli ve hala burda yaşayan birisi olarak yazıyorum; muğla sınırı içerisinde genel anlamda en berbat yer. normalde herhangi bir yer, zor da olsa gelişir. ama burası daha da geriye gidiyor. hiç belediyecilik anlayışı yok, halkta da vurdumduymazlık var. hadi belediyede iş yok. halk hiç mi hizmet istemez, hiç mi şikayet etmez amk yerinde? ama yatağan bunları hak ediyor. çünkü halk hizmet istemiyor amk. sırf chp'den başka parti kazanmasın diye göz göre göre kendilerini hizmetten ediyorlar.
Konya Bosna Hersek Mahallesinde Yatağanlı Osmanağa var. Ramazan pidesinin Şahı yapılıyor orada bildiginiz. Taptaze profiterol ve supangleleri de denemeye değer.
doğup-büyüdüğüm ve hala burda yaşadığım yer olan muğla'nın ilçesi. bu akşam, yatağan'ı yazmakla meşgul olacağım.
- ilk olarak termik santralle başlayacağım. yatağan termik santrali, eskiden beri insanlar için inanılmaz bir derecede kanser kaynağıydı. halk en az 20-25 yıl boyunca her gün kirli havayı soldu. 2007 ya da 2008'de ancak filtreyi takabildiler. şu an neredeyse hiçbir gün hava kirliliği oluşturmuyor. fakat, kirli havayı millete soldurttuğu zamanlarda, dumandan çıkan kirli tozlardan kül dağı oluşmuştu (gayet iyi hatırlıyorum). o da termik santralin yan tarafında, kapubağ'ın (pınarbaşına giderken bozüyük yolunun üzerinde) arkasındaki gölde oluşmuştu. yatağan'da eğer havadan çürük yumurta kokusu alıyorsanız, bilin ki; termik santralin filtresi bir süreliğine devre dışı kalmıştır. zamanında, herkes o kokuyu bi de her gün alıyordu. vay anasını...
- servislerine gelirsek; ege bölgesinin en büyük yolcu taşıma kooperatifine de sahiptir aynı zamanda. her gün; muğla'ya, çine'ye, aydın'a, milas'a, bodrum'a, bozdoğan'a, denizli'ye, hatta burdur-ısparta'ya yolcu götürmektedir. o kadar büyük. eskiden muğla'ya 25-30 dakikada varılıyordu, hem de peugeot minibüslerle. şimdi, büyükşehir'in getirdiği yeni model otobüslerle (!) muğla'ya varması en az 35 dakika sürüyor (yemin ederim, abartmıyorum, sallamıyorum).
- buranın insanları çok içer. sigarasından tut, nargileye; birasından tut, rakıya kadar hepsini içerler. polisler bile "afiyet olsun gençler" diyip yoluna devam eder. burası, o konuda o kadar özgür bir ilçe. içilecek en meşhur yerler, yatağan-çine yolunun solunda yer alan ve yeni yapılan evlere doğru çıkan seyir tepesi ile bozüyük'de yer alan ve 800 yıllık çınar ağacının bulunduğu pınarbaşı restauranttır.
- ilçenin geçinimi başlıca; zeytincilik, sanayi, mermercilik ve çiftçiliktir. zamanında madenler'in girişinde tekel fabrikası vardı (eskiler orayı iyi bilir) ve buranın halkı, tütün yetiştirirdi, ardından da tekel üretip satışa çıkarırdı. tekel kapandı, tütün üretimi de bitti. ama tekel hala eski neslin aklında kaldı. hatta bazıları, dolmuşla giderken "tekelin orada inecek var" demektedir ki, şoförler ancak öyle anlamaktadırlar. "madenlerde inecek var" demeniz yetmiyor.
- siyasi konulara gelirsek; burayı her zaman chp kazanmaktadır. belediye başkanı da hasan haşmet ışık'tır (adam 1999 yılından beri başkan, hala da başkan arkadaş, bıktım valla. ben 97 doğumluyum, gerisini siz düşünün). son belediye seçimlerinde üç ana parti kafa kafaya gitti ve chp, turgut'tan aldığı oylar sayesinde zorla yine kazandı. yatağanlılar, hizmeti çok istemez. chp'liler resmen arkadaş hatırasıyla başkana oy vermektedir, yoksa 2. döneminde çoktan bırakmıştı.
- ilçedeki spora gelecek olursak; yatağan'ın kapalı spor salonu ancak 2 yıl önce hizmete girmiştir. temelinin atılması da zaten 4 yıl önce olmuştu. yani, muğla'daki ilçelerde kapalı spor salonu olmayan tek ilçeydi o zamanlar. spor salonu, çok amaçlı hizmetini sürdürmektedir. bi de; yatağanspor var ki, bütün halkın tuttuğu takımdır. zamanında gelispor vardı ama o da 2010 yılında kapandı. eski beşiktaşlı futbolcu, merhum kaya köstepen de yatağanspor'da futbola başlamıştır. bu halk, yatağanspor için herşeyi yapabilmektedir. kulübün başkanı da, yine bizim belediye başkanı. bu yıl süper amatörü şampiyon olarak tamamladı ve gelecek sezon bölgesel amatör ligde oynayacak.
- burda doğup büyüyen ünlülere gelirsek; benim aklıma gelenler kaya köstepen ile turan özdemir. başka burda doğup-büyüyen ünlü(ler) varsa bilmiyorum.
şimdilik ekleyeceklerim bu kadar. kısaca özetlersem; yatağan, sessiz ama sıkıcı, gelişme potansiyeli 20 üzerinden 1 (yani bu saatten sonra gelişme ihtimali neredeyse imkansız)*, termik santral ile bodrum yolu üzerinde olmasa hiç değeri verilmeyecek olan muğla'nın bir ilçesi.
zehir sacan bir termik santralini ve o santralin hala gozumde tuten lojmanini barindiran kucucuk minicik mugla ilcesi. ah o lojman der susarim her cocuklugumu hatirladigimda. yasanabilecek en guzel cocukluktu ordaki cocukluk. tepelere konuslanmis evlerinle cok yasa yatagan.
avrupalıların "kelle makası" olarak nitelendirdiğ,japon katanalarından binlerce kez üstün osmanlı kılıcıdır. kılıcın tasarımı baştan sona muhteşemdir. doğru bir ustanın elinde karşısındakinin kılıcını kırabilecek kadar muhteşem bir silahtır. ama maalesef muhteşem reklam ve tanıtım yeteneğimizden dolayı şu an kendimiz bile çok bilmeyiz bu kılıcı ve özelliklerini.
ayrıca Halidun Semai'nin bu kılıcı anlatan güzel bir yazısı vardır. http://www.cebehane.com/a_ytgnhk.html
türk kılıc cinsidir eğridir ama eğriliği içe doğrudur bir el koruması bulunmaz elin arkasına gelen kısmında bir çıkıntı vardır savurmaya elverişli bir yapısı vardır , kullanmak uzmanlık gerektirir.