Tarzından dolayı tüm şarkılarını üst üste dinlemekten sıkıldığım ama dinleyebildiğim süreçte gözyaşı pınarlarını harekete geçirmekte zorlanmayan fado üstadı hanım. "Gracias a la vida" favorimdir.
içinde bulunduğu coğrafyanın tüm figürlerine hissetiği aidiyet ile şarkılarında yaptığını kimliği ile de yapmış sanatçı. yahudi/müslüman çatışmasında yer aldığı saf birlikte yaşayabiliriz'dir. zaten müziğinin dominant etkileri hakkında söylediklerinde arap müziğini önemli bir yere koyması söylediklerinin sadece mesaj kaygısı taşıyan cümleler olmadığı hissiyatını uyandırıyor.
babası zamanında bu topraklarda (izmir'de)doğmuş kendisi kudüs'te. öylesine bizden/içimizden ki. söylediği şarkılar bu yüzden yüzümüzü doğuya çeviriyor.
arap/türk/ladino etkileri ile bezeli şarkıları kalbimize zincirleme tamlamalar
gönderiyor. bu tamlamalar elbette kültürel eksikliklerimizi görmemiz adına yapıl
mış hamleler. nomimal olmayan zincirleme tamlamalarını kalbimize üfleyip yaramaz
küçük bir kız çocuğu gibi kaçıp gidiyor. kudüs'ün o büyülü havasını solumuş birinin
zaten nefret ile beslenmiş olması düşünülemez.
orda nefretle/kötülük ile beslenenler zaten hiçbir zaman o topraklara ait olmamışlardır. yasmin levy'nin hissetiği aidiyet duygusunu onlar asla anlayamayacaklardır. onlar filistinlileri yasmin levy'inin gördüğü gibi göremeyeceklerdir.
müthiş bir sanatçı olmasının yanında tam bir türkiye aşığıdır, bu toprakların sanatçısıdır. arkasında çalan ve bir sanatçı olarak başarılı olmasında büyük pay sahibi olan saz ekibi birleşmiş milletler gibidir. bildiğim kadarıyla perküsyonda eşi israilli, diğer elemanlar ingiliz, klarnetçisi ermenidir. klarnetçi dayımıza ayrı bir parantez açmak lazımdır ki bu sebepten dolayı hemen naci en alamoyu örnek olarak verelim.
ayrıca kendisi fotoğrafta sağdan ikinci kişidir. en sağdaki kişi ise eşidir.
geçen haziran gittiğim bursa konserinde anlattığına göre dedeleri ispanyol yahudilerindenmiş. göç ettirilmişler ve türkiye'ye gelmişler. aynı konser esnasında ezan okunması üzerine konseri durdurup "allahuekber, işte bu sesi seviyorum. onda huzuru buluyorum" tarzında şeyler söylemiş ve ardından bir hallelujah patlatmıştır.
babası manisalıdır, kendisi izmir doğumludur. bazı şarkılarında türk ezgilerini kullanır hatta una ora şarkısı kadifeden kesesi türküsünün ispanyolca yorumudur.
bir de una oranın yavaş versiyonu vardır ki, adamı öldürür, süründürür, ikiye böler dörde çarpar, zevkten dört köşe yapar. dinlemeyenlerin muhakkak dinlemesi gerekir.
türkiye aşkını belli eden şeylerden biri, ülkemizde -benim de ikisine gittiğim- defalarca konser vermiş olması ve her sene düzenli olarak en az iki kere ülkemize geliyor olmasıdır. iki kere konserine gitmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki konser performansları tek kelimeyle harikadır. izleyiciyle samimi bir yakınlık kurar, güzel bir bütünlük oluşturur ve şarkılarına eşlik ettirmesini bilir. sempatiktir, espri yapmayı ihmal etmez. öğrendiği türkçe kelimeleri kendine has aksanıyla çok şirin bir şekilde telaffuz etmekten kaçınmaz ve izleyicinin beğenisini kazanır. ayrıca her şarkısı öncesinde söyleyeceği şarkının hikayesini anlaşılır bir ingilizceyle anlatır ve dinleyicisini bu konuda bilgilendirir. bu açıdan bakıldığında şunu söyleyebilirim ki, şarkıları gerçekten boş değildir. her birinin ayrı bir hikayesi, her birinin barındırdığı ayrı bir acı, her birinin barındırdığı ayrı bir keder vardır. söylemeden edemeyeceğim, kendisi -bizzat kendi deyimiyle- melankolik bir kişiliktir. o yüzden şarkılarında hüzün hakimdir. hüznü sever yasmin, neşeli şarkılar ona göre değildir.
ek olarak son albümünde aman doktor türküsünü ve sezen aksu'nun firuzesini çok başarılı bir şekilde yorumlamıştır.
her yasmin deyişinde içimi bir hoş eden, kendisine öldüğüm, bittiğim, çok sevdiğim bir hanımefendidir. daha çok gel sen türkiye'ye mübarek hatun, konserine gelmeyen ne olsun.
ülkemizdeki olaylara istinaden kendi facebook hesabından yazdığı şu mesaj ne kadar cana yakın ve düşünceli biri olduğunu gösterir niteliktedir.
Hello every body, just finished a wonderful tour in Israel, my home. During the last days, my thoughts were with my brothers and sisters in Turkey, God bless you all, Seni seviyorum , Yasmin
hayatım boyunca duyduğum en acıklı sese sahip olan müzisyen. dinlenmesi şiddetle tavsiye edilir ki dinlemeye başlayacaklar için resmi sitesine girerek la alegria adlı şarkıyı dinlemeleri bu kadını sevmeleri için yeterli olacaktır.
israil doğumlu, sefarad kökenli,muhteşem şarkılara imza atmış bir sanatçıdır. herhangi bir yerde duyduğunuzda bu da kim dedirtebilecek kapasiteye sahip, yakan, acıtan, en derinden akıtan bünye; tapılası kadın.
"bir yangın başlatabilirim parmaklarımla
yüreğimle şarkı söylerim sana
ki yüreğimin teli sızlamakta.. " demektedir kendisi.
hani kediler sakin sakin otururken bir ses duyar da kulaklarını kıpır kıpır ettirmeye başlarlar sağa sola, dikkat kesilirler.. bu kadının sesini duyunca o kediler gibi kulaklarım dikiliverdi.
kesinlikle insan değil, insan görünümünde bir enstrümandır kendisi.
bir Dionysis Tsaknis/Gritos de Guerra bestesi olan naci en alamo yu ve kendi bestesi olan me voy u yüreklerimizi burka burka, canımızın çivilerini söke söke dillendiren şarkıcı..
