şu sıralara müzik kanallarında rastgelinen şarkısı ile müziğe yeni bir soluk getirecek gibi duran şarkıcı. şimdilik bir albümü yok, şarkısı var. albüm çıktığında edinip daha fazla bilgi sahibi olmayı umuyorum.
myspace'de iki şarkısı var aslında bir konu var ve aptal. aslında bir konu var ruhumun kendine dönmesine/içe kapanmasına kolaylık sağlıyor. şu sıra ihtiyaç duyduğunuz şey iç yolculuğunuz/kendinize dönmek/içe kapanmaksa eğer şiir gibi sözleri ve afili müziği ile yasemin mori sizi bekliyor olacak.
iç yolculuğa dış ses istiyorsanız eğer;
an itibariyle albümünü dinlemeye çalışmış biri olarak rahatlıkla söyleyebileceğim tek şey şudur ki hiç bir şarkısını sonuna kadar dinlemek nasip olmadı! konuşmayı öğrenen minik bir kız çocuğu gibi sürekli tekrarlanan, ve her farklı şarkıda aynı şekilde yinelenen kelimeler:
"bak bunlar da vardı
vardı ve bitiyor
bunlar kalanlar arda
bu da bize niye yetiyor?"
"birileri var
birileri var
birileri yine sarhoş
birileri yaz
birileri kış
birileri önce
birileri bize apaçık
birileri pişman
birileri bize çok acır
birileri çok acır...
birileri bize çok acı getirdileeeeeeeer
birileri farkında
birileri farketmedi
birileri sağ
birileri sol
birileri farketmedi
o da bunu görmedi
bu da sana hiç yetmedi.
üçgen gezegenleri
meşru cinayetleri
yine onu vurdulaaaaaaaaaar..." *
(bkz: aslında bir konu var)
not: böyle alt alta yazıldığında bir şey ifade etmediğinin farkındayım ama inanın düz yazı olarak da pek bir manasız kendileri.
* bıkmadan, usanmadan sarfedilen ve'lerle birbirine bağlanan cümleler, sonuç ne peki: her şey hakkında hiçbir şey. o kadar yorucu ki!... nevrotik bir ruh hali içerisindeyken karalanan bir kompozisyon gibi, içerisinde sürekli bahsedilen bir "o" var ama onun da kim olduğu belli değil. *
"kırmızı bir at çizerdim
kırmızı bir at
bak bu da kafası!"
(bkz: mutsuz punk)
...dediğinde zaten benim için olayın bittiği an oluyor ki kendisinin bilkent üniversitesigrafik tasarım bölümü mezunu olduğunu öğrenip imgelerle iletişim kurmaya çalıştığını düşünerek kendimi avutuyorum. son olarak aslında bir konu var ise şayet biz insanların anlayacağı şekilde anlatılması taraftarayım ki... ama bir dakika, hayvanlar'mış o'lum albümün adı! ben de n'oluyor diyorum ya çok pardon, çok pardon!...
notun notu: shoegaze değil de; ellerini birleştirip başparmaklarını birbirinin etrafında dolandırırken başı öne eğik bir şekilde alt dudağını hafifçe büken ve ayak başparmaklarını birbirine sürtenler akımı var ise şayet bu sene bu kategoride ödüle doymaz kendisi.
Aslında bir konu var şarkısındaki üçgen gezegengenler imgelemiyle bana eşitsiz adaletsiz ve sınıf çatışmalarıyla dolu olan dünyamızı anımsatan şarkıcı.
entrylerimi okuyanlar az çok müzik konusunda genelde karamsar olduğumu, hele ki söz konusu rock ise belli kalıplarım olduğunu ve bunların dışındaki her şeye önyargılı olduğumu farketmişlerdir. bu entrye çok fazla eksi geleceğini bildiğim halde yine de cesaret edip yazıyorum. cesaret edip diyorum çünkü benim için karma önemli. evet fikirlerimi ifade ediyorum ve önemli olan bunu kaygısızca, özgürce yapmak ama söylediğim şeylerin beğenilmesi de hoşuma gidiyor sonuçta. salt beğenilsin diye yazmıyorum tabiki; fakat yazarken beğenilebilecek şekilde yazmaya özen gösteriyorum. ama burada bunu yapmayacağım.
sanatçı deniyor, iyi vokal deniyor. bu ülkede müzik yapan sayısız amatör grup ve insan var. sanatçı diye anılan kişilerden tek farkları bu işten para kazanamıyor olmaları. sanatçı olmanın kriteri para kazanmaksa tamam, tüm şarkıcılar sanatçı. ama bu kadar çok sanatçının varolduğu bir ülkede birçok şeyin daha farklı olması gerekir bence.
ama asıl kızdığım şey iyi vokal denmesi. bunları yasemin mori için yazmıyorum aslında. onun üzerinden benzer işler yapan herkes için yazıyorum. şimdi bir şarkıyı 'nedenkiee', 'gelmiiea' diye söylemek iyi vokalik ise; bu şekilde kelimeleri yuvarlamak, bazı sesleri yutmak bir vokal tekniği ise bu ülkeden sayısız iyi vokal çıkabilir. ben şuna inanıyorum; yasemin mori, duman, yüksek sadakat vb.. sayısız grubun, kişinin şuan bulundukları konumda olmalarının nedeni yetenekleri ve çalışmalarından daha çok şansları. bu ülkede dumanın vokalinden çok daha kaliteli sayısız amatör vokal, çilekeşin davulcusundan çok daha yetenekli sayısız davulcu vs... olduğundan eminim. ama benim sevdiğim dönemlerde benim taptığım adamlar içi durum pek de böyle değil. dünyada bir ritchie blackmore daha yok, bir satriani, bir terry bozzio, bir bruce dickinson daha yok. ben herkes bunları dinlesin demiyorum. bu çok salakça olur zaten. tabiki yasemin mori dinlensin, hayko dinlesnin, duman dinlensin. sonuçta ben bir yerde duman duydun mu 'bu ne lan bu dinlenir mi' demiyorum. gerçi dediğim gruplar var o ayrı. benim derdim bunlara iyi, süper diyen insanların -en çok da lise gençliğinin- asıl süper, efsane, tapılası insanları tanımaması. günümüzde nasıl ki jimi hendrix'in dünyanın gelmiş geçmiş en iyi gitaristi olarak gösterilmesi, sadece dişiyle solo atmasına bağlanabiliyorsa(jimi'ye hakarettir bence bu) bundan 20 yıl sonra da steve vai için 'gitardan at sesi çıkarıyormuş efsaneymiş abi' denecek ya da daha kötüsü hiç bir şey denmeyecek ama şarkıları 'nedenkieae' diye söyleyen ve yetenek olarak herhangi bir amatörden çok da fazlası olmayan kişilere tapılacak.
ben strange frequency filminden repliklerini tam olarak hatırlayamadığım bir sahneyi(ki başka bir enrtyimde de yazmıştım) yazarak bitiriyorum:
genç rocker kız: xxx grubunu dinlemeye gittik ama gerizekalı bob dylan sahneden bir türlü inmediği için xxx'i çok az dinleyebildik. söylesene bob dylan'ı kim dinler ki?
yaşlı rocker adam: (kızı öldürdükten sonra cesedine) sizin ilahınız olan o müzik gruplarının hepsi sabah uyandıklarında bob dylan olmak istiyorlar.