sırf bu nedenden dolayı bile kadınların iş hayatında var olmalarına karşı olabilirim.
kadınlar iş hayatında yetenekli olabileceklerini kanıtladılar. evet . ama şu bir gerçek ki kadın yaratılış özelliği gereği zarif bir varlıktır. bu yüzden kadının yeri orman kanunlarının işlediği işhayatı değil evi yuvasıdır.
gerekli durumlarda çalışan bayanın yapatığı iştir. düzen sürekli böyle ise, yemek için mi yaşıyorlar, yaşamak için mi yiyorlar? sorusu akıllara geliyor.
paylaşımın yaşandığı, iş bölümünün yapıldığı ve eşlerin çalıştığı bir evlilik müssesinde uygulanabilecek seçeneklerden biridir.
alternatif seçenekler de mevcuttur.
- dışarıda yemek yemek.
- eşzamanlı eve dönen eşlerin birlikte yemek hazırlaması.
- eve önce gelenin yemek yapmaya başlaması.
***
olayı hala kadın meselesine indirgeyip kadınları meta olarak gören zihniyet için ulaşılması zor yaşam biçimidir. kadın evde otursun, yemek yapsın, çocuk büyütsün ve ortalığı temizlesin, akşam eşi eve gelince masaj yapsın, ayaklarını yıkasın gece olunca da yataktaki görevine soyunsun.
bu mudur ?
bu tarz yaşam biçimini benimseyen kadınlardan ve hemcinslerimden nefret ediyorum.
Akşam yemeği sofrasını toplarken aynı anda yarının zeytinyağlısını yapan,etini buzlukta çıkaran ve çocuğu için kurabiye yoğurabilen kadınıdr.Zamanla tüm bu işleri yapmak en fazla 1-1,5 saatini alır,sonra da kahveleri hazırlayan kocasının yanına gidip film keyfi yapabilir.Yarının işlerini bir akşam önceden hafiflettiği için de ertesi gün çocuğu ile daha çok oyun oynayabilir.Annelik zor iş.
bu kadın; yarında diğer yarının yemeğini yapacak yani ertesi günde rahat olmayacak eli öpülesi çalışan annedir. onun yaptığı yemek kötü de olsa o yemeğe laf eden taş olur, çarpılır, yatacak yeri olmaz.