insan aklının yaradılış ın nasıl olduğunu anlaması şuan imkansız çünkü her sonuç yaratıcının bir yaratıcısı olduğuna o yaratıcının da bir yaratıcısı olduğu sonucuna varır bunu anlayabilmek içinse sonsuzluk kavramını açıklayabilmek gerekir sonsuzluk kavramı açıklanabildiğinde ancak yaratılışın nasıl olduğunu anlayabiliriz. Sonsuzluk kavramı açıklanmadan bu düşünce sizi kısır döngüye sokacaktır.
saçma sapan bir laftır, ayrıca teori olamaz çünkü teori bilimsel olarak destekli hipotezle mümkündür. zaten mantık olarak sonsuz döngüye girer. eğer bir şey var olmak için bir var ediciye ihtiyaç duyuyorsa mecbur sonsuz döngüye gireceksin. teistler ve deistler bunu bildiği için bir yere kadar döngüye girer sonra vay efendim o olmaz kendisi var olmamışmış.
oysa varlık bir kalıptır ve var olanı yok olandan ayıran ne varsa o şey bizzat var olanı var yapandır.
işine geldiğine var değip gelmediğine yok diyemezsin.
ayrıca evrim buna en büyük darbeyi vurmuştur. önceden yaratılışçılar evrenin bir anda ve türlerin tek tek yaratıldığını savunurdu. sonra ise bu yalanlandı, nitekim türler ayrı ayrı değil ortak atadan ve milyonlarca yıl boyunca evrimleşerek meydana geldi.
iki teori'nin de kabul görmemesi bazılarının sıçılarak oluştuğu gerçeğini düşündürmektedir. evet vardır böyle şeyler. olur yani. çamurdan oluyorsa boktan hayda hayda olur.
Bence evrim teorisinin başladığı nokta yaratılış teorisiyle açıklanarak iki tarafında gönlü edilebilir yani ne şiş yansın ne kebab hesabı
yani şöyle izah edersek evrimin gerçek olduğunu zaten bilim insanları her gün kanıtlıyor çıkmazda kalınan nokta evrimin başlangıç noktası işte tam o noktada yaratılış devreye giriyor ve olay çözülüyor bu kadar basit işte sayın isveçli bilim adamları sizin 100 yıldır yapamadığınızı ben çekyatta çay içerken yaptım naber.
"yahu, allah zaten herşeyi bilime uygun yaratmıştır." şeklinde düşünen evrimleşememiş insan kalıntılarına nereden anlatmaya başlayacağımı bilemediğim komple bir saçmalık.
bilimin ne olduğunu mu anlatsam, teori nediri mi anlatsam, evrimi mi anlatsam, dinin ne olduğunu mu anlatsam. bu kadar geniş konuyu ben on yıl çalışarak öğrendim, sana şimdi özetini nasıl geçeyim?
kısa ve net cevap: "yaratılış teorisi" yoktur. evren'in tüm sırları çözüldükten sonra ancak bu noktaya gelinebilir, uzunca bir süre olacağı düşünülmemektedir.
evrimin ateizme net şekilde kanıt oluşturması sonucu hristiyan dincilerin kurduğu müslüman dincilerin de faydalanmaya çalıştığı bilim dışı safsatadır.
evrime alternatif olarak sunulmuştur amaç din safsatasını daha fazla yaşatıp doğmaları sürdürmektir.
zaten yaratılışın teorisi mi olur amk?
gidip tanrıyı hangi deney tüpüne sokup, laboratuvarda kanıtlayacaksın?
ayrıca evrim ateizme kanıt oluşturmaz değip bunu dincilerin nemalanacağı alana sokmak isteyenler de kördür. evrim ateizme temel oluşturmasaydı ya da dine kanıt oluştursaydı bunca yıl dindarlar buna zaten direnmezdi.
dün hristyanların sunduğu argümanları bugün evrime direnen müslümanlar sunuyor ama sonu papa gibi olacak onun da.
ulan yıllarca evrim maymundur diye ortalarda dolandı hristiyanlar ve bunu ikiyüzlükle hemen kabul etti, şimdi sizin şartlatan bazı hocalarınız kuranda aslında evrim var değip çağ dışı dinin içinde bulunduğu durumu görüp kurtarmaya çalışıyor. sonunuz hristiyanlara benzemesin diye.
neyse efendim yaratılış diye bir şey bilimin içine giremeyecek kadar bilim dışıdır. din kitaplarına girebilir buna laf diyecek değiliz ama bilimle uzaktan yakından alakası yok.
ayrıca ateizmle evrimi birbirine ayrı gösterenler de açıp bir evrimi bide ateizmi okusun.
oysa ben hayatımda bu kadar manasız ve gereksiz başka bir versus görmedim. şöyle ki, evrim teorisi bilimsel temele dayalı, bilimsel olarak ortaya konan bir takım hedelerden oluşur. yani deney ve gözleme dayalıdır. yani bilimseldir köküne kadar. bir gün gelir, yanlışlanabilir de o ayrı mevzu. ancak yaratılış teorisi bilimsel değildir. inanç sistemine dayalıdır. deney yahut gözlem gerektirmez. hissiyata dayalıdır. inanırsın, kabul edersin ve buna uygun yaşarsın.
ikisi de varoluşa ait bir takım gerçekler bulma peşindedir. ancak apayrı şeylerdir. kıyaslama manasızdır. gereksizdir.
çok tehlikeli bir algı var zira. evrime inanan adam ateisttir. dindar adamın evrimle işi olamaz. ne münasebet efendim. bu kadar keskin sınırlar olmaz, olamaz.
nitekim caner taslaman evrimin kur'an ile çelişmediğini savunur kitaplarında. taslaman, "Kur'an evrim var demez, sadece ayetlerde evrim ile ilgili çelişki bulamazsınız" der. okuyunuz, görünüz.
bilimsel bir gerçek olması için önce tanrının varlığının bilimsel olarak ispatlanması gerekmektedir. ayrıca doğa, canlılar ve ekolojik sistem kusursuz değildir.
milyarlarca doğa kanunları ve fizik yasaları olması gerektiği orandadır ve hiçbiri tesadüfen, şans eseri oluşmamıştır.
yaratılış bir gerçektir ve bugün stephan hawking dışında yaratılışın düşmanı kalmamıştır. kaldı ki stephan hawking bile milyarlarca doğa yasası ve fizik kanununu ''ama bu nasıl olabiliyor, tüm bunlar nasıl böyle kusursuz'' diye şaşkınlıkla sorgulamaktadır. esasen sorguladığı bu kusursuzluk değil, materyalizm denilen bilim düşmanı kör düşünce sistemidir, kendisi bile farkında değildir.
teori değil inanıştır. teori güçlü bulgular barındıran ve devam edebilen bir süreçtir. yaratılış teorisi kavramı bu açıdan yanlıştır, zaten bilimsel yönü yoktur, sadece insanların tanrının varlığına inanıp inanmamasıyla ilgilidir.
insan oluşumunu tamamen söylencelere dayandıran bir görüştür. şöyle ki; evrenin tahminen 16-17 milyar yaşında ve yine tahminen 156 milyar ışık yılı (1 ışık yılı: 9.460.800.000.000 km) büyüklüğünde ve halen gelişen bir yapı olduğunu düşünürsek. bu yapının içindeki sayısız yıldızlar ve gezegenler içinden biri olan 4,5 milyar yaşındaki dünyada zaman içerisinde organik canlıların gelişip değişmediğini düşünmek körlük kanaatimce (özellikle bilinen ilk insanımsının 4 milyon yıl, ilk insan ya da insan benzeri kalıntıların da 130 bin yıl önce rastlandığına bakılırsa). farklı insan türleri, farklı yerlerde, farklı ya da aynı zamanlarda yaşamış ve bizim dışımızda hepsinin nesli bir şekilde tükenmiş işte. dinozorların aşağı yukarı 135 milyon yıl hüküm sürdüğüne bakılırsa pekte kralı değiliz buraların.. ayrıca söylemekte yarar var. şempanzelerle insanların dna'larının %98.4'ü tamamen aynı. bu fare ile sıçanın gen haritasındaki benzeşmeden 10 kat daha fazla demek. kimse insana maymun demiyor ama bir şeyler zamanında %98,4.ten daha çok benzermiş bu aşikar. bu değişimde beyin gelişiminin büyük etken olduğunu biliyoruz. bunda da ateşin keşfi önem kazanıyor. pişirilen eti yemek daha kolay olduğundan çene ve başın gerisine uzanan kaslar zamanla onlarca kat azalıyor; böylece beyin gelişimi için yer sağlanıyor. tabii alınan protein ve etin kızarmasıyla sağlanan besinler nitelikli gelişim yönünde önemli aşamalar. herşeye rağmen bu görüşü asıl alıp tek gerçekmiş gibi göstermek isteyenlere tepki olarak: (bkz: flying spaghetti monster)
yaratılış teorisi bilinen haliyle darwin ile beraber çökmüştür. ancak dindarlar ya da müslümanlar bunun farkında değildir. evrim teorisi tartışılabilir bir olgu olmaktan çıkmıştır. dindarların burada yapacakları tek şey, "evrim yoktur, yaratılış torisi vardır" yerine, "tanrı yaratırken evrimi aracı olarak kullanmıştır" şeklinde bir patch'leme olabilir.