mekan kızlar tuvaleti. ben malum içerde bağırsaklarımla içli dışlı bir haldeyim. hatunun biri tek tek kapılara vurur, içerisi müsait mi diye. sıra benim kapıya gelir :
lise yıllarında bir grup arkadaş oturmuş türkcell müşteri hizmetlerini gizli numaradan arayıp aklımızca işletiyoruz.
ek bilgi: bu olay hatayda gerçekleşiyor ve hatayın plaka kodu 31. aynı zamanda gizli arama koduda #31#
aynı kişileri aramaktan sıkılmış olan arkadaş aynen şu cümleyi kurar:
- ya #34# yapalım da birazda istanbuldakilerle konuşalım
grup:dumur vaizyeti ardından kopuş.
ve en önemlisi arkadaş burada espri yapmamış, ciddi bir şekilde söylemiştir.
dersin oldugu sınıfta hangi hocanın oldugu ogrenmek amacıyla bir arkada$ın sırtına binmek ve ust tarafı cam olan sınıf kapısının uzerinden superman gibi tek kolunu ileri dogru tutarak gecerken hocanın kapıyı acması ve "gel..iceri gel gazman" demesi..
dersin olduğu sınıfta içerdeki arkadaşı görme amaçlı olaraktan, kapının üstündeki sınıfın içini gösteren pencereye bakmak için gelirken, hızını alamayıp kapıya çarpılması, bütün sınıfın ve hocanın aynı anda pancereye bakıp sizin pencereye yapışmış salak surat ifadenizle karşı karşıya gelmesi.. o değil de hocanın suratında; 'arpası çok gelmiş herhalde' diyen bi ifade vardı, onu kaldıramadım.. * :)
ders arasında 200 kişilik anfiye giren güzel bir kız, okula yeni başlamış olan ve yıllardır görmediği için tipini hatırlayamadığı akrabasını bulabilmek için tahtaya aradığı kızın adını yazar. (deniz) aynı anda on onbeş civarında erkek kalkıp kıza doğru benim diye bağırarak koşmaya başlarlar..
Pantalassa:
ne diycem görükleye gidiyoduk bi keresinde pederle
Pantalassa:
orda bi evi var ona bakcaz falan
mall:
görükleye mi? bursa mı?
Pantalassa:
yolda öğrenciler otostop cekio.. evet bursa görükle
Pantalassa:
durduk aldık bunları 4 erkek öğrenci
Pantalassa:
babam başladı dert yanmaya
Pantalassa:
dedi bu kız beni sömürüyo çok para harcıyorum sizdemi bu kadarharcıyosunuz falan..
Pantalassa: çocuklar dedi valla çok yolluyosunuz..
Pantalassa:
lan bişe diycem babam yanımda
Pantalassa:
diyemiyorum ..
Pantalassa:
sonra babamın tıp fak. hastanesinde randevusu vardı
Pantalassa:
bıraktım onu orda arabaya ben bindim çocuklar arkada patates püresi gibi..
Pantalassa:
çıktık üniden
Pantalassa:
çektim arabayı sağa
Pantalassa:
inin dedim şerefsizler
Pantalassa:
dur dedi bunlar indirme bizi burda (yağmur yağıo ve tipik bursa lodosu)
mall:
hadi ya
Pantalassa:
valla dedim arabada geçmio..
Pantalassa:
10ar lira gardaş
mall:
oooo
Pantalassa:
babamın benden keseceği 40lirayı alayım
Pantalassa:
sonra dönerken gene bunlar otostop cekiyolar
Pantalassa:
babam gene aldı arabaya sanki 40 yıllık dostlarımız..
Pantalassa:
çocuklar dioki açlık sınırını zorluyo valla amca kızınız.. biz ayda 600 lira yiyoruz falan
Pantalassa:
babamda yedi tabi..
Pantalassa:
babam arabadan inince çocuk aliyim dedi 40 lirayı..
Pantalassa:
ben dumur tabi
mall:
verdin mi?
mall:
ikna oldu mu baban?
Pantalassa:
babam muabbet amaçlı mevzuyu açmıştı ama biz öğrenci milleti fırsattan istifade ederiz nankörüzdür.. verdim tabüü paşa paşa..
birşeyler almak için markete indim.aldım ve eve çıktım odaya geçtim oturdum 20 dakika filan geçti ve teyzem diyafondan "barış ... barış ... barış duymuyormusun?" diye bombayı patlattı ben içerde gulmeye başladım sesimi duydu ve geldi "la sen burdamıydın bende aşşagıdasın diye yarım saattır diyafondan bagırıyorum" *
fenerbahçe'nin resmi maçlarda bu sezon ki 100. golünü deivid'in atması. beşiktaş'ta baki mercimek'in atmasıyla eş değer bir olay. allah düşmanıma vermesin..
cezaevinde görüş günüdür. binaya giren ziyaretçiler x-ray cihazlı kapıdan geçtikten sonra üst araması için memurun önünde sıraya girmekteler.
sıra kendisine gelen yaşlıca bir kadın hızla geriye dönüp ağzına birşey soktuktan sonra memurun önüne geldi.
kadının davranışlarından kuşkulanan memur, - ne soktun ağzına, aç bakıyım ağzını. der sinirle..
kadın korkuyla - valla bişe değil, takma dişlerim, ,işte bak aaaaaa. cebimdeydi de..
biri gözlüklü biri küpeli biri sadeli* üç arkadaş donasa gidilmiştir. donaslar&kolalar söylenip bitirilmiş, muhabbetler edilmiş; sıra el yıkama faslına gelinmiştir. pd* masaya geldiğinde iki arkadaşın yanında 9-10 yaşlarında hödükçe donas yiyen bir çocuğun olduğu farkedilmiştir. pd masaya oturur, önünde iki şişe maden suyu bir kutu kola olan ve iki ısırıkta donasın yarısını bitiren* çocuğa bakar.
ç*: ne o sen de mi yiycen?* hıyar.
pd: (mavi ekran)
a*: sana yine bişey demedi, bana herkesin ortasında "bu küpe ne len ibne misin sen" dedi,y* de "heh aldın mı cevabı*" deyince ona da "sanane lan dört göz" dedi.
pd o an haline şükretmiştir. 1(bir) dakika içerisinde de donas'tan çıkılmaya hazırlanılmıştır. tam olayın şoku&trajikomikliği içerisinde kapıdan çıkarken bir garson gelip, çocuğun; hedesinin hödösünün bikbikinin vikvikinden bir akrabası olup rahat bırakmadığını söylemiş, onun adına bizden özür dilemiştir; takdirimizi kazanmıştır.
acun firarda izlenmektedir, neresi olduğunu hatırlamıyorum gece bir bardadırlar.herkes delicesine dans etmekteir falan, derken kamera ve acun birine yoğunlaşır. zayıf, esmer bıçkın bir delikanlı bütün kadınların yanına teker teker gidip onlarla dans etmektedir bir yandan da yakın temas kurmaktadır tabi..
acun kopmaktadır bir süre inceleyip yorum yaptıktan sonra, "evet gördüğünüz gibi böyle magandalar sadece türkiye'de yok" der. biraz sonra maganda kişiye yaklaşılır ki zaten o da kamerayı görünce hemen gelmiştir. acun evet şimdi yaklaşıyoruz der ve maganda kişinin "merhaba"sıyla ne acun orda dengede kalmıştır, ne de ben koltuğun üstünde..
recep tayyip erdoğan'ın bugün yaptığı grup konuşmasında son günlerde "türk silahsız kuvvetleri" tarafından meydanlarda aldığı ayarlara ilişkin "türkiye laiktir laik kalacak(devamlı duyulan bir şeyi tekrarlayan, sÂkin ses tonu)...ya biz başka bir şey mi diyoruz ? türkiye laiktir laik kalacak(kesinlik ve doğallık bildiren ses tonu)..." diye konuşması.
gece saat 23.30 civarı nöbetçi eczaneye telaş içinde bir delikanlı girer. üzerindeki tişört dikişleri ve etiketi dışarıda kalacak şekilde ters giyilmiştir.
delikanlı, eczacı kalfasından ertesi gün hapı ister (hamile kalma kaygısı duyulunca ilişki sonrası içilen bir hapmış)
kalfa yanlış kullanılmasına mahal vermemek için - yanlız bunun kullanım süresi vardır, ne kadar zaman geçti, diye sorar.
delikanlı saatine bakarak - sanırım 15 dakika, der.
e tişörtün niye ters giyildiğini herkes anlar, *
annem bir arkadaşını arayacaktır çevirir cebinden numarayı veeee babamın telefonu çalmaya başlar. kendi telefonu kulağında babamınki elinde ekranı okumaya çalışmaktadır. **
nerede yaşanacağı tâhmin edilemeyen, her an yarabilmesi mümkün olaylardır.
misÂl sınav sorµlarına ciddi ciddi şµ şekilde yanıtlar almak;
sorµ: what is yoµr mother's telephone nµmber?
cevap: annemin telefonµnµ veremem.
sorµ: selçµklµ devletinin kµrµcµsµ kimdir?
cevap: imparator birinci selçµk
sorµ: akıl ile ilgili bir hadis-i şerif yazınız.
cevap: akıllı ol, canımı ye...
sorµ: kazım karabekir kimdir?
cevap: kazım karabekir askerdir. mµstafa paşanın en yakın arkadaşıdır. londros, mondros ve sivas kongrelerine katılmıştır.
sorµ: "dağ başını......almış, gümüş dere durmaz akar" yandaki cümledeki nokta ile gösterilen yere ne yazılmalidir?
cevap: babam
sorµ: maki nedir?
cevap: akdeniz'de yaşayan kısa boylµ cüceler
sorµ: kasa sayımında 100bin tl eksik çıkmıştır. bunu büyük defterde muhasebeleştiriniz. cevap: tekrar sayın, eksik çıkmaması lazım.
sorµ: ebµ sµµd, yazdığı bütün eserleri ............. .... adlı kitabında toplamıştır." cevap: the best of ebµ sµµd.
alınan not: 90.
ilkokµl 3. sınıf, sınıfa müfettiş gelmiştir.
sorµ: isa kimdir?
cevap: geçen sene bizim sınıftaydı, artık gelmiyo.
bir ilköğretim okµlµnda 4. sınıf bilgisayar sınavı,
soru: microsoft word programını nasıl çalıştırırsınız? adım adım anlatınız.
cevap: başlata tıklanır ötesi kolaydır....
bir türk dili sınavından,
sorµ: yazara göre toplµm içindeki davranışlarımız nasıl olmalıdır? nelere dikkat edilmesini öneriyor?
cevap: yazar diyor ki nerde nasıl davranacağımızı bilmeliyiz. otµrmasını kalkmasını bilmeliyiz. yırtık dondan çıkar gibi her lafa atlamamalıyız.
sorµ: ülkemizde ilk nüfµs sayımı hangi yılda yapılmıştır?
cevap: 1927 yılında ikinci mahmµt zamanında yapılmıştır.
sorµ: ismet inönü'nün batı cephesine bakışı nasıl idi, açıklayınız
cevap: 200 metreden dürbünle..
milli güvenlik sınavı,
sorµ: rütbeleri artan sıralamada yazın
cevap: yüzbaşı, binbaşı, albaşı, yarbaşı....
not : mail'den gelmiş olµp türkçe harf sorµnlarını düzeltene kadar yazarın ebesi zitilmiştir.
arkadaşla, bursa'da bulunan ve de üniversiteli öğrencileri, üniversiteden şehir merkezine taşıyan 48 numaraya binmişizdir. kısa bir tur ve de yemeğin arkasından da, ayrılık vakti gelir.. bendenizin binmesi gereken numara - bursalılar bilirler - 8/l olup, arkadaş da, - malum bir sürü üniversitelilerin oturduğu mekanın otobüsü olarak - 9/d'ye binecektir.. araba beklerkene yapılan muhabbet esnasında da, arkadaş birden gözlerini, gideceğimiz yerlerle alakası olmayan otobüsteki kıza binmiştir.. birden muhabbeti de kesip,
- yarın okulda görüşürüz aga..
+ olm dur lan nereye gidiyosun, bu araba nereye gidiyo??!! ların arasında, arabaya binmiştir.. sonra, arayınca olay çözülmüş, arkadaşın kıza bayıldığı, yakından görmek istediği ve otobüse bunun için bindiği, indikten sonra da, ancak 3 vesait ile eve gidebildiğini öğrenen bendeniz de, dumurlardan dumur beğenirken, yarım yarım yarılmı$ımdır..
Bir gün izmir'de belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaşlarla. Bizim arkadaş boş yer buldu ve oturdu. Sonraki durakta da eli bastonlu yaşlı bi amca geldi. Arkadaş da kıllığına adama yer vermedi. Adam o arkadaşın oturduğu koltuğun yanına geldi ve ayakta arkadaşın yer vermesini bekliyor. Fakat arkadaş yerini vermedi. Neyse, adamcağızın da yazık, bastonu otobüs hareket ettikçe bi o tarafa bi bu tarafa kayıyo. Arkadaş dayanamadı ve yaşlı amcaya: "Amca bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz" dedi.
Adam şöyle bir baktı, sonra "lastiği zamanında baban taksaydı şimdi sen olmazdın, Ben de orda oturuyo olurdum" deyince bütün otobüs koptu.
Arkadaş, o gün bu gündür belediye otobüsüne binmez.