bugün

yarim parmak edivenle soygun yapmak.
şarabın son kullanma tarihini aramaya kalkışmak.**
evden cikmadan once murekkep akitan kalem elde yuzu kasimaya calismak, daha sonra once caddeye cikip dolmusa ve ardindan da simdiki sehir meydanin orada minisube binerek arkadasin evine gitmek. eve gidince arkadasin sana mal mal bakislarina anlam verememek, sonra arkadasin evinde lavaboya gidince yuzunde kocaman boydan boya iki mavi cizgi gormek, son bir saatte yuzyuze gelinen insanlarin ve yasananlarin film seridi gibi gozlerinizin onunden gecmesi.
dışarıdan eve gelinir. evde kapıyı açacak kimse olmadığından anahtar çantadan çıkarılır. o sırada bahçede komşularla muhabbete dalınır, anahtarda bu hararetli konuşma sırasında masanın üstüne bırakılır. bir süre sonra komşular dağılır. eve girmek için kapıya varıldığında ise elde anahtarın olmadığı farkedilir. çantanın altı üstüne getirlir ama anahtar bulunamaz tabi. kesin sabah evden çıkarken yanıma almadım deyip anne-babaya ulaşılır "kapıda kaldım eve gelin" diye. ebeveynler işi gücü bir kenara bırakıp eve doğru yola çıkarlar. yaklaşık 5 dakika kapı önünde oturulduktan sonra bari bahçede bekleyeyim deyip bahçeye inilir. birde ne görülsün, anahtar masanın üstünde. kahkaha krizi, utanç, şaşkınlık, ben bunu nasıl yaptımlar birbirine karışır. hemen anne-baba aranır "anahtar çantanın dibindeymiş, gelmeyin" diye. "aslında anahtar elimdeydi, sonra bir baktım masanın üstünde. orda unutmuşum. sonra oturdum sizi bekledim dakikalarca" nasıl denir ki. tabi ki anahtar çantanın dibindeymiş denecek. bu olay hep sır olarak kalacaktı ama siz yabancı değilsiniz.
kutu biraları maçtan önce soğusun diye buzluğa koymak, sonra maçı dışarıda izlemeye karar vermek, ertesi gün buzluğu açınca karşılaşılan manzara karşısında araba farı görmüş tavşan gibi kalmak... *
ters giyilmis tisortle sokaga cikmak, sahile gitmek. annenizin kahkahalarla bunu size soylemesi. eve gelene kadar ters giyilmis tisortle gezmek; bu hatayi ilerleyen zamanlarda tekrarlamak. iki tarafinda da yazi var, etiket ne tarafa geliyor unutuyorum, napiyim.
sabah kahvaltılık bir şeyler almak için markete gidilir. marketten gerekli olan şeyler alınır ve kasaya geçilir. kasiyer alınan malzemelerin tutarını söyler. ben de kasiyere kredi kartı yerine anahtarlığı uzatırım. evet anahtarlık. farkettiğimde yerin dibine geçtim. ama artık aklım nerdeyse. çok utandım sözlük öyle böyle değil.
fazlasıyla komik olaylardır.
ramazan bayramında mahallemizin davulcusu bahşiş toplamaktadır ve sıra bize gelmiştir.
biz de birkaç hafta oncesinde evi boyatmışızdır ve o aksam ugrayacak ustaya ücret verilecektir.
annem elinde para ile beklemektedir.
birden kapı çalar. annem gelenin usta oldugunu düşünerek kapıyı acar ve adama ( gelen davulcudur ) dalgınlıkla buyrun diyerek parayı ( yaklaşık üçyüz lira ) uzatır.
davulcu soka girmiştir efendim.
agzından cıkan ' bu para bana cok abla ' olmuştur.
sonradan durum farkedilir.
pardon denilir falan filan.
sabaha karşı 5 sularında kapalı olan mutfak camından yanlızca boxer ile geçip* iki bacağın onbir bölgesine atılmış toplam altmış dikiş ile güne başlamak.
facebook sayfasına gitmek için sözlüğün ben butonunu kullanmak. yetmezmiş gibi bir de "bozulmuş mu lan bu" diye söylenmek. bir derdim var butonuna tıklamadan önce son kez düşünmek.

kepazeliğin kenarından dönmek.
güneş enerjisi yarışına katılacak aracın şarzını yarış günü unutup yarışı tamamlayamamak. *
(bkz: yapılan en büyük salaklık)
is yerinde gecen 9 yogun saatin sonunda , mouse'la ekranin yaninda duran telefonu off line'a almaya calismak.
ÜNiVERSiTE YILLARINDA KARDEŞi KIZDIRMAK iÇiN ATILAN MESAJIN DALGINLIKLA AMCAYA ATILMASI.

NASIL OLDU BEN DE BiLMiYORUM AMA AMCAM ARAYIP NE DEMEK iSTEDiN AMCAM ANLAYAMADIM DEMESiYLE BEYNiME DÜŞEN YILDIRIM ETKiSi iLE FARKETTiM OLAYI. MESAJIN ÇOK KÖTÜ OLDUĞUNU EN AZINDAN BiR AMCA iÇiN KÖTÜ OLDUĞUNU ŞURDAN ANLIYORUZ: LAN ŞEREFSiZ NASIL BiR ADAMSIN SEN ? iNSAN BiR ARAMAZ MI ABiSiNi ? ADi HERiF. ARADA KAYNADI AMCAM. ELLERiNDEN ÖPÜYORUM.

EVET BU MESAJ AMCAMA GiTTi.
kendi arabanıza tıpatıp benzeyen başka bi arabayı,kendinizin sanarak açmaya uğraşırken araba sahibi ile gözgöze gelmek...(yok olmak istiyorum)
adı emre kuru olan şahsiyeti sahneye emre kuku diye davet etmek. nereye çekersin ki sen şimdi bunu?
okulun revirinde çıkarken ayağınızdaki galoşları çıkarmayı unutmak.
oruçlu olduğunu unutup lüks bir restorana girmek.güzelinden bir sürü yemek sipariş edip tam yemekler geldiğinde oruçlu olduğunu hatırlamak...
evin o an için karanlık balkonunda sigara söndürürken küllüğü ıskalayıp halıyı vurmak. halıda kurşun yarası açıldı tabii hemen.
yorgun gecen bir günün ardından koltugun üzerinde oturup uyumamaya çalışırken annemin sessizce anlattığı şeyi duymak için televizyon kumandasını anneme doğru tutup ses açma tuşuna basmak.*
aşık olmak.
(bkz: mevsimlik entryler)

oruca, kendisini zedeleyerek başlamak.

telefon çalar, uyanılır...

- hasskktir be saati kaçırmışım! su içecektim!.. neyse...
- niyet ettim niyet eyledim... ..*
normalde ingilizce ders anlatılan bir bölümde 15 dakika ders dinleyip, sonra yüksek sesle "aa hoca türkçe anlatıyor" demek. *
Telefonla denize girmiştim sonrada rezil olmayayım diye cebimden telefonu çıkardım denizin içinde baktım çalışmıyor sahildeki insanlar meraklı gözlerle bakıyor.

Kontur bitti galiba diye mırıldanmıştım * *
10 saatlik otobüs yolculuğunun son saatlerinde hayaller alemine dalarken, başını yanındaki tanımadığın adamın omzuna koymak.

hayaller aleminde, o omuz başkasına aitti halbuki.
arnavut biberi yedikten sonra gözü kaşımak.
(bkz: yandım anam)