Mental olarak dinginlik, kendi kendine yetmesini öğrenmek, eğlenmek için kimseye ihtiyaç duymamak, birine bağlı kalmadan plan yapabilmek. Ama süreç uzadıkça sağ elde nasır sorunu baş gösteriyor.
çok mu bariz olacak bilemiyorum ama bir şeyleri tek başına yapabilme yetisi. sadece beceri anlamında söylemiyorum, gönlün razı olması açısından da güzel.
mesela sinemaya tek başına gitmek, onun çıkışında tek başına bir yerde yemek yemek. dünyanın en normal şeyi benim için. anlam veremeyen, "acaba depresyonda falan mı" diye dedikodular döndürenler varmış. enteresan geliyor.
bir kafeye, pub'a gidip tek başına oturup bir şeyler okumak/yazmak/çizmek başka bir örnek. bu tarz mekanlara cümbür cemaat (en az 2 kişi) gidilmesi gerekliliği var gibi ülkemizde. canın sıkıldı mı çık git arkadaşım. beni niye darlıyorsun "abi gel takılalım" diye.*
her gün twitter'da otu boku normalleştiriyor "yargılayıcı" bi kitle. asıl bunu normalleştirin abi.
bir kez kaybettiğinde uzun bir süre bir daha yalnızken mutlu olamıyorsan yeniden eski sen olacak mısın ve olursan bir daha bunu kaybetmemen gerektiğin düşüncesini katar, seni kendi canından bile çok sevdiğini söyleyen tüm sevgililerinin elle tutulur bir hatan bile olmadan kollarından kayıp gittiğinde her insan mı böyle diye merak edip diğerlerini mi deneyeceksin yoksa sadece yaşayıp görecek misin düşüncesini de katar.
yalnızların avuntusudur. yalnızlık hüzünden başka ne verir. şair ya da yazar olmak isterseniz o ayrı. sevgiyle bakan gözler, elinizi tutacak sıcak bir el ,uyurken saracağınız bir sevdiğiniz olması herşeyden güzeldir. hayat yalnız mutlu olacak kadar çaresiz yapmasın kimseyi.
bir bok katmaz. Hiç edebiyat yapmaya gerek yok. Yalnızlığı tercih ettiyse insan eğer, zaten kendisinden bir şeyler eksilmiştir, kendisinden bir şeyler eksiltmişlerdir.
Özgürlük ve boş vakit. Arkadaş açısından böyle olmasa da sevgililik açısından durum böyle. Sevgilin olunca ne bir film izlemeye ne bi kitap okumaya vakit ayıramaz oluyosun. Onun ilgi ihtiyacını gidermeye çalışmaktan Kendine vakit ayıramıyosun bildiğin. Değmiyor tabi sonra. Yine kendi başına kalıp başa sarıyorsun.