insanın doğasına aykırı bir durum. yalnızlıktan hoşlanıyorum diyenler bile bunu bir başkasına aktarabildiklerine göre yalnız değiller. mutlaka biriyle iletişim halinde olmazsak ya deliririz ya da ölürüz.
ona sordum:
— sen öldükten sonra senden ne kalacak?..
bir köşede pinekleyen, nasırlı ve çarpık ayakları-şeklini almış iskarpinlerini gösterdi:
— bunlar kalacak!..
ne kadar yalnızız, ne kadar yalnızız!.. (paskal)ın dediği gibi:
« yapayalnız ölürüz!»
insana kafayı yedirir. kendi kendine konuşmasına sebep olur. çeşitli kurgular kurmasına hatta şizofreniye sebep olur. toplum içine çıkamamaya ve insanlar çevrendeyken rahat davranamama gibi problemler ortaya çıkarır. işte bu yüzden aileniz bile olsa yanınızda birileri olsun. işler çığırından çıktığında kalk hadi psikiyatra gidiyoruz diyebilecek birileri. aileniz olmazsa arkadaşlarınız filan.
bazen dünyanın en güzel hissi, bazense gitmediğin hâlde bildiğin cehennemin biricik döşeğidir.
yalnızlık, kulağındaki müzik, okuduğun yazı ya da sevdiğin bir şeyi yaparken bile sana kafanın içindekileri dinletendir.
yalnızlık, evde sen uyurken televizyonun sesini açmandır. sırf "ulan şefkat göremiyorum, bari yalnızlığım duvarlar arasında beni tokatlamasın" diye düşünmendir.
yalnızlık, ruhuna ilmek ilmek batandır.
yalnızlık, eğer doğru zamandaysa ise sana birçok müziğin, tiyatronun, filmin, ülkenin, diyarın, sevişmelerin veremediği huzuru verendir.
yalnızlık, hem seni sen yapan, hem de seni sen yapmaktan alıkoyan bir paradoksun kendisidir.
yalnızlık, sana dünyada en uzak yerinin sırtının orta noktasıdır. o iki elinin birleştirmeye çalıştığında birleştirmediğin yerdir senin kalabalıklar içindeki yalnızlığın.
yalnızlık, düşüncelerin arasında tahterevalli oynamaktır.
yalnızlık, bazen ruhunu doyuran, bazense ruhunu sevginin en bir ufak kırıntısına muhtaç bıraktırandır.
yalnızlık, en güzel manzaraya bakıp tadını çıkaramamaktır.
yalnızlık, göğsünün daralmasıdır. hem de öyle bir daralır ki, o yoldan sivrsinek bile geçemez ama sen direnirsin bir şekilde.
yalnızlık, en büyük çığlıktır ama bu büyük öyle sessizdir ki kimseye duyuramazsın.
büyüyünce azalacağına inandığım ancak büyüdükçe insanın daha da yalnızlaştığı durum...
sanırım insan daha seçici oluyor ya da tahammülü kalmıyor saçma durumlara emin değilim...
bu yazımda enteresan bir şey deneyeceğim. sonda söyleyeceğimi başta söyleyeceğim: şöyle kendi yalnızlığıyla baş başa kalabilen bir insanla oturup sohbet etmek de ne şahane olurdu!
kendi yalnızlığıyla yüzleşebilen insan ne demek? zihninin engin hükümranlığını temaşa edebilen, düşünüp hayal kurabildiğinin farkına varan, insan iletişimlerini/iletişimsizliklerini inceleyen, dilin işlevini ve yetersizliklerini anlamış bir insandan bahsediyorum. olur ya bir kanı kaynayan genç sizden tavsiye almaya gelir, siz de bilirsiniz, benzer dönemlerden geçmiş biri olarak. söz bazen hiçbir güce sahip olmaz. karşıdakine geçmez, geçemez. muhatabın algısının ve alıcılarının açık ve uyumlu olması lazımdır. bu durumun farkına varmak insanda bir çaresizlik düçar eder.
sessizlik, renksizlik, hissizlik ve yalnızlık. her şeyin içi boşaltılmış, bir soğuk meyve kendisi. yedikçe bitmez, ama yiyeni bitirir. geceleri insana kendisini daha kuvvetli hissettirebilir, ne de olsa herkes uyumuştur ve sessizlik sizi kucaklar. tabii tek başınalık değil bahsettiğimiz, çünkü insan kalabalık içinde de yalnız hissedebilir. anlaşılmayacakmış gibi, sözü geçmeyecekmiş gibi, ne kadar birlikte olsa da bir o kadar ayrıymış gibi...
belki de o sizi bulmadan siz onu bulmalısınızdır. her ne kadar can yakabilen bir ruh hali olsa da, onun da mizacı böyle deyip sevmek gerekir belki. sevgi güneşini söndürecek hali yok ya!
Geçmiş ağır tecrübelerin acısından kaçan herkesin huzur bulduğu limandır.
Gerçek ve sanal hayatımdan şamatacıları, menfaatçileri, egoistleri ve diğer yorucu kişileri çıkardıkça rahat ettim. Onların çevremde olmasındansa tek başıma kalmayı tercih ederim.
Kadınlar tarafından tercih edilen üstün özelliklere sahip olmadığım ve yaşıtım kadınları beğenmediğim için hayallerimdeki kadına ulaşamayacağım gerçeğiyle yaşayacağım.
Kendimi her şeyden uzaklaşmaya ve inzivaya çekilmeye hazırlıyorum. insanlar gölge etmesin, yormasın, ilişkilerini gözüme sokmasın, durduk yere ters ters bakmasın yeter.
Zorba’ da geçtiği gibi “ Hiçbir şey ummuyorum “. Sıktı artık.
Beş kıtada 2 milyonu aşkın kişinin incelendiği araştırma, yalnızlığın erken ölüm riskini yaklaşık yüzde 14, sosyal izolasyonun ise yüzde 32 oranında arttırdığını ortaya koydu. Yalnızlığa bağlı ölüm riskinde kanser yüzde 9 ile dikkat çekti.
genelde, masama biri gelmedikçe, tek başıma oturuyor ve çevredeki masalardan gelen içi dolu olmayan sohbetleri, sohbetlerin vaktini geçen kahkahaları dinliyorum ve yalnız olmaktan mutlu oluyorum.
bu devirde insanın huzur bulması ve dinlenmesi için büyük şanstır yalnızlık. değerini bilene...
Sana yakında ihanet etme girişimlerinde bulunabilirim, aramızda sır olmasın şimdiden söylüyorum. Çok fazla şey istiyorsun senin istediğin şarkıları dinliyor, senin istediğin filmleri izliyor, senin istediğin yerlere gidiyoruz, bana hiç alan bırakmadın, çok kıskançsın kimse ile yakınlık kurmama izin vermiyorsun, daha fazla yürütemeyeceğiz, sen çok güzelsin, yaşamaya doyulmazsın sorun sende değil bende sanırım. Ben seni taşıyamıyorum.