yalnız bir opera

entry63 galeri0 video1
    24.
  1. 25.
  2. Bana Zamandan söz ediyorlar
    Gelip size Zamandan söz ederler
    Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir ise yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
    öyle düşünürler.
    Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden
    karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek,
    uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır.
    Zaman
    Alır sizden bunların yükünü
    O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar
    dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir
    yerlerden
    bulunup yeni mutluluklar edinilir.
    O boşluk doldu sanırsınız
    Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir

    gün gelir bir gün
    başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
    o eski ağrı
    ansızın geri teper.
    Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten
    Bitmişsinizdir.
    1 ...
  3. 26.
  4. her üç günde bir kendini okutan şiir. yüksek derecede bağımlılık yapıyor.
    içinden hayat geçiyor.
    3 ...
  5. 27.
  6. her okunuşta kendini yenileyen, hiç eskimeyen şiir...

    ''şimdi biz neyiz biliyor musun?
    yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. umut
    ve korkunun
    hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
    bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını
    bilmeyen
    çocuklar gibi
    ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
    her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz''

    dizeleri ayrıca büyüler...
    2 ...
  7. 28.
  8. Size dün melankolinin ta zirvesinden baktım tüm yıkılmış aziz aşklar, görünürde aşk gibi doğanlar, doğan görünümlü ölüler... Çünkü Murathan mungan'dan yaz geçer vardı. Yalnız bir opera en çok okunandı. Mazi ısrarla ve yüzsüzce kalplerde yara olarak yankılanmaya kararlıydı. dı.dı.dı.dı.

    Sırf böylesi bir şiir yazdığı için bile Murathan mungan her daim büyük şair olarak anılacaktır; ki sırf bunu yazmamıştır. Ve Yalnız bir opera; Yalnızca, bir opera değildir. Nedir?

    Sigara molası alıyorum...
    2 ...
  9. 29.
  10. birilerine gecenin sessizliğinde kulağına uzanıp hiç bitmeyecekmiş bir nefesle okunası şiirdir.çok güzel filan demeyeceğim sadece kendinizden , aşklarınızdan pek çok şey bulacağınız bir murathan mungan yüreğinin dillenmiş halidir.
    1 ...
  11. 30.
  12. Murathan Mungan'ın okuduğumda beni bambaşka bir dünyaya sürükleyen harika şiiri:

    ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
    yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
    oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
    Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

    imrendiğin, öfkelendiğin
    kızdığın ya da kıskandığın diyelim
    yani yaşamışlık sandığın
    Geçmişim
    dile dökülmeyenin tenhalığında
    kaçırılan bakışlarda
    gündeliğin başıboş ayrıntılarında
    zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
    Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
    fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

    Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, ratsgele bir ilişki
    gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
    benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
    Ve hala bilmiyordun sevgilim
    Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
    Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
    Bütün kazananlar gibi
    Terk ettin

    Yaz başıydı gittiğinde. Ardından, senin için üç lirik parça
    yazmaya karar vermiştim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim.
    Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum.
    Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.

    ...
    2 ...
  13. 31.
  14. 32.
  15. murathan mungan'ın zirvesi. upuzun, aşkın her kısmını içeren, adı gibi orijinal bir şiir. ölmeden ezberleyeceğim inşallah.

    "ve hala bilmiyordun sevgilim
    ben sende bütün aşklarımı temize çektim"
    1 ...
  16. 33.
  17. okursun yüzünde buruk bir gülümseme,gözlerin dalar,sonra..sonrası malum yineyeniden hayat devam eder kaldığı yerden.
    3 ...
  18. 34.
  19. aşka dair herşeyi anlatan murathan mungan şiiri ve en sevdiğim şiir.
    3 ...
  20. 35.
  21. ayrılıktan sonra ki süreci en iyi anlatan şiirdir kanımca. baştan normal normal okursunuz şiiri, sonra birden ağlama tutar.

    "...şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
    biliyorum
    ne sen dönebilirsin artık,
    ne de ben kapıyı açabilirim sana..."

    iyi değilseniz okumayın, okuyun da biraz iyileştikten sonra.*
    4 ...
  22. 36.
  23. önce geçmişe sonra içinize derin derin baktıran şiir..
    1 ...
  24. 37.
  25. "O boşluk doldu sanırsınız
    Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir"

    hepimizin sandığı şeyi ne de güzel özetlemiş..
    2 ...
  26. 38.
  27. bu şiir alır sizi karşınıza otur bakayım sana anlatacaklarım var iyi dinle der. anlatmaya başlar o yalnız bir operayı, o anlattıkça her evresinden geçersiniz aşkın, acının, umutsuzluğun, yalnızlığın, terk edilmişliğin, zamansızlığın, kaderin, umudun, sanatın... sanatla dönersiniz yine hayata. bu şiirle dönersiniz hayata ne de olsa o acı mutlaka geri tepecektir, dilerim ki geri tepecektir.
    3 ...
  28. 39.
  29. Zamanla anlarsın bu bir yanılsama
    Ölü şairlerin imgelerinden kalma
    Sen de değilsin. O da değil
    Kuzey yıldızı daha uzakta
    Yeniden yollara düşerler
    Düşerim..yaralar tek kelimeyle..sen eminsindir netsindir.ama maşuk gider....
    2 ...
  30. 40.
  31. Fenadan da öte bir vurgundur. Her okumada daha da bir derinlere inmeye sebep olur.
    Yavaş yavaş yüzeye çıktıkça geçmişe ait sorgulamalar yerini yaşamaya devam ettiğimiz ana bırakır...
    2 ...
  32. 41.
  33. Aşkın bir yolu vardır

    Her yaşta başka türlü geçilen

    Aşkın bir yolu vardır

    Her yaşta biraz gecikilen

    der ve insana beni bu kadar iyi kim yazabilmiş hissi uyandırır. * *
    1 ...
  34. 42.
  35. o kadar güzel ki okumaya bile kıyamıyorum bu şiiri. yaşadım belki de anlatılanları, yüreğim almıyor daha fazlasını belki de o yüzden etkiliyor beni bu kadar, bilmiyorum...

    "ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
    yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
    oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
    ben sende bütün aşklarımı temize çektim.

    imrendiğin, öfkelendiğin
    kızdığın, ya da kıskandığın diyelim
    yani yaşamışlık sandığın
    geçmişim
    dile dökülmeyenin tenhalığında
    kaçırılan bakışlarda
    gündeliğin başıboş ayrıntılarında
    zaman zaman geri tepip duruyordu.
    ve elbet üzerinde durulmuyordu.
    sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
    biraz daha fazla sevdiğim,
    biraz daha önem verdiğim.

    başlangıçta dogruydu belki.
    sıradan bir serüven,
    rastgele bir ilişki gibi başlayıp,
    gün günden hayatıma yayılan,
    varlığımı ele geçiren,
    büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin.
    ve hala bilmiyordun sevgilim
    ben sende bütün aşklarımı temize çektim
    anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
    bütün kazananlar gibi
    terk ettin

    yaz başıydı gittiğinde,
    ardından,
    senin için üç lirik parça yazmaya karar vermistim.
    kimsesiz bir yazdı.
    yoktun.
    kimsesizdim.
    çıkılmış bir yolun ilk durağında
    bir mevsim
    bekledim durdum.
    çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.

    sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
    yüzündeki küskün kedere,
    gür kirpiklerinin altından kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine
    çerçevesine sığmayan
    munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine
    lirik sozcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
    yaz başıydı gittiğinde.
    sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti mayıs.
    seni bir şiire düşündükçe
    kanat gibi, tüy gibi,
    dokunmak gibi uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma.
    önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük
    usulca düşüyordu bir kağıt aklığına,
    belki de ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma.

    yaz başıydı gittiğinde.
    bir aşkın ilk günleriydi daha.
    aşk mıydı, değil miydi?
    bunu o günler kim bilebilirdi?
    "eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen"
    notunu buldum kapımda.
    altına saat:16.00 diye yazmıştın,
    ve 16.04'tü onu bulduğumda.

    daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
    takvim tutmazlığını
    aramızda bir düşman gibi duran
    zaman'ı
    daha o gün anlamalıydım
    benim sana erken
    senin bana geç kaldığını

    gittin.
    koca bir yaz girdi aramıza.
    yaz ve getirdikleri.
    döndüğünde eksik,
    noksan bir şeyler başlamıştı.
    sanki yaz, birbirimizi
    görmediğimiz o üç ay,
    alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan,
    olmamıştı, eksik kalmıştı.

    kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza.
    adımlarımız tutuk,
    yüreğimiz çekingen,
    körler gibi tutunuyor,
    dilsizler gibi bakışıyorduk.
    sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık.

    fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. zamanla
    gözlerimiz açıldı,
    dilimiz çözüldü
    güvenle ilerledik birbirimize.
    gittin.
    şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
    biliyorum
    ne sen dönebilirsin artık,
    ne de ben kapıyı açabilirim sana.

    şimdi biz neyiz biliyor musun?
    akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
    birbirine uzanamayan
    boşlukta iki yalnız yıldız gibi
    acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
    bir zaman sonra
    batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
    kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
    ne kalacak bizden?
    bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
    sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
    ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
    bizden diyorum, ikimizden
    ne kalacak?

    şimdi biz neyiz biliyor musun?
    yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. umut
    ve korkunun
    hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
    bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını
    bilmeyen
    çocuklar gibi
    ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
    her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz

    kış başlıyor sevgilim
    hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
    bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
    oysa yapacak ne çok şey vardı
    ve ne kadar az zaman
    kış başlıyor sevgilim
    iyi bak kendine
    gözlerindeki usul şefkati
    teslim etme kimseye, hiçbir şeye
    upuzun bir kış başlıyor sevgilim
    ayrılığımızın kışı başlıyor
    giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime."
    2 ...
  36. 43.
  37. murathan mungan'ın harika şiirlerinden bir tanesidir.uzundur, acıtır. *
    1 ...
  38. 44.
  39. her daim okunabilecek, okundukça içimizi acıtacak şiir.
    2 ...
  40. 45.
  41. bir operet in nidalarının duyulduğu şiir.
    1 ...
  42. 46.
  43. ...kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza.
    adımlarımız tutuk,
    yüreğimiz çekingen,
    körler gibi tutunuyor,
    dilsizler gibi bakışıyorduk.
    sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık...
    2 ...
  44. 47.
  45. harika bir murathan mungan şiiridir;

    ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
    yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
    oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
    ben sende bütün aşklarımı temize çektim

    imrendiğin, öfkelendiğin
    kızdığın ya da kıskandığın diyelim
    yani yaşamışlık sandığın
    geçmişim
    dile dökülmeyenin tenhalığında
    kaçırılan bakışlarda
    gündeliğin başıboş ayrıntılarında
    zaman zaman geri tepip duruyordu. ve elbet üzerinde durulmuyordu.
    sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
    fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

    başlangıçta doğruydu belki. sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki
    gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
    benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
    ve hala bilmiyordun sevgilim
    ben sende bütün aşklarımı temize çektim

    diye başlayan...
    1 ...
  46. 48.
  47. insanı ayrıldığına pişman eden şiir efendim tamam çok iyi, duygulara güzel tercüman oluyo ama çok uzun.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük