yalan hayatların yalan yüzleri yalanlar sokağında toplanmış. konuşulanlar hep yalan, yalan onların gerçek aynası ve yalan onların karaktersizlik perdesindeki yadsınamaz rolleri...bu yalan yüzler hep varlar ve birbirlerine paralel doğrultuda hep yalan yönde ilerliyorlar. yalanlar çıkmazında yalanlarla dolu yalan bir yalınlık kaplıyor her yanı. yalan üstüne yalanlar karışıyor birbirine ve yalan kendi yalanlığında yalan ışığını yakmış , büyük bir keyifle bekliyor yalansızı lekelemeyi...
biri bize söylediğinde sindiremediğimiz ama söylemekte sınır tanımadığımız sdoğru olmayan,hatta mumumuzun yatsıya kadar yanmasına neden olan söz dizilimi.
Gariptir kişilik ve onun haricindeki dünya. Bazen hayat içinizde bulunan gücün dışarıya çıkma şansı tanıyacak şartlar yaratmaz.
Peki bu şartlardan yoksunluk sizin gücünüzün yoksunluğu anlamına mı gelir?
Tabi ki hayır ! işte mübalağa ve yalan sanatı çıkar masumca. Gücünüzün doğması gerektiren şartları siz yaratırsınız
Nasıl mı ?
Dilinizle...
Anlatır , uydurursunuz. inandırır inandıramazsınız.
Ne önemi var ki ?
Aslolan sizin malum şartlarda yapacağınız şeylere olan inancınızdır. ideal olanı vurgulamaktır yalan. Bu yüzden gerçeğe düşman ama bir o kadar da doğruya yakın olandır.
Hatta sizden bile yakındır.
insanı aptal yerine koyan uydurma. ama daha çok söyleyeni aptal yerine kor. anlarsa tabi karşıdaki insanın bu yalanlara inanmadığını. onun için çok zeki değilseniz yalana başvurmayın.
yalanın yaptığını doğru bilinenler mi yıkar, yalan gerçekleri gösteren bir aracı mıdır?
kendi götünü kurtarmak için mi söylersin, başkasınınkini mi, yoksa sadece alışkanlık mı?
yoksa bana göre yalan olan sana göre doğru olan mı, öyleyse bana göre doğru olan da sana göre yalan olmalı.
bir söyleten bir de söyleyenin olduğu bir şarkı mı? öyleyse orkestra nerede? derim cevabını da beklemem. hem çalıp hem söyleyecek kadar yeteneklisindir belki.
bir insanı yalanlarına inanacak kadar sevmek mümkün mü o insan yalanları ile mutluysa eğer?
iki insan aynı yalana inanıyorsa bu onu doğru kılmaya yeter mi?
neden herkes yalanları yakalar, doğrular yakalanamayacak kadar uzak mı?
herşeyini kaybetmeyi göze almış bir yalancı; bir insana herşeyimsin derken başka bir yalanın ağzından, "şimdi ben de mi yalanım" diye düşünmez mi insan?
en büyük yalan; yalana inanmak mıdır, doğruların varlığından şüphe etmek mi?
nedir yalan?
güneşli bir havada üşümek mi?
nedir yalan?
intihar edip ölmemek mi?
kim alçalır yalana inanınca, kim yükselir doğruyu bulunca, bütün dünyayı kıyamete sürükleyebilecek yalanlar da var mı?
ya yalansa tüm bildiklerin, ya doğruysa yalan diye söylediklerin?
yalan insanın patentsiz buluşu, nesilden nesile şekil değiştirerek akan bir miras, herkesin icra edemeyeceği bir meslek, sadece inanmak isteyenlerin inandığı ,söyleyenin kendisini kurnaz sandığı, karşısındakini aptal sandığı bir körebe oyunu. bulursunuz da bulmumış gibi yön değiştirirsiniz hani, gözünüze bağlanan bez parçasından sureti görür de görmedim dersiniz hani,üç maymunun evriminin aldatmacasına kapılmış gibi el yordamına güvenirsiniz de kollarınıza bir yastık verirler ve birlikte delice gülersiniz, gülüşünüzün rendelendiğini göremezler, gözlerinizde bulmamış gibi yapmanın hüznü bağlıdır; onlar mutlu olsun diye. gözlerinizi görmedikçe inanmazlar hüznünüze.
ben de gözümle görmeden inanmam seni bulduğuma, sen gelip çıkarmadan gözümdeki bağı sürdürürüm yalanını seni mutlu edecekse. yalanlarına alıştığım gibi gözlerime bağladığın karanlığa da alışırım. sana alıştığım gibi senin olmadığın gemilerde deniz yüzdürmeye de alışırım.
yalan dediğin nedir lan? sen yine de söyle, yeter ki susma. doğruların boğazını kes ben akan kanı yalancı şahitliğimle temizlerim.
nedir yalan?
sen söyledikçe doğurganlaşan bir tanrıça mı?
olsa olsa beni senden götüren tirenin battığı sulardır. olsa olsa kaybettiğin herşeyin olan "yalan"dır. eğer senin herşeyinsem olurum yalan. yalan da olurum ulan! sen ol dedin de ne olmadım ben!
"bazı şeyler için iyi olmak yetmiyormuş
sevilmek için, aşk için iyi olmak yetmiyormuş"
sözleri doğru çıktıktan sonra sığınılan, sığındıkça daha da acı veren, acı verdikçe daha da güzel olan şarkı.
her cümlesi ayrı bir mana derinliği içeren candan erçetin şarkısı.
diğer tüm cümleleri geçtim de yalnızca Açmadığın dalda sözün geçer mi cümlesiyle bile hayranlık duyulabilir bu şarkıya.
2000lerin türkiyesi'nde popüler müzik olarak adlandırılan gürültü kirliliğinden kurtulup 90ların * bu dinleyerek bıkmanın imkansız olduğu şarkılarına tutunmak ilaç niyetine gelebilir kimi zaman.
"yalan soyleyen adam utanc duyar, cunku her yalan, hakikat ve durustluge ovguler duzerken bir yandan da ya$amak icin insani yalan soylemeye zorlayan bir dunyanin alcalticiligini ogretir ona. bu utanc, daha incelmi$, daha karma$ik ki$iliklerin yalanlarinda gedikler acar. beceriksizce yalan soylerler; kar$idaki ki$i acisindan yalani bir ayiba, bir kabahate donu$turen de bu beceriksizliktir. yalan soyleyenin onu aptal sandigini gosterir bu, bir horgoru belirtisidir. bugunun usta pratisyenlerinin elinde, gercekligi carpitmaktan ibaret olan eski durust ve masum i$leyi$ini yitirmi$tir yalan. kimse kimseye inanmamakta, herkes her $eyin icyuzunu bilmektedir. yalan soyleyen adamin asil soylemek istedigi, kar$isindaki insana da onun kendisi hakkindaki du$uncelerine de kayitsiz oldugunu hissettirmektir. bir zamanlar liberal bir ileti$im araci olan yalan, her bireyin, kendi cevresinde buz gibi bir atmosfer olu$turarak bu atmosferin siginagi icinde semirmesini saglayan kustahlik yontemlerinden biri haline gelmi$tir bugun."
farkedildiğinde en başta aşk olmak üzere, bütün güzel şeylerin içine eden, ama söylenen kişi tarafından hep bir bahanesi, mazereti bulunan sahici olmayan söz dizisidir.
çok büyük aşkla sevilen, birlikte unutulmaz anların yaşandığı, uğrunda her fedakarlığın göze alındığı, sadece birlikteyken mutlu olunduğunun karşılıklı hissedildiği, kendisine her konuda açık olabileceğinin, net olması gerektiğinin, bir sorun varsa dürüstçe paylaşırsa çözmek için destek ve anlayış göreceğinin açıklanmasına rağmen, kişinin söylediği, ortaya çıktığında da "seni kaybetmemek için" diye bir gerekçe gösterdiği, böylece kaybedişi ışık hızına dönüştüren, gözde sinek kadar bile kalmamasına sebep davranış biçimidir.
"iyi ettin, iyi b.k yedin, o kadar fırsat verdim, kapı açtım, dürüst ol, bir şey gizleme, yalan söyleme dedim, sen ne yaptın? yüreksizliğin, kolaycılığın yüzünden, üç kuruş baba parasından geçemediğinden, uğruna herşeyden geçen aşığını kaybettin. mis gibi aşkın da, benim aşka, hayata, insanlara dair tüm inancımın, ritüellerimin de içine s.çtın, şimdi çek git. beni daha fazla seviyene indirmeden defol hayatımdan ve görüş sahamdan, ve lütfen kendini yalancı diline hakim olabilecek duruma gelene dek, bütün hemcinslerimden hatta ara cinslerden de uzak tutacak bir yere kilitle. ben de her seferinde ödlek ve zayıf karakterine küfretmek için, yalan üzerine söylenmiş tüm şarkıları dinleyeyim." dedirten "kişi" değil, "şahıs" değil, "adam" zaten hiç değil, şey'dir. artık her sabah, ve her akşam kapı önünde beklese, yalvarsa, bahanelerle karşılaşılmaya çalışsa da, o yalanın ta kendisi olmuştur. hiç olmuştur.
ayrıca, bütün şarkıcılarınki dinlenip okunup,hatırlanıp da ebru gündeş'in dinlenilmediği ya da kendisine haksızlık edildiği fikrini çağrıştıran, şarkısıdır.
kırık dökük bir sal gibi.
battım ha batacağım.
mahşer günü günahına.
inan kefil olacağım.
dönmeyeceksen söyle.
ateşinle yanacağım.
yandığım ateşler de.
sevdan gibi yalan, yalan.
yalan, yalan, yalan, yarim.
yalan, yalan, yalan, yalan.
şeklinde sözleri olup, bu satırların sahibi de dahil, dinleyenleri, özellikle yalan nakaratı sırasında ziyadesiyle duygusallaştırdığı da görülmüştür.
ezbere bilmek kaçışları, yalanları..
kekeme kalıp tıkandım.
bak bak.. süslü cümlelerim yok
bak bak.. seninkiler gibi değilim; anca gömerim kendimi tebessüme.
bilmezsin
zaten bi nedenimiz yok, tesadüfümüz yok, denk gelişimiz yok.
yalan da yok.
çok hassas olduğumuz bir konuda, sadece, bizi çıkarlarına alet etmek amacıyla söylendiğinde, "yılandan korkmam, yalandan korktuğum kadar" sözünün anlamını "daaannkk'" diye kafamıza vuran, ruh sağlığımızı darmadağın edebilecek, belki de hayatımızı değiştirebilecek kadar rezil sahtekarların iğrendiren sahte cümlesi. çok ağır bir yalanın, gerçekten "yılan" olduğunu, söyleyenin de bir değil, bin yılan olduğunu acı bir şekilde öğreten tiksindirici ders.