Şu an satınalma gücü açısından Türkiye'de bir tüketici 1985'ler seviyesinde demek bile çok çok çok iyimser bir durum olur.
Daha somut ekle tutulur bir gerçek ister misiniz?
Hani şu tüp kuyruğu yağ kuyruğu olan, mazot benzin bulunmadığı 1970'ler var ya (hele ki enerji krizi yokluğunu Avrupa ABD bizden daha kötü yaşadı. Özellikle Avrupa'da örn: Fiat bu enerji krizi petrol yokluğu sayesinde batmaktan kurtuldu) işte; devletin cari işlemler ödemeler dengesi açısından 5 cent'e muhtaç olduğumuz o dönemden daha kötü haldeyiz.
O yıllar da insanlar kuyruklarda bir ürünü almak için satınalma gücü olmadığı (örn: domates biber et ekmek) için kuyrukta beklemiyordu.
Ürün olmadığı için kuyrukta bekliyordu.
Kaçak içkiden bu kadar insan ölmüyordu.
insanlar kaçak içkiyi satın alamadıkları için değil, bulamadıkları için yapıyordu.
Marlboro kent hb vb sigaraları insanlar bulamıyordu.
Dikkat ediniz, satın alamadıkları için değil de bulamadıkları içindi.
1970'lerde Türkiye Merkez Bankası dış borcunun 1/4 oranından daha fazla dövizi bir hiç yerine eritip (Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu yıl 30 Haziran itibarıyla brüt ve net dış borç stoku, Hazine garantili dış borç stoku ve kamu net borç stoku ile Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stoku verilerini açıklamıştı. Buna göre, Türkiye'nin brüt dış borç stoku 421,8 milyar milyar dolardı) hazineyi en iyi tahmin ile ülkenin dış borç oranın %10 kadar tutarında eksi rezerve sokmamıştı.
kırmızı bültenle aranan osman öcalan devlet televizyonuna çıkıp akp'ye oy istedi ve ekrem imamoğlu'nu kötüledi. devlet bahçeli ise bu durumdan memnun oldu ve devlet büyükleri osman öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmediğini söyledi.
Türkiye’yi 18 yıldır diploması olmayan, tek adam yönetiyor.
Ne isterse oluyor.
Türk halkı Allah’ını bu kadar sevseydi, ülkede hırsızlık, dolandırıcılık, tecavüz, cinayet yarı yarıya azalırdı.
Bu kadar riyakar bir halk başka bir ülkede yoktur.
