kendi idamında askere ateş emri verebilen yiğittir. teşkilat-ı mahsusa üyesi yakup cemil trablusgarp'ta, ırak'ta ve batı trakya'da büyük yararlılıklar göstermiştir. dönemin siyasi entrikalarına kurban gitmiş, giderken de herkese hakkını helal etmiştir. celladına gülümseyen kurbandır.
Gözü kara bir vatanseverdir. bir rivayete göre babıali baskını sırasında harbiye nazırı nazım paşayı vurma sebebi, nazım paşanın kendisine pezevenk demesidir. ancak bu gözü kara oluşu, daha sonraları en yakın silah arkadaşlarını bundan nasıl kurtulabiliriz düşüncesine sevketmiştir. terfi ettirilmeyince enver paşaya bile kafa tutmaya başlar. önceleri enver paşa yakup cemil e ilişmez. ancak yakup cemil in ''enver paşayı nasıl darbe ile getirdiysek yine darbe ile indireceğiz. yerine düşündüğüm adam ise mustafa kemal paşadır.'' söylemleri enver paşanın kulağına gidince, enver paşa delirir ve idam kararını verdirtir.
bab-ı ali baskınında harbiye nazırı müşir nazım paşayı vurmuş etrafındakiler naptın diye sorunca ''bu herife laf mı anlatılır'' demiştir ve teşkilat-ı mahsusanın önce vurup sonra sorgulama ritüelini gerçekleştirmiştir.
ittihat ve terakki'nin fedaisi. idama giderken karpuz yemek istediğini söylemiş ve son karpuzunu afiyetle yemiştir. anlatılanlara göre sineği gözünden vuracak kadar iyi bir silahşörmüş.
soner yalçın'In teşkilat'ın iki silahşörü kitabında geçen ifadeye göre, akrep ve mehmet ali isimli kişilerle ve geniş lojistik ve istihbarat ağının yardımıyla, avrupa'nın çeşitli yerlerinde asala'nın lider kardosunu oluşturan agop agopyan ve ara toranyan'ı ortadan kaldırmış kişidir. *
osmanli'da derin devletin silahsoru. turk tarihinin bilinen en azilli, en gozu kara derin devlet elemani. her isi silahla cozmeye calistigindan basi surekli belaya girmis en sonunda devlet tarafindan kursuna dizilmistir.
oldurulmesi de olayli olmus. vucudundan akan kanla "vatan sagolsun" yazdigi rivayet edilir.
daha ilginc olani, kardesinin torunu, yakup cemil kod adiyla MIT'e calismis ve yurt disinda hatiri sayilir miktarda asala elamanini yok etmistir.
1903'de Teğmen rütbesiyle Harp Okulu'ndan mezun oldu. ilk görev yeri Manastır'da konuşlanan 6. Nizamiye Piyade Tümeni idi. Burada Enver Paşa'nın emrinde bulunmuş ve hayatı boyunca da Enver Paşa'nın en yakınındaki adamlarından biri olmuştur. II. Meşrutiyet dönemine kadar bu bölgede görev yaptı. Bulgar, Sırp, Yunan, Arnavut çetelerine karşı mücadele etti. Gayri Nizami Harp tecrübesini bu dönemde kazandı. ittihat ve Terakki'ye katılması da yakın arkadaşlarının etkisiyle aynı dönemdedir.
ihtilalin ardından ittihat ve Terakki cemiyetince 1909 yılında iran'a gönderildi. Görevi daha önceden kaldırılmış olan meşrutiyeti yeniden ilan ettirmek üzere yeraltı faaliyetlerinde bulunmaktı. Yol boyunca, bölgedeki kürt aşiretlerinin desteğini toplayarak ilerledi. iranlı meşrutiyet yanlıları ile işbirliği yapdı. 31 Mart olaylarının patlak vermesiyle istanbul'a çağrılınca görevini bırakmak zorunda kaldı. isyan bastırıldıktan sonra Ermeni ayaklanmaları sebebiyle müfettiş-i umumi olarak Adana'ya gönderildi. 1910 da gazeteci Ahmet Samim Bey'e düzenlenen suikastın faili olduğu iddia edildi ancak bu iddia ispatlanamadı.
1911'de italyan işgaline maruz kalan Kuzey Afrika'daki Osmanlı topraklarını kurtarmak amacıyla başlatılan mücadeleye katıldı. Trablusgarp yoluna Binbaşı Mustafa Kemal (Atatürk) Bey ile çıktı. Başta Kurmay Binbaşı Enver Bey olmak üzere ittihat ve Terakki'nin en önemli komutanları Trablusgarp-Bingazi eksenine gelmişti. Yakub Cemil yine Enver Bey'in emrindeydi. Yerel halkı örgütleyerek gerilla savaşını başlattılar. Bu esnada sırf siyah tenli olduğu nedeniyle düşmana bilgi sattığından şüphelendiği kendisinden rütbeli teğmen şükrüyü bir gece çadırına gelerek uykusundan kaldırıp kafasına bir kurşun sıkarak öldürmüştür.o gece karargah karışmış ve yakup cemil bir çılgınlık daha yapmaması için istanbula gönerilmiştir.daha sonra bu olayı kendine soranlara siyah olduğu için öldürdüm demiş1912'de başlayan Balkan Savaşları'na 4000 cezaevi mahkumundan oluşan gerilla ordusu katıldı. Bu ordu ile beklenenin üzerinde yarar sağladılar. Ancak Osmanlı ordusu savaşta yenilince hükümet, Edirne ve Çatalca'yı Bulgarlara bırakarak barış yapmak istedi. O dönemde muhalefette olan ittihat ve Terakki Fırkası ve dolayısıylada cemiyet buna şiddetle karşı çıktı. Bu sebeple de cemiyet, tarihe Bab-ı Ali baskını olarak geçen ikinci ihtilalini gerçekleştirdi. Yakub Cemil, Bab-ı Ali binasına ilk giren baskıncılar arasındaydı. Baskın esnasında karşılarına çıkan Harbiye Nazırı Müşir Nazım Paşa'yı "bu herife laf anlatılırmı" deyip şakağından vurmuştur. Bu olayın etkisiyle kısa bir süre sonra, yüzbaşı rütbesinde iken ordudan atıldı. Yine de aynı yıl Garbi Trakya Muvakkat Hükümeti'nin kurulmasıyla sonuçlanan muharebe döneminde Enver Bey'in emrinde orduda gönüllü olarak yer aldı.
1914 de Teşkilat-ı Mahsusa'nın resmen kurulmasıyla bu kuruma alındı ve ilk görev yeri olarak da Doğu Anadolu belirlendi. 2000 kişilik mahkum ordusuyla yola çıktı. Çorum'da konakladıkları esnada yerel halktan birini yargılamadan idam ettirmesi tepkilere sebep oldu. Bölgedeki diğer ordu birlikleriyle çeşitli zaferler kazandı ancak Ardahan'da ciddi bir yenilgiye uğradı ve geri çekilmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Ermeni çetelere karşı mücadele etmekle görevlendirildi. 1915 de alınan kararla Erzurum ve çevresindeki Ermenilerin tehcir edilmesini organize etti. Tehcir süresinde emrini verdiği bazı komitacıların yargısız infazları nedeniyle bu görevinden de alındı. Yeni görev yeri olan Bitlis'te, emirleri ihlal edip çıkan isyanlara karşı aşırı sert davrandığından dolayı, bu seferde Bağdat'a gönderildi. Bağdat cephesinde de emirleri ihlal etti ve fevri olarak emrettiği bir taarruzda bölüğünün büyük kısmını kaybetti. Bu olay cephe günlerinin de sonu oldu ve acilen istanbul'a çağrıldı.
istanbul günlerinde Enver Paşa ile ters düştü ve yakın arkadaşları ile ihtilal planları yaptı. ittihat ve Terakki hükümetini dağıtmak, Enver Paşa'nın yerine Mustafa Kemal Paşa'yı getirmek istiyordu. Sonradan bu fikrinden vazgeçtiği halde hükümeti devirmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı. Vatana ihanetten suçlu bulundu. 11 Eylül 1916 günü kurşuna dizilerek idam edildi.
Kaynak: Yalçın, Soner. Teşkilat'ın iki Silahşoru. Doğan Kitap
Lord Kinross. Atatürk : Bir Milletin Yeniden Doğuşu (orj. Atatürk: The Rebirth of a Nation).
doğru yazılışı yakup cemil olan ittihat ve terakki'nin ünlü fedaisidir. istanbul'da doğdu. Babası Ahmed Bey, annesi Nazik Hanım'dır. Babası tütün ticareti ile uğraşan bir tacir ve aynı zamanda kaçakçıydı.
1903'de Teğmen rütbesiyle Harp Okulu'ndan mezun oldu. ilk görev yeri Manastır'da konuşlanan 6. Nizamiye Piyade Tümeni idi. Burada enver pasa'nın emrinde bulunmuş ve hayatı boyunca da Enver Paşa'nın en yakınındaki adamlarından biri olmuştur. II. Meşrutiyet dönemine kadar bu bölgede görev yaptı. Bulgar, Sırp, Yunan, Arnavut çetelerine karşı mücadele etti. Gayri Nizami Harp tecrübesini bu dönemde kazandı. ittihat ve Terakki'ye katılması da yakın arkadaşlarının etkisiyle aynı dönemdedir.
ihtilalin ardından ittihat ve Terakki cemiyetince 1909 yılında iran'a gönderildi. Görevi daha önceden kaldırılmış olan meşrutiyeti yeniden ilan ettirmek üzere yeraltı faaliyetlerinde bulunmaktı. Yol boyunca, bölgedeki kürt aşiretlerinin desteğini toplayarak ilerledi. iranlı meşrutiyet yanlıları ile işbirliği yapdı. 31 Mart olaylarının patlak vermesiyle istanbul'a çağrılınca görevini bırakmak zorunda kaldı. isyan bastırıldıktan sonra Ermeni ayaklanmaları sebebiyle müfettiş-i umumi olarak Adana'ya gönderildi. 1910 da gazeteci Ahmet Samim Bey'e düzenlenen suikastın faili olduğu iddia edildi ancak bu iddia ispatlanamadı.
1914 de teskilat i mahsusa'nın resmen kurulmasıyla bu kuruma alındı ve ilk görev yeri olarak da Doğu Anadolu belirlendi. 2000 kişilik mahkum ordusuyla yola çıktı. Çorum'da konakladıkları esnada yerel halktan birini yargılamadan idam ettirmesi tepkilere sebep oldu. Bölgedeki diğer ordu birlikleriyle çeşitli zaferler kazandı ancak Ardahan'da ciddi bir yenilgiye uğradı ve geri çekilmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Ermeni çetelere karşı mücadele etmekle görevlendirildi. 1915 de alınan kararla Erzurum ve çevresindeki Ermenilerin tehcir edilmesini organize etti. Tehcir süresinde emrini verdiği bazı komitacıların yargısız infazları nedeniyle bu görevinden de alındı. Yeni görev yeri olan Bitlis'te, emirleri ihlal edip çıkan isyanlara karşı aşırı sert davrandığından dolayı, bu seferde Bağdat'a gönderildi. Bağdat cephesinde de emirleri ihlal etti ve fevri olarak emrettiği bir taarruzda bölüğünün büyük kısmını kaybetti. Bu olay cephe günlerinin de sonu oldu ve acilen istanbul'a çağrıldı.
istanbul günlerinde Enver Paşa ile ters düştü ve yakın arkadaşları ile ihtilal planları yaptı. ittihat ve Terakki hükümetini dağıtmak, Enver Paşa'nın yerine Mustafa Kemal Paşa'yı getirmek istiyordu. Sonradan bu fikrinden vazgeçtiği halde hükümeti devirmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı. Vatana ihanetten suçlu bulundu. 11 Eylül 1916 günü kurşuna dizilerek idam edildi.
idamında vücuduna 14 mermi saplanmasına rağmen yarım saat boyunca can vermediği söylenir. Vücudundan sızan kanların toprağa önce vatan yazdığı efsanesi türemiştir. *
hemen hemen yazdığı bütün entryler kadınlar ve erkeklerle ilgili yazar, son yazdığı entrylere bakınca insanın aklına değişik şeyler gelmiyor değil doğrusu.
Yakub Cemil, milli istihbarat teskilatinınçekirdeklerinden olan teskilat i mahsusanın kurucularındandı. Teşkilat-ı Mahsusanın kurmay kadrosu ittihat terakkinin silahşörlerinden oluşuyordu.iran,beyrut,trablusgarp gibi çeşitli yerlerde görev alamıştır. Aynı zamanda bir vatanseverdir. enver pasatarafından kurşuna dizilmesi emredilmiştir.
bir efsaneye göre vücüduna 14 kurşun almış olmasına rağmen,yarım saat can çekişmiştir ve akan kanlarıyla "once vatan" yazıldığı söylenir.
"Yakup Cemil son adamlarını, ünü bütün imparatorluğa yayılmış ve günümüze kadar da gelmiş olan Sinop Zindanlarından devşirir. Hepsi birbirinden belalı, hepsi birbirinden tehlikeli iki bin adam. Berberler bir adım öne çıksın der. Ve komutlar komutları izler: 1 leşi, 2 leşi, 3 leşi, 4 leşi, 14 leşi olan bir adım öne çıksın. Sonunda bir kişi kalır hem berber olan hem de 14 leşi bulunan, yani 14 cinayeti olan, yani 14 adam öldüren. Yakup Cemil 14 leşli berberi şöyle bir süzer tepeden tırnağa ve sonra getir bir sandalye ve beni tıraş et, seni özel berberim tayin ettim der. Berberin gözü kanlı, Yakup Cemil in gözü kara. Usturanın sapı katilin elinde, ağzı Yakup Cemil in gırtlağında. Ölümle liderlik arasındaki süre saniyeden de kısa. 14 leşli özel berber Yakup Cemil in yüzünü sabunlamada, 2 bin kanlı katil sahneyi izlemede ve Yakup Cemil sandalyede ayak ayak üstüne atmış tütününü tüttürmede. O sandalyenin üstünde, o usturanın ucunda ve o 2 bin kanlı katilin huzurunda liderlik sınanmada, daha doğrusu insanlara liderlik dersi verilmede." ~http://www.kuzeyhaber.com ~
kuşuna dizildiğinde emir veren komutanın ateş komutuna askerler tepkisiz kalmışlardır.bu bir kaç kez üst üste tekrar edince ateş emrini yakup cemil kendi vermiştir.
çerkez asıllıdır. gözüpek usta savaşçı olup ittihat ve terakki' nin ilk üyelerindendir. "ölüme yaklaşmasını bilirim, çünkü ölüm yaklaştıkça kaçar" sözü kendisine aittir.
makedonya dan iran a, trablusgarp dan batı trakya ya, kafkasya dan babıali ye durmak bilmeyen bir hayat. sevinçler, hüzünler, aldatılışlar. ödül beklerken kağıthane de kurşuna dizilerek biten bir hayat.