ateistlerin bilimde kazanıp, inanan insanların gerilediklerini göstermeyen durumdur. velhasıl müslüman alimleri saymak şimdi çok vakit alacağından google de araştırmak daha faydalı olacaktır.
tanım : varsa, inananlar kazanacak, inanmayanlar kaybedecektir. yoksa, iki tarafta toprağın altında çürüyüp gideceklerdir.
ben hiçbir şey kaybedeceğimi zannetmiyorum. sırf insan icadı, kağıt üstüne mürekkeple yazılı bir kurallar bütününe uymadım diye, namaz kılmadım diye, oruç tutmadım diye, kurban kesmedim diye allah'ın bana kızacağını zannetmiyorum.
namazını kılarsın, orucunu tutarsın, hacca gidersin, kurban kesersin, zekat verirsin. oh mis.
kul hakkı yersin, zina yaparsın, içki içersin vs vs. eee? yukarda yaptıklarının ne manası kaldı? bence allah sana kızar. "bu nasıl bir yüzsüzlük?" der.
bana bakar,
namaz yok, din iman yok, oruç zekat? hak getire, kurban desen kim kaybetmiş ki sen bulasın, küfür desen gırla.
bir daha bakar, kimsenin ekmeğine emeğine saygısızlık etmemiş, zorla, hile ile işler çevirmemiş vs vs.
şimdi allah bana kızacak mı? bence kızmaz. cehenneme atmaz.
eğer allah varsa, sizin kafanıza kurduğunuz, kuran-ı kerim ile şekillendirdiğiniz bir allah değildir. her şeyi biliyorsa sorun yoktur. ben inanın ki rahatım.
islam'ın şartlarını harfiyen yerine getiren ama uçkurunun uğruna yemediği halt kalmayan adamlar varya, onlardan daha rahatım.
içten içe söylediğim tek şey "ulan iyi güzel partiyi yaptıkta babamlar eve dönerse tarrağı yedik" xD
not:bunu kendine söyleyen bir ateist kendi içinde aslında ateislikten uzak olandır
(bkz. çakma ateist)
fikrimce inanan biri için sorulabilecek "ya tanrı yoksa" cümlesinden çok daha ağır olan bir cümledir.
pascal özetle şöyle demiş "allah'a inanın. eğer allah yoksa birşey kaybetmezsiniz ama varsa çok şey kazanmış olursunuz". aynı adam "tanrının yokluğunun ispatlanamaz oluşu bana tanrının varlığını açıklar" der.
işte o zaman ateistlerin kıçına giren şemsiyenin çok büyük olacağının resmidir.
hayret, olaya bir de diğer açıdan bakalım.. haşa ve haşa!!!
titreyerek söylüyorum eğer yoksa dindarlara girip çıkan hiç bir şeyin olmayacağı ise herkesin malumudur.
bu durumda hangilerinin daha akıllı olduğunu seçmek sizin elinizde..
ya varsayı boşverip ya yoksadan mevzuya girersek kavranır diye düşünüyorum olay. şimdi tanrı yoksa tanrı var gibi yaşayan insan karıdan kızdan uzak duran içkiden alkolden türevlerinden uzak duran kişi ne kaybeder hatta kazanır sağlığını kazanır düzenli bir yaşamı olur vs vs daha bir çok şey yazılır ama ya varsa yok gibi yaşayan ne yapar? göte gelir göte benden söylemesi.
birileri diyor ki;
"tanrı yoksa ve ona inanmıyorsanız bir şey kaybetmezsiniz fakat tanrı varsa ve ona inanmıyorsanız çok şey kaybedersiniz."
ben de üstteki kelimeye ve tümüne şunu diyorum;
tanrı varsa ve öldükten sonra "siz ne kadar salakmışsınız ben sizden bir şey istemedim, iyi olun yeter, muhammed diye isa diye kurnaz insanlara inandınız yüzyılarca, saçma kurallar koyanlara sömürü malzemesi ve koyun oldunuz, şimdi gidin kendinize yeni bir beden seçin ve ctrl+alt+del'e basın"* derse?
deist kadınlar erkeklerinin kölesi olduğu için, erkekleri dünyayı merak edip sorgulamadıkları, hayatın hadehinden tatmadıkları için üzüleceklerdir. ateistler'de duyu organlarıyla bulamadıkları şeylere yok dedikleri için kendini kötü hissedeceklerdir.
bunu iki ihtimalli bir piyango gibi düşünmek başlı başına yanlışlık olur. yani olay eğer tanrı yoksa ben sadece dünyadaki zevklerden mahrum olurum, varsa sonsuz ahireti kazanırım gibi yüzeysel değil. ben zaten sahip olduğum tanrı inancıyla yaşadığım dünyadan gayet zevk alıyorum. eğer zevkten kasıt önüne gelenle yatağa girme, içki alemi gibi bir basitlikse zaten insan olmanın tadını alamamış bir bireyin kendindeki eksikliği tamamlama gayretidir bunlar. inandığım din (belki başka inanç sistemlerinde böyle olmayabilir) benim için dünyadan zevk almayı yasaklamış değil. yaşantıma gayet mutlu olacağım optimum düzeni kurallar bütünü olarak koymuş zaten. ha bu benim için böyle olup başkası için olmayabilir. evlenmeden önce cinsel ilişkiye girmemiş olmak senin için çok büyük bir kayıp olabilir. bense bir saatlik fiziksel bir zevk yerine vicdanımda duyduğum ömür boyu sürecek bir zevki tercih ediyorum. tanrıya inanmış olmanın mükafatını zaten yaşadığım dünyada aldım. nedir o mükafat derseniz dediğim gibi vicdani rahatlık, ruhsal huzur, serenity vs.
tanrının varlığına dair şüphem var mı? anlayamadığım şeyler var diyelim, ezel ve ebed gibi. nedensellik ilkesi sebepsiz sonuç olmaz der. dolayısıyla durduk yere kainat olmaz. büyük patlama niye olmuş, öncesinde olay neydi. bunlar da sanırım cevabını dünyada alamayacağımız sorular. e zaten iman denilen şey de kesin ispatı olmayana inanmak değil mi