Tek taşımı kendim almıştım. Yanlış anlaşılmasın ben ödedim ama kendim seçmemiştim. Açıkçası o yüzden pek anlam ifade etmiyordu, Kadıköy’de bi konserde düşürmüştüm... bişeyim kaybolduğu için üzüldüm ama çok da önem arz edecek anısı yoktu çabuk geçti.
Ayrılıkların iki yanındaki bedenlerin tam ortasında dikine...dursa.
Ve geçmese parmaklara bir örgü gibi
Ve anarşist bir hüzün yığınak olsa.
Ve sonu dipsiz o madenin...
Neydi bu bağın adı kimyada?
Bazen aklımıza unuttuğumuz anılar gelirde bizi kıvrandırır ya utançtan. Biraz önce bir tanesi geldi aklıma. Bir butiğe girdik ablamla. Yüzük felan bakıyoruz. Bir tane yüzük hoşuma gitti. Taktım parmağıma. ablama gösteriyorum. Sonra hadi gidelim diyor. Bulamamış artık ne arıyorduysa. Yüzüğü çıkartmaya çalışıyorum, çıkmıyor. Hareket bile yok. Ablam çekiyo, ben çekiyorum. Sonra pes ediyorum. Tam parmağımı ağzıma sokucam. Elimi çalışanlardan birisi tutuyor. Çıkartıyor. Hiç akla gelmiyor. O yüzüğü kimler takmıştır. Hadi onu geçtim, davar gibi ağza almak nedir. Tek savunmam küçüktüm.