william shakespeare

entry626 galeri43 ses2
    100.
  1. romeo ve juliet gibi güzel ve ünlü bir esere imza atmış kişidir. * *
    0 ...
  2. 101.
  3. Gelgit gibidir bir erkeğin ilişkileri... selde sürüklenir, kaderine doğru...

    ihmal edilmiştir hayatlarının seferi, mahkumdur karaya oturmaya, sefalete.
    Öylesine büyük bir okyanusta yüzüyoruz işte...
    Ve arkamıza almalıyız akıntıyı, hâlâ bizden yanayken...
    Yoksa kaybederiz şansımızı, her şeyden önemlisi.
    2 ...
  4. 102.
  5. soyadını bir türlü yazamadığım ve her defasında bunu mu demek istediniz yazısıyla karşılaştığım büyük insan.
    2 ...
  6. 103.
  7. yıldızların bile kaybolduğu
    karanlık bir sonbahar gecesindeyim
    hafif yağan bir yağmur var
    gökyüzündeki aşk melekleri ağlıyor sanki
    öylesine huzur veren bir yağmur
    bütün dertlerimi alsın diye
    sırılsıklam olana kadar dolaşıyorum
    başıboş bir halde bir iki avareyle
    gözlerimde çaktığını zannettiğim şimşekler
    aslında gökyüzündeki uyanışa bir işaret
    "hey insan gülümse, yakaladım seni,
    ömrünün bir fotoğrafını çektim" der gibi
    bir o buluttan bir bu buluta çakan şimşekle
    aydınlanıp duruyor gökyüzü
    sank, sıra sende dercesine üzerime geliyorlar
    bütün sessizliği "ben sizden değilim gelmeyin üzerime" diyerek ben bozuyorum
    aslına bakarsan bende onlardanım
    onların su damlaları benim gözyaşlarım
    onların şimşekleri benim feryatlarım
    onların gökyüzü, benim için ise sen vardın
    gökyüzünü kaybetmiş bir bulut
    çaresizce ne yapardı bilmem ama
    ben hala seni arıyorum kar kraliçem...
    1 ...
  8. 104.
  9. Aslında hiçbirşey iyi veya kötü değildir. Herşey bizim onlar hakkında ne düşündüğümüze bağlıdır diyen kişidir.
    1 ...
  10. 105.
  11. kölen olmuşum senin, elden başka ne gelir
    gece gündüz el pençe divanım buyruğuna
    geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir
    sen buyurmuş değilsen çabalarım boşuna
    senin için, sultanım, saatleri gözlerken
    ben kimim ki küseyim sonu gelmez günlere
    kara kara düşünmem, acı çekmem özlerken
    uğurlar olsun dersen kölene sen bir kere
    ben kimim ki kıskanıp kuşkulanıp sorayım
    kimle içli dışlısın, nedir yaptığın işler
    derdim günüm put gibi düşünmeden durayım
    mutlu kıldıklarını bilmek içime işler
    öyle körkütük sadık bir köledir ki sevda
    seni kötü göremez bin kötülük yapsan da
    1 ...
  12. 106.
  13. 107.
  14. Dünyaya bir daha hiçbir zaman onun gibisi gelmicek olan ingiliz şair ve tiyatro oyun yazarıdır. En bilinen oyunu romeo ve juliettir.

    Hayalinle açık kalsın ağırlaşan göz kapaklarım,
    Baksın dursun mu istiyorsun...ağırlaşan geceye ?
    Durmadan bölünsün mü yani sence uykularım,
    Sana benzer gölgeler oynaşırken...
    Gözlerimin önünde?
    Yoksa yanıma kendi yerine
    Ruhunu mu gönderiyorsun,
    Yuvasından böyle uzakta ne yaptığımı gözlesin de,
    Ayıplarımı yakalasın,
    Nasıl aylaklık ettiğimi görsün,
    Kıskançlığına yön versin, hedef göstersin diye.
    Yok yok aşkın büyükse de o kadar da değil şu an
    Gözlerimi hep açık tutan, benim aşkım aslında
    Benim şaşmaz aşkım yine, diriliğimi bozan,
    Durup dinlenmeden bekçilik ettiren senin uğruna,
    Senin nöbetindeyim ben,
    Başka yerde sen uyanıkken
    Benden çok uzaklarda...
    Başkalarına yakınken...

    *
    (bkz: 61.Sone)
    3 ...
  15. 108.
  16. bünyesi şiirle uyuşmayan bana, şiiri sevdirmiş ulu insan.

    a tree grows in broklyn romanında, kızımız francie, doğum yapacak olan annesine ne istediğini sorar. w.shakespeare'den bir sayfa der annesi. ve o satırlarda hayatımın en güzel şiirini okuyan ben, bu adamın hastası olurum.

    "ay parlıyor işte böyle bir gece
    tatlı rüzgar hafifçe öperken ağaçları
    sessiz sessiz
    işte böyle bir geceydi
    sanırım
    trolius tırmanmış truva surlarını
    cressidanın yattığı yunan çadırlarına
    doğru derin bir ah çekmişti"

    bunu okuduktan sonra rüzgarı hissetmeyen olabilir mi? ne zaman okumasam o geceyi canlandırabiliyorum.
    3 ...
  17. 109.
  18. bünyesi şiirle uyuşmayan bana, şiiri sevdirmiş ulu insan.

    a tree grows in brooklyn romanında, kızımız francie, doğum yapacak olan annesine ne istediğini sorar. w.shakespeare'den bir sayfa der annesi. ve o satırlarda hayatımın en güzel şiirini okuyan ben, bu adamın hastası olurum.

    "ay parlıyor işte böyle bir gece
    tatlı rüzgar hafifçe öperken ağaçları
    sessiz sessiz
    işte böyle bir geceydi
    sanırım
    trolius tırmanmış truva surlarını
    cressidanın yattığı yunan çadırlarına
    doğru derin bir ah çekmişti"

    bunu okuduktan sonra rüzgarı hissetmeyen olabilir mi? ne zaman okusam o geceyi canlandırabiliyorum.
    0 ...
  19. 110.
  20. "yiğitlik intikam almak değil , tahammül etmektir..."
    william shakespeare
    1 ...
  21. 111.
  22. eserlerinin francis bacon a ait olduğu iddia edilen şair-yazar.
    1 ...
  23. 112.
  24. "kuş tüyü bir yatağın keskinliğinde hayatım tehlikede" diyor.

    üstün açık kalmıştır ciğerparem.
    1 ...
  25. 113.
  26. '' Korkudan sahnede eli ayağına dolaşıp,
    Rolünü şaşıran kötü bir oyuncu misali;
    Ya da azdıkça içine sığmayan öfkesi taşıp
    Kendi yüreğini zayıf düşüren çılgın biri gibi,
    Unutuyorum, kendime güvenim olmadığından mutlaka,
    Tam olarak söylemeyi aşk oyununun sözlerini;
    Ve aşkımın yükü öylesine ağır geliyor ki bana,
    Kendi aşkımın gücü karşısında eziliyorum sanki.
    O halde, nedemek istediğimi bakışlarım anlatsın,
    Konuşan gönlümün sessiz sözcüsü olsun onlar;
    Aşkımı onlar açığa vursun, derdime çare arasın;
    Öyle ki, hiç kalsın yanında, durmadan konuşanlar.
    Ah, sessiz aşk neler yazmış, öğren artık okumayı,
    Aşkın sırrına ermişler bilir gözleriyle duymayı... ''

    (bkz: William Shakespeare)
    1 ...
  27. 114.
  28. neoklasik tiyatro ile sınırlanmayacak nitelikte çağların ötesine seslenebilen oyun yazarıdır. bu nedenle Fransa'da uzun süre sansürata uğramıştır.
    (bkz: La rouge at la noir)
    0 ...
  29. 115.
  30. ingilizceye 70 küsür kelime katmıştır ve bunlar zaman içerisinde kullanılırlık görmüştür. büyük yazardır efendim.
    0 ...
  31. 116.
  32. bir savaş öncesi en gaza getirici konuşmayı yazmış oyun yazarıdır.

    henry v'de, agincourt savaşı öncesi kralın yaptığı aziz crispin günü konuşması tekrar tekrar dinlenesidir.

    kenneth branagh'nın 1989 yapımı henry v'in sinema uyarlamasındaki performansı:



    WESTMORELAND: O that we now had here
    But one ten thousand of those men in England
    That do no work to-day!

    KING: What's he that wishes so?
    My cousin Westmoreland? No, my fair cousin;
    If we are mark'd to die, we are enow
    To do our country loss; and if to live,
    The fewer men, the greater share of honour.
    God's will! I pray thee, wish not one man more.
    By Jove, I am not covetous for gold,
    Nor care I who doth feed upon my cost;
    It yearns me not if men my garments wear;
    Such outward things dwell not in my desires.
    But if it be a sin to covet honour,
    I am the most offending soul alive.
    No, faith, my coz, wish not a man from England.
    God's peace! I would not lose so great an honour
    As one man more methinks would share from me
    For the best hope I have. O, do not wish one more!
    Rather proclaim it, Westmoreland, through my host,
    That he which hath no stomach to this fight,
    Let him depart; his passport shall be made,
    And crowns for convoy put into his purse;
    We would not die in that man's company
    That fears his fellowship to die with us.
    This day is call'd the feast of Crispian.
    He that outlives this day, and comes safe home,
    Will stand a tip-toe when this day is nam'd,
    And rouse him at the name of Crispian.
    He that shall live this day, and see old age,
    Will yearly on the vigil feast his neighbours,
    And say 'To-morrow is Saint Crispian.'
    Then will he strip his sleeve and show his scars,
    And say 'These wounds I had on Crispian's day.'
    Old men forget; yet all shall be forgot,
    But he'll remember, with advantages,
    What feats he did that day. Then shall our names,
    Familiar in his mouth as household words-
    Harry the King, Bedford and Exeter,
    Warwick and Talbot, Salisbury and Gloucester-
    Be in their flowing cups freshly rememb'red.
    This story shall the good man teach his son;
    And Crispin Crispian shall ne'er go by,
    From this day to the ending of the world,
    But we in it shall be remembered-
    We few, we happy few, we band of brothers;
    For he to-day that sheds his blood with me
    Shall be my brother; be he ne'er so vile,
    This day shall gentle his condition;
    And gentlemen in England now-a-bed
    Shall think themselves accurs'd they were not here,
    And hold their manhoods cheap whiles any speaks
    That fought with us upon Saint Crispin's day.
    0 ...
  33. 117.
  34. shakespeare'in küçük nedenlerden büyük olaylar çıkarması, trajik nedenin dışardan verildiğine inandığını gösterir. romantik sanatın bu ilk ve en büyük öncüsü, eski yunan tragedyalarının yapısına inandığı için böyle yapıyor, ama nedenleri görülür görülmez duruma getiriyordu. eski tragedyaya inandığı için mi? hayır. shakespeare vıdıvıdıcı idi, önemsiz sayılabilecek bir sözden, bir faldan bir görüntünün sözünden yola çıkarak tragedyalarını ortaya koyuyordu.
    2 ...
  35. 118.
  36. yazmış olduğu sonelerden hareketle shakespeare'in homoseksüel olduğu iddiaları vardır. ancak; kesin olarak kanıtlanmış bir durum değildir.

    özellikle soneler kitabında sone 1 - sone 126 kısmı genç bir erkeğe yazılmıştır fakat bazı uzmanlar o tarihlerde şairlerin erkeklere şiirler yazıldığını ve bugünkü homoseksüellik anlayışı ile karşılaştırılmaması gerekir düşüncesindedirler.

    gelgelelim; bazı sonelerdeki açık ifadeler homoseksüel olabileceği ihtimalini de kuvvetlendirmektedir. inceleyelim:

    sone 20
    yaradan kadın yüzü çizmiş sana eliyle
    ...
    ...
    erkeklerin en hoşu, en hoş şeyler onundur
    erkekleri büyüler, kadınları çıldırtır.
    seni yaratmış olsa kadın olarak önce
    yaradan bile çılgın bir sevgi duyacaktı
    ama bir hiç uğruna fazlalık verince
    varlığına doymaktan beni yoksun bıraktı.

    burda göründüğü gibi, shakespeare bir erkeğe aşırı derecede methiyeler düzmüştür. fazlalık kelimesi burda penis anlamında doğal olarak ve bu durumun kendisini tam anlamda hayran olduğu o erkekle ilişkini engelliyor.

    bunun gibi birçok örneğe rastlanabiliyor ilk 126 sonede. homoseksüellik iddiaları işte bu sebepten ister istemez ortaya çıkıyor tabi.
    0 ...
  37. 119.
  38. ingilizceye ikibine yakın kelime katmıştır. * * * * *
    1 ...
  39. 120.
  40. keskin şiirlerin adamı.

    inandıramaz Aynam Yaşlandığıma Beni

    inandıramaz aynam yaşlandığıma beni.
    Değil mi ki doğduğunuz aynı gün gençlikle sen;
    Ama örtünce vaktin kırışıkları seni
    Medet umarım ömrüm bitsin diye ecelden.
    Varlığına o eşsiz güzelliği giysen de
    Gönlümün urbasından başka şey giyemezsin.
    Yüreğim sende çarpar, yüreğin çarpar bende:
    Demek ki bana göre yaşlısın diyemezsin.
    Onun için, sevgilim, kendine bakman gerek,
    Nasıl ki ben bir hiçim bakmak dururken sana,
    Yüreğin bende diye üstüne titreyerek
    Olmuşum yavrusunu esirgeyen bir ana.
    Gönlüne bel bağlama gönlümü yok edersen,
    Geri almak yok diye onu verdin bana sen.

    1564

    William Shakespeare
    0 ...
  41. 121.
  42. isminin anlamı şudur:

    william: arzulu, istekli miğferli.

    shakespeare: mızrakçı.

    toplamı ise şudur: acaip arzulu fena istekli, miğfer giymiş, mızrak da yapan kişi demektir efennim !
    3 ...
  43. 122.
  44. Bu denli ünlü ve unutulmaz olmasına karşılık hayatına dair neredeyse hiç bir bilgi elde edilemeyen dahi şairdir.Aynı zamanda Shakespeare ingilizcesi denen harika (!) kullanımı üniversite öğrencilerimizin önüne sunan okunası şairdir.
    0 ...
  45. 123.
  46. Aşkın en gerçek tarifini "troilos ve kressida"dan dillendirir:

    "aşkın korkunçluğu madam; istemin sonsuz, edimin sınırlı olmasındadır. aşkta arzu sonsuzdur, eylem ise sınırlı mı sınırlıdır."
    2 ...
  47. 124.
  48. Sevgilim doğruyu söylediğine yemin ederse, ona inanırım. Yalan söylediğini bildiğim halde.

    Shakespeare'e ait bir sözdür. daha ne söylenebilirki bu sözün üstüne.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük