william blake

entry58 galeri9
    58.
  1. 57.
  2. aynı zamanda dead man filminde johhny depp' in canlandırdığı muhasebeci gencin ismi.
    0 ...
  3. 56.
  4. Eyleme dönüşmeyen arzu, ruh bozukluğuna yol açar.
    2 ...
  5. 55.
  6. mottolarımdan birinin mimarı büyük kalem. Şöyle diyor ve ben de kalben katılıyorum:

    "those who restrain their desires, do so because theirs is weak enough to be restrained."
    3 ...
  7. 54.
  8. ruhuma butunuyle erisebilen tek adam. diger yazarlara kapiyi her seferinde ben aciyorum. blake ise kapinin anahtarina sahip olan tek kisi.
    1 ...
  9. 53.
  10. "You never know what is enough unless you know what is more than enough."
    1 ...
  11. 52.
  12. Shakespeare ile birlikte sevilen iki william'dan biri. William blake'in yeri gercekten ayridir. Bazi konularda shakespeare'den de otelere ulasabilmis farkli biridir. Kafasinin derinliklerinde dolanan dusunceleri okumaya, resimlerini izlemeye bayiliyorum.
    1 ...
  13. 51.
  14. Kaplan! Kaplan! gecenin ormanında
    ışıl ışıl yanan parlak yalaza,
    Hangi ölümsüz el ya da göz, hangi,
    Kurabildi o korkunç simetrini? Hangi uzak derinlerde, göklerde
    Yandı senin ateşin gözlerinde?
    O hangi kanatla yükselebilir?
    Hangi el ateşi kavrayabilir? Ve hangi omuz ve hangi beceri
    Kalbinin kaslarını bükebildi?
    Ve kalbin çarpmaya başladığında,
    Hangi dehşetli el? ayaklar ya daNeydi çekiç? ya zincir neydi?
    Beynin nasıl bir fırın içindeydi?
    Neydi örs? ve hangi dehşetli kabza
    Ölümcül korkularını alabilir avcuna? Yıldızlar mızraklarını aşağıya atınca,
    Göğü sulayınca gözyaşlarıyla,
    Güldü mü o, görünce eserini?
    Kuzu'yu yaratan mı yarattı seni? Kaplan! Kaplan! gecenin ormanında
    ışıl ışıl yanan parlak yalaza,
    Hangi ölümsüz el ya da göz, hangi,
    Kurabilir o korkunç simetrini?.
    1 ...
  15. 50.
  16. eserlerinde ilahi bir enerji olduğuna inandığım sanatçı william blake.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1689829/+

    ilk bakışta size bir şey düşündürtmüyor. uzunlara bakan tavşan gibi gafil avlıyor sizi. bi his karmaşası yaratıyor. sonrasında nereye bakacağınız ne göreceğiniz sanırım iç dünyanızla alakalı.
    25 ...
  17. 49.
  18. the marriage of heaven and hell'de adeta bilinçdışının manifestolarından birini ilan eden romantik. Adam gibi adam.

    şeytan bu eserde alışılagelmiş günahlarla bezeli görüntüsünün aksine, bizden, arzularımızdan birisidir. ağzından baklayı çıkaran her düşünürde olduğu gibi blake'te de günah keçisi kavramına yönelik örtük bir ilgi söz konusudur; köy halkının günahlarının yüklendiği keçiyi çölün ortasına kadar götürüp öylece bırakmak blake'in huzurlu hissetmesini sağlamayacaktır elbette (günah keçisi imgesi aracılığıyla toplumsal düzenin düzensizliği kavramına ulaşan richard kearney'in "strangers, gods and monsters" adlı eseri de bu noktada anılmaya değer). blake reyiz, bu sıradışı evlilik eserinde basit tatmin duygusunun ötesinde gizli benlik, bastırılmışlık ve boşalım gibi çağlar boyunca perde arkasına iteklenen konuları içeren, yarı-mistik bir bilinçdışı senaryo kurgular sanki.

    bu arada babası çorap imalatçısı olan bir insan eğer şanslıysa, yani babası bu işle zengin olursa bir søren kierkegaard; şanssızsa, yani babası yoksul kalırsa da william blake oluyor galiba. evet, her ikisinin de babası çorapçıymış ve søren'ın da bilinçdışına ilişkin ilginç çağrışımları yok değil.
    2 ...
  19. 48.
  20. --spoiler--
    Kim ki bir sevince bağlar kendisini
    Uçarak geçen hayat, yok eder onu;
    Ama kim, uçar gibi öper sevinci
    Yaşar, sonsuzluğun gün doğumunu.
    --spoiler--

    William Blake - sonsuzluk
    2 ...
  21. 47.
  22. Her sabah ve her gece. Doğar bazıları acıya, doğar bazıları sonsuz geceye.
    6 ...
  23. 46.
  24. never seek to tell thy love
    love that never told can be
    for the gentle wind does move
    silently, invisibly.

    i told my love, I told my love,
    i told her all my heart
    trembling cold in ghastly fears
    ah, she doth depart.

    soon as she was gone from me
    a traveller came by
    silently, invisibly.
    o, was no deny.

    şiire dair bir detay ise, william blake'in el yazısıyla yazdığı taslakta* "seek"in üstünün çizilip "pain" olarak değiştirilmesidir. ilk dört satırın da üzeri aynı şekilde çizilmiştir. son mısrada ise "He took her with a sigh" ifadesi çizilip yerine "o was no deny" yazılmıştır. kimileri bu kağıtları henüz bitmemiş taslak olarak kabul ederken kimileri ise taslağın sonlanmış ve temize çekilmeye hazır hali olarak kabul eder. bu kağıtlar sonradan editörler tarafından restore edilir. yani bu şiir bir nevi iki versiyonlu gibidir. siz nasıl okumak isterseniz.
    1 ...
  25. 45.
  26. nasıl ki nazım hikmet, "en güzel deniz henüz gidilmemiş olandır..." diyerek başladığı şiirinde en güzel aşkı bize mısra mısra anlattıysa, gerek karakteriyle gerekse dünyaya bakışıyla kendisinden bambaşka diyarlarda gezinen william blake de aşkı şöyle tanımlıyordu:

    "love that never told can be".

    iki farklı yöndeki doğrunun bir yerlerde kesiştiği bir nokta mutlaka olmalıydı. o noktanın ismi ise elbette ki aşktı.
    2 ...
  27. 44.
  28. 43.
  29. Baca Temizleyicisi

    Annem öldüğünde küçücüktüm
    “Inga!” bile diyemiyordum daha
    Babam beni sattığında
    Bacanızı temizlerim işte
    Ve uyurum isler içinde.

    Bir küçük Tom vardı
    Kuzu tüyü gibi kıvırcık başı
    Ne vakit tıraş edilse ağlardı
    “Ağlama,” derdim, “Tom, hem aldırma
    isler artık kirletemez kel kafanı ne de olsa.”

    Sustu bunları işitince ve o zift gibi gece
    Derin uykusundayken Tom öyle bir rüya gördü ki
    Dick, Joe, Ned veya Jack, binlerce baca temizleyicisi
    Kara kurumdan kefenlerine hapsedilmişti hepsi.

    Derken bir melek geldi ışıktan bir anahtarla
    Açtı onların tabutlarını, azat etti hepsini
    Çayırda koştular sonra, güldüler, zıpladılar,
    Irmakta yıkanıp güneşte parladılar.

    Sonra çıplak ve pak, her şeyi arkada bırakarak
    Bulutlara yükselip rüzgârda oynadılar
    Ve Melek, Tom’a dedi ki iyi bir çocuk olursan
    Tanrı baban olur artık kimsesiz olmazsın.

    Sonra Tom uyandı ve biz kalktık şafakta
    Fırçalarımızı yüklenip koyulduk yola
    Sabah soğuk olsa da, Tom sıcak ve mutluydu
    Herkes işini yapsa çünkü gerek kalmaz ki korkuya.

    — William Blake, Masumiyet Şarkıları (1789)
    3 ...
  30. 42.
  31. bugün tanıştığım romantik peygamber. her okuduğum cümlesinde "heh", "tamam ya", "işte bu", "bunu diyorum ben de" gibi acayip sözler sayıklamama sebep olan yazar. cennet ve cehennemin evliliği ni şiddetle önerdiğim mesel ustası.

    "hapishaneler yasanın taşlarıyla inşa edilir,
    kerhaneler dinin tuğlalarıyla."
    1 ...
  32. 41.
  33. onaltıncı asra ait bir tablosunda, adem ile havva'nın, büyük oğulları caine'in küçük oğulları abel'i öldürdükten sonra gömdüğü mezarı bulmaları üzerine yaşadığı trajediyi, akılalmaz bir ustalık ve çaresizlikle tasvir etmiştir;

    http://www.google.com.tr/...=0CGMQ9QEwAg&dur=1086
    1 ...
  34. 40.
  35. 39.
  36. dualar saban sürmez
    şükürler hasat biçmez
    hazlar gülmez
    acılar ağlamaz.
    1 ...
  37. 38.
  38. 37.
  39. romantizmini yansıttığı grift ama çekici sahnelemlere sahip insanı anlamsızca etkileyen ama anlamsal uzamına soru işaretlerinden başka birşey katmayan eserleri ile ne reddebildiğim ne de biryerlere iliştirebildiğim onsekizinci yüzyıl ressamı.
    kesinlikle sıradışı bir adam.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/163629/+ özellikle bu resmine hayranımdır.
    karşısında saatler geçirdim ama ne cazibesinden ne de anlamsızlığından kurtulabildim.
    bir diğeri için;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/163630/+
    ve dahası;
    http://www.canvasreplicas...ast%20William%20Blake.jpg
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/163632/+
    http://1.bp.blogspot.com/...Uy0e-y4hc/s400/blake1.jpg

    aslında portresindeki bakışı anlamamızı istemediği gizli bir sırra ya da çılgınlığa ışık tutuyor olabilir mi?
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/163633/+
    1 ...
  40. 36.
  41. --spoiler--
    kaplan, kaplan,
    gece karanlığında parlayan yalaz.
    --spoiler--
    1 ...
  42. 35.
  43. Öleceği gün Blake amansız bir şekilde Donte serileri üzerinde çalışıyordu. Sonunda çalışmayı bırakıp eşine döndü, ona bakarken ağladı. Gözyaşları içinde 'Dur kate! Olduğun gib kal bana hep bir melek gibi göründüğün için portreni çizeceğim' der. Portreyi bitirdi (şu anda kayıp) araçlarını bıraktı ve ilahiler okumaya başladı. O akşam saat 6'da eşine hep onunla olacağına söz verdikten sonra öldü. 1965'ten beri, mezar taşları yeni bir çimlik yapmak için taşınırken William Blake'in mezarı kayboldu ve unutuldu. Bugünlerde üzerinde eşinin de ismi bulunan bir mezar taşı ile anılır.

    Eserleri
    c.1788: All Religions Are One
    There Is No Natural Religion
    1789: Songs of Innocence
    The Book of Thel
    1790-1793: The Marriage of Heaven and Hell
    1793: Visions of the Daughters of Albion
    America: a Prophecy
    1794: Europe: a Prophecy
    The First Book of Urizen
    Songs of Experience
    1795: The Book of Los
    The Song of Los
    The Book of Ahania
    c.1804-c.1811: Milton: a Poem
    1804-1820: Jerusalem: The Emanation of The Giant Albion
    An Island in the Moon (1784)
    Never seek to tell thy love
    Tiriel (circa 1789)

    Türkçe'deki ESERLERi
    Cennet ve Cehennemin Evliliği, Altıkırkbeş Yayıncılık, 1997
    Masumiyet Şarkıları, Altıkırkbeş Yayıncılık, 1999
    Masumiyet ve Deneyim Şarkıları, Artshop yay. 2006,
    Kehanet Kitapları 1, Çev. Tozan Alkan, Artshop yay. 2006 (Blake'in kısa eserlerinin biraraya getirildiği bir çeviridir)
    Kehanet Kitapları 2, Çev. Tozan Alkan, Artshop yay. 2006 (Artshop Yayınlarından çıkan serinin ikinci kitabıdır)
    0 ...
  44. 34.
  45. Blake maskesi olmayan bir insandı, amacı yalın, yolu doğrudur ve hiçbir şey istemez; bu yüzden özgür, soylu ve mutludur. Savaş ve endüstriyel değişim ile yıkılmış bir dünyada, kendisinin gizemci, düşsel ve özgürlükçü dürtüleriyle hiçbir bağlantısı olmayan maddeci ve zalim bir çağda doğmuş olması onun şanssızlığıydı.

    Blake bütün dinsel ve siyasal tahakkümü reddederek, sağlam şekilde kendini halkçı ve özgürlükçü geleneğe yerleştirir. Dünya tarihini ve bireylerin yaşamını otorite ile özgürlük arasında süre giden bir mücadele olarak gösterir.

    Blake'in nihai amacı böyle ayrılıkların ve çatışmaların ötesine geçmek, özgür toplum Kudüs'ünü inşa etmek ve insanlıktaki tanrısal gizil güçleri gerçekleştirmektir. Bütün otorite biçimlerini reddetmesi ve her türlü özgürlüğü yüceltmesinden dolayı Blake bir ütopik sosyalisttir. O zamanlar ütopik sosyalistler içinde anarşistlerde vardı. Bu yanıyla da bir anarşisttir. Gerçekten de kişisel özgürlüğe hiçbir sınır koymaz.

    ''Karşıtlıklar olmaksızın ilerleme olmaz. Çekim ile itimi, us ile enerji, aşk ile nefret insani var oluş için gereklidir. Bu karşıtlıklardan, dinsel olanın iyi ve kötü dediği doğar. iyi, Us'a boyun eğen edilgen olandır. Kötü, enerji'den doğan, etkin olandır. iyi cennettir, kötü cehennem. Her şeyin kökenin de bulunan karşıtlıklar arasındaki bu çatışma sadece kaçınılmaz değil, yararlıdır da; Karşıtlık Hakiki Dostluktur.'' der william blake

    Blake dünyanın maddeden değil, örgütlü ruhtan yapıldığına inanan felsefi bir idealisttir. Duyulara sunulan görünürdeki süregen ve dengeli gündelik dünya yanılsamadır, ruhsal ve hayalperest değildir.

    ''Modern felsefenin ileri sürdüğü gibi bir Ruh ve hayal, bulutumsu bir duman ya da boş bir şey değildir: onlar ölümlü ve çürüyen doğanın üretebildiği bütün şeylerin ötesinde örgütlenmiş ve ölümlü gözünün görebildiğinden daha güçlü ve daha iyi ışıkta, daha güçlü ve daha iyi ayırt edici özelliklerde imgelemeyen, hiçbir şekilde imgelenemez.'' der william blake

    alıntı
    düzeltme notu:düzeltme için sheep'e teşekkürler.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük