william blake

entry58 galeri9
    26.
  1. sadece dört satırla hayat dediğimiz mefhumu bitirmiş insandır;

    "to see a world in a grain of sand
    and a heaven in a wild flower,
    hold infinity in the palm of your hand,
    and eternity in an hour."
    2 ...
  2. 27.
  3. "Deneyim, yitirdiğimiz masumiyetimizdir" diyerek gönlümü fetheden büyük insan.
    5 ...
  4. 28.
  5. William Blake (28 Kasım 1757-12 Ağustos 1827) ingiliz şair, ressam ve mistik vizyoner.

    Blake, Londra'da orta sınıf bir ailenin dört çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Babası mensucatçı annesi de ev hanımıydı.
    Blake genç yaşından itibaren hayaller gördüğünü iddia etmiştir. Londra, Peckham Rye'da meleklerle dolu bir ağaç gördüğünü söylediğinde henüz yaklaşık sekiz veya on yaşındaydı. Hayat hikayesini kaleme alan Gilchrist'e göre Blake bu deneyimden sonra eve dönmüş ve gördüklerini ailesine aktarmıştı ancak babasının dayağından annesinin yardımıyla kurtulabilmişti. Bir başka seferinde Blake harmancıları çalışma sırasında izlerken aralarında meleki figürlerin dolaştığı görmüştü.
    Blake çocukluğunda gerçek yaşamdaki figürler yerine babasından ödünç aldığı Yunan antik eserlerindeki çizimleri kopyalamayla resme başlamış ve Raphael, Michelangelo, Marteen Heemskerk ve Albercht Dürer'in çizimlerini keşfetmişti. inatçı doğası sebebiyle ailesi onu okula göndermek yerine çizim sınıflarına yollamıştı.
    4 Ağustos 1772'de Great Queen Street'de oymacı James Basire'ın çırağı olarak oymacılığa başladı ve yirmibir yaşında profesyonel bir oymacı oldu.

    aşağıda Blake'in ünlü filozof-bilimadamı "Newton" ile ilgili çizimi bulunuyor. Blake, Newton'un bilimsel materyalizmini "tek gözlü vizyon" olarak görüp eleştirmiştir. Çizimde Newton gözünü hesapları üzerine dikmiş bir şekilde okyanusun derinliklerinde kendini tecrit etmiş biri olarak gösteriliyor. (1795)

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/122709/+

    alıntı
    2 ...
  6. 29.
  7. 'istediğini yap, bu dünya bir romandır ve çelişkilerden meydana gelir.'

    'Aşk hatalara karşı daima kördür, daima mutluluklara meyillidir. Kanun tanımaz, kanatlıdır ve tutuklanamaz. Kuralların bütün zincirlerini kırar geçer.'

    'Yüzü ışıldamayan, hiç bir zaman yıldız olamaz.'

    'Dünyayı bir kum taneciğinde görebilmek.'

    'Yaşayan hiçbir şey kendi başına sadece kendisi için yaşamaz.'

    sözlerinin sahibi özel ruh.
    2 ...
  8. 30.
  9. HASTA GÜL
    William Blake

    Ey gül, hastasın sen.
    Görünmeyen solucan
    Geceleyin uçan
    Uluyan fırtınada
    Arayıp buldu yatağını senin
    Koyu kırmızı sevinçten,
    Ve onun karanlık gizli aşkı
    Mahveder hayatını senin.

    Çeviren: Vehbi Taşar

    THE SICK ROSE
    by William Blake

    O Rose, thou art sick.
    The invisible worm
    That flies in the night
    In the howling storm
    Has found out thy bed
    Of crimson joy,
    And his dark secret love
    Does thy life destroy.
    1 ...
  10. 31.
  11. AŞK BAHÇESi
    William Blake

    Yerleştirdim kendimi bir kıyının üzerinde,
    Aşkın uykuya yattığı;
    Sazların arasında duydum rutubeti
    Gözleri yaşlı, gözleri yaşlı.

    Sonra fundalığa gittim ve yabana,
    Dikenlerine ve dikenli bitkilerine çorağın;
    Ve onlar söylediler bana ne kadar aldatıldıklarını,
    Korkutup kaçırıldıklarını ve yalnız yaşamak zorunda bırakıldıklarını.

    Aşk Bahçesine gittim,
    Ve gördüm hiç görmediğimi;
    Ortasında küçük bir Kilise yapılmıştı,
    Orda oynardım yeşilliğin üstünde.

    Ve kapanmıştı bu küçük Kilisenin kapıları.
    Ve kapının üstünde;Sen Yapmayacaksın; yazılıydı;
    Böylece yöneldim Aşk Bahçesine
    Taşıyan pek çok tatlı çiçeği.

    Ve gördüm mezarlarla doldurulduğunu,
    Ve çiçekler olması gereken yerlerde mezar taşları vardı;
    Ve papazlar yürüyorlardı devriyelerini kara cübbelerinde,
    Ve benim sevinçlerim ve arzularım bağlanmış olan yabani güllerle.

    Çeviren: Vehbi Taşar, 8 Ağustos, 2006

    Not: 1789 da ilk defa olarak Songs of Innocence ya da Suçsuzluğun Şarkıları isimli kitapta basılan bu şiir Willam Blake'in Hristinyanlık Kilisesi ve dinini eleştiren bir şiiridir. Blake Hristiyanlık dininin Tanrıyla insanların arasına girdiğine inandığı için dine karşıydı. Şiirin en son mısrasında geçen binding with briars, yani yabani güllerle bağlanmak; ifadesi Blake'in meşhur ettiği ve ingiliz edebiyatında ve dinsel yazılarda sık sık kullanılan bir ifadedir.

    THE GARDEN OF LOVE
    by William Blake

    I laid me down upon a bank,
    Where Love lay sleeping;
    I heard among the rushes dank
    Weeping, weeping.

    Then I went to the heath and the wild,
    To the thistles and thorns of the waste;
    And they told me how they were beguiled,
    Driven out, and compelled to the chaste.

    I went to the Garden of Love,
    And saw what I never had seen;
    A Chapel was built in the midst,
    Where I used to play on the green.

    And the gates of this Chapel were shut
    And "Thou shalt not," writ over the door;
    So I turned to the Garden of Love
    That so many sweet flowers bore.

    And I saw it was filled with graves,
    And tombstones where flowers should be;
    And priests in black gowns were walking their rounds,
    And binding with briars my joys and desires.
    2 ...
  12. 32.
  13. LONDRA
    William Blake

    Dolaştım kaydedilmiş her caddeyi,
    Yanında kaydedilmiş Tayms'ın aktığı yerin
    Ve işaretledim her yüzde karşılaştığım
    işaretlerini zafiyetin, işaretlerini dertin.
    Her insanın her haykırışında,
    Korkuyla bağırışında her bebeğin,
    Her seste, her yasakta,
    Akılla-dövülen kelepçeler işitirim.
    Nasıl bağırtısı Baca-süpürücüsünün
    Korkutur her siyahlanmış Kiliseyi,
    Ve iç çekişi talihsiz askerin
    Kanla dökülür saray duvarlarından.
    Fakat en çok arasından geceyarısı caddelerinin
    işitirim nasıl laneti genç fahişenin
    Kavurur gözyaşını yeni-doğmuş bebeğin
    Ve felaketlerle yakar cenaze arabasını Evliliğin.

    Çeviren: Vehbi Taşar

    LONDON
    by William Blake

    I wander thro' each charter'd street,
    Near where the charter'd Thames does flow,
    And mark in every face I meet
    Marks of weakness, marks of woe.
    In every cry of every Man,
    In every Infant's cry of fear,
    In every voice, in every ban,
    The mind-forg'd manacles I hear.
    How the Chimney-sweeper's cry
    Every blackning Church appalls,
    And the hapless Soldier's sigh
    Runs in blood down Palace walls.
    But most thro' midnight streets I hear
    How the youthful Harlot's curse
    Blasts the new-born Infant's tear
    And blights with plagues the Marriage hearse.
    2 ...
  14. 33.
  15. ''Bu dünyada bir insanın mutlu olabileceğini hissediyorum. Ve bu Dünyanın imgelem ve Vizyon Dünyası olduğunu biliyorum. Bu dünyada resmini yaptığım her şeyi görüyorum, ancak herkes aynı şeyi göremez. Cimrinin bakışına göre Altın Para , Güneşten daha güzeldir ve eski bir para kesesinin üzümlerle dolu bir asmadan daha güzel boyutları vardır. Bazılarında sevinç gözyaşları akıtan ağaç diğerleri için sadece yolda duran yeşil bir nesnedir. Bazıları doğayı alay konusu ve biçimsizlik olarak görür ve bunlara göre boyutlarımı düzenlemeyeceğim; ve bazıları Doğayı hiç görmez. Fakat imgelem insanının bakışına göre doğa imgelemin kendisidir. Bir insan neyse onu görür.''

    william blake
    3 ...
  16. 34.
  17. Blake maskesi olmayan bir insandı, amacı yalın, yolu doğrudur ve hiçbir şey istemez; bu yüzden özgür, soylu ve mutludur. Savaş ve endüstriyel değişim ile yıkılmış bir dünyada, kendisinin gizemci, düşsel ve özgürlükçü dürtüleriyle hiçbir bağlantısı olmayan maddeci ve zalim bir çağda doğmuş olması onun şanssızlığıydı.

    Blake bütün dinsel ve siyasal tahakkümü reddederek, sağlam şekilde kendini halkçı ve özgürlükçü geleneğe yerleştirir. Dünya tarihini ve bireylerin yaşamını otorite ile özgürlük arasında süre giden bir mücadele olarak gösterir.

    Blake'in nihai amacı böyle ayrılıkların ve çatışmaların ötesine geçmek, özgür toplum Kudüs'ünü inşa etmek ve insanlıktaki tanrısal gizil güçleri gerçekleştirmektir. Bütün otorite biçimlerini reddetmesi ve her türlü özgürlüğü yüceltmesinden dolayı Blake bir ütopik sosyalisttir. O zamanlar ütopik sosyalistler içinde anarşistlerde vardı. Bu yanıyla da bir anarşisttir. Gerçekten de kişisel özgürlüğe hiçbir sınır koymaz.

    ''Karşıtlıklar olmaksızın ilerleme olmaz. Çekim ile itimi, us ile enerji, aşk ile nefret insani var oluş için gereklidir. Bu karşıtlıklardan, dinsel olanın iyi ve kötü dediği doğar. iyi, Us'a boyun eğen edilgen olandır. Kötü, enerji'den doğan, etkin olandır. iyi cennettir, kötü cehennem. Her şeyin kökenin de bulunan karşıtlıklar arasındaki bu çatışma sadece kaçınılmaz değil, yararlıdır da; Karşıtlık Hakiki Dostluktur.'' der william blake

    Blake dünyanın maddeden değil, örgütlü ruhtan yapıldığına inanan felsefi bir idealisttir. Duyulara sunulan görünürdeki süregen ve dengeli gündelik dünya yanılsamadır, ruhsal ve hayalperest değildir.

    ''Modern felsefenin ileri sürdüğü gibi bir Ruh ve hayal, bulutumsu bir duman ya da boş bir şey değildir: onlar ölümlü ve çürüyen doğanın üretebildiği bütün şeylerin ötesinde örgütlenmiş ve ölümlü gözünün görebildiğinden daha güçlü ve daha iyi ışıkta, daha güçlü ve daha iyi ayırt edici özelliklerde imgelemeyen, hiçbir şekilde imgelenemez.'' der william blake

    alıntı
    düzeltme notu:düzeltme için sheep'e teşekkürler.
    5 ...
  18. 35.
  19. Öleceği gün Blake amansız bir şekilde Donte serileri üzerinde çalışıyordu. Sonunda çalışmayı bırakıp eşine döndü, ona bakarken ağladı. Gözyaşları içinde 'Dur kate! Olduğun gib kal bana hep bir melek gibi göründüğün için portreni çizeceğim' der. Portreyi bitirdi (şu anda kayıp) araçlarını bıraktı ve ilahiler okumaya başladı. O akşam saat 6'da eşine hep onunla olacağına söz verdikten sonra öldü. 1965'ten beri, mezar taşları yeni bir çimlik yapmak için taşınırken William Blake'in mezarı kayboldu ve unutuldu. Bugünlerde üzerinde eşinin de ismi bulunan bir mezar taşı ile anılır.

    Eserleri
    c.1788: All Religions Are One
    There Is No Natural Religion
    1789: Songs of Innocence
    The Book of Thel
    1790-1793: The Marriage of Heaven and Hell
    1793: Visions of the Daughters of Albion
    America: a Prophecy
    1794: Europe: a Prophecy
    The First Book of Urizen
    Songs of Experience
    1795: The Book of Los
    The Song of Los
    The Book of Ahania
    c.1804-c.1811: Milton: a Poem
    1804-1820: Jerusalem: The Emanation of The Giant Albion
    An Island in the Moon (1784)
    Never seek to tell thy love
    Tiriel (circa 1789)

    Türkçe'deki ESERLERi
    Cennet ve Cehennemin Evliliği, Altıkırkbeş Yayıncılık, 1997
    Masumiyet Şarkıları, Altıkırkbeş Yayıncılık, 1999
    Masumiyet ve Deneyim Şarkıları, Artshop yay. 2006,
    Kehanet Kitapları 1, Çev. Tozan Alkan, Artshop yay. 2006 (Blake'in kısa eserlerinin biraraya getirildiği bir çeviridir)
    Kehanet Kitapları 2, Çev. Tozan Alkan, Artshop yay. 2006 (Artshop Yayınlarından çıkan serinin ikinci kitabıdır)
    0 ...
  20. 36.
  21. --spoiler--
    kaplan, kaplan,
    gece karanlığında parlayan yalaz.
    --spoiler--
    1 ...
  22. 37.
  23. romantizmini yansıttığı grift ama çekici sahnelemlere sahip insanı anlamsızca etkileyen ama anlamsal uzamına soru işaretlerinden başka birşey katmayan eserleri ile ne reddebildiğim ne de biryerlere iliştirebildiğim onsekizinci yüzyıl ressamı.
    kesinlikle sıradışı bir adam.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/163629/+ özellikle bu resmine hayranımdır.
    karşısında saatler geçirdim ama ne cazibesinden ne de anlamsızlığından kurtulabildim.
    bir diğeri için;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/163630/+
    ve dahası;
    http://www.canvasreplicas...ast%20William%20Blake.jpg
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/163632/+
    http://1.bp.blogspot.com/...Uy0e-y4hc/s400/blake1.jpg

    aslında portresindeki bakışı anlamamızı istemediği gizli bir sırra ya da çılgınlığa ışık tutuyor olabilir mi?
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/163633/+
    1 ...
  24. 38.
  25. 39.
  26. dualar saban sürmez
    şükürler hasat biçmez
    hazlar gülmez
    acılar ağlamaz.
    1 ...
  27. 40.
  28. 41.
  29. onaltıncı asra ait bir tablosunda, adem ile havva'nın, büyük oğulları caine'in küçük oğulları abel'i öldürdükten sonra gömdüğü mezarı bulmaları üzerine yaşadığı trajediyi, akılalmaz bir ustalık ve çaresizlikle tasvir etmiştir;

    http://www.google.com.tr/...=0CGMQ9QEwAg&dur=1086
    1 ...
  30. 42.
  31. bugün tanıştığım romantik peygamber. her okuduğum cümlesinde "heh", "tamam ya", "işte bu", "bunu diyorum ben de" gibi acayip sözler sayıklamama sebep olan yazar. cennet ve cehennemin evliliği ni şiddetle önerdiğim mesel ustası.

    "hapishaneler yasanın taşlarıyla inşa edilir,
    kerhaneler dinin tuğlalarıyla."
    1 ...
  32. 43.
  33. Baca Temizleyicisi

    Annem öldüğünde küçücüktüm
    “Inga!” bile diyemiyordum daha
    Babam beni sattığında
    Bacanızı temizlerim işte
    Ve uyurum isler içinde.

    Bir küçük Tom vardı
    Kuzu tüyü gibi kıvırcık başı
    Ne vakit tıraş edilse ağlardı
    “Ağlama,” derdim, “Tom, hem aldırma
    isler artık kirletemez kel kafanı ne de olsa.”

    Sustu bunları işitince ve o zift gibi gece
    Derin uykusundayken Tom öyle bir rüya gördü ki
    Dick, Joe, Ned veya Jack, binlerce baca temizleyicisi
    Kara kurumdan kefenlerine hapsedilmişti hepsi.

    Derken bir melek geldi ışıktan bir anahtarla
    Açtı onların tabutlarını, azat etti hepsini
    Çayırda koştular sonra, güldüler, zıpladılar,
    Irmakta yıkanıp güneşte parladılar.

    Sonra çıplak ve pak, her şeyi arkada bırakarak
    Bulutlara yükselip rüzgârda oynadılar
    Ve Melek, Tom’a dedi ki iyi bir çocuk olursan
    Tanrı baban olur artık kimsesiz olmazsın.

    Sonra Tom uyandı ve biz kalktık şafakta
    Fırçalarımızı yüklenip koyulduk yola
    Sabah soğuk olsa da, Tom sıcak ve mutluydu
    Herkes işini yapsa çünkü gerek kalmaz ki korkuya.

    — William Blake, Masumiyet Şarkıları (1789)
    3 ...
  34. 44.
  35. 45.
  36. nasıl ki nazım hikmet, "en güzel deniz henüz gidilmemiş olandır..." diyerek başladığı şiirinde en güzel aşkı bize mısra mısra anlattıysa, gerek karakteriyle gerekse dünyaya bakışıyla kendisinden bambaşka diyarlarda gezinen william blake de aşkı şöyle tanımlıyordu:

    "love that never told can be".

    iki farklı yöndeki doğrunun bir yerlerde kesiştiği bir nokta mutlaka olmalıydı. o noktanın ismi ise elbette ki aşktı.
    2 ...
  37. 46.
  38. never seek to tell thy love
    love that never told can be
    for the gentle wind does move
    silently, invisibly.

    i told my love, I told my love,
    i told her all my heart
    trembling cold in ghastly fears
    ah, she doth depart.

    soon as she was gone from me
    a traveller came by
    silently, invisibly.
    o, was no deny.

    şiire dair bir detay ise, william blake'in el yazısıyla yazdığı taslakta* "seek"in üstünün çizilip "pain" olarak değiştirilmesidir. ilk dört satırın da üzeri aynı şekilde çizilmiştir. son mısrada ise "He took her with a sigh" ifadesi çizilip yerine "o was no deny" yazılmıştır. kimileri bu kağıtları henüz bitmemiş taslak olarak kabul ederken kimileri ise taslağın sonlanmış ve temize çekilmeye hazır hali olarak kabul eder. bu kağıtlar sonradan editörler tarafından restore edilir. yani bu şiir bir nevi iki versiyonlu gibidir. siz nasıl okumak isterseniz.
    1 ...
  39. 47.
  40. Her sabah ve her gece. Doğar bazıları acıya, doğar bazıları sonsuz geceye.
    6 ...
  41. 48.
  42. --spoiler--
    Kim ki bir sevince bağlar kendisini
    Uçarak geçen hayat, yok eder onu;
    Ama kim, uçar gibi öper sevinci
    Yaşar, sonsuzluğun gün doğumunu.
    --spoiler--

    William Blake - sonsuzluk
    2 ...
  43. 49.
  44. the marriage of heaven and hell'de adeta bilinçdışının manifestolarından birini ilan eden romantik. Adam gibi adam.

    şeytan bu eserde alışılagelmiş günahlarla bezeli görüntüsünün aksine, bizden, arzularımızdan birisidir. ağzından baklayı çıkaran her düşünürde olduğu gibi blake'te de günah keçisi kavramına yönelik örtük bir ilgi söz konusudur; köy halkının günahlarının yüklendiği keçiyi çölün ortasına kadar götürüp öylece bırakmak blake'in huzurlu hissetmesini sağlamayacaktır elbette (günah keçisi imgesi aracılığıyla toplumsal düzenin düzensizliği kavramına ulaşan richard kearney'in "strangers, gods and monsters" adlı eseri de bu noktada anılmaya değer). blake reyiz, bu sıradışı evlilik eserinde basit tatmin duygusunun ötesinde gizli benlik, bastırılmışlık ve boşalım gibi çağlar boyunca perde arkasına iteklenen konuları içeren, yarı-mistik bir bilinçdışı senaryo kurgular sanki.

    bu arada babası çorap imalatçısı olan bir insan eğer şanslıysa, yani babası bu işle zengin olursa bir søren kierkegaard; şanssızsa, yani babası yoksul kalırsa da william blake oluyor galiba. evet, her ikisinin de babası çorapçıymış ve søren'ın da bilinçdışına ilişkin ilginç çağrışımları yok değil.
    2 ...
  45. 50.
  46. eserlerinde ilahi bir enerji olduğuna inandığım sanatçı william blake.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1689829/+

    ilk bakışta size bir şey düşündürtmüyor. uzunlara bakan tavşan gibi gafil avlıyor sizi. bi his karmaşası yaratıyor. sonrasında nereye bakacağınız ne göreceğiniz sanırım iç dünyanızla alakalı.
    25 ...
© 2025 uludağ sözlük