en baba fikirlerin hangi ortamlarda ve nasıl bir duygu altanda çıktığını bu kitapta öğreniyoruz breuer sayesinde. aslında bu kitaptan freud'un psikanaliz'inin de tarih sahnesinde nasıl meydana geldiğini öğreniyoruz. okuyan herkesin, yaşadığı ve kimseyle paylaşamadığı olguları bu kitapta bulması bir hayal değil bir gerçektir. kısacası her kitaplıkta bulundurulmalıdır. okunasıdır.
irvin d.Yalom'un diğer kitaplarını merak ettirecek kadar etkileyici bir kitap. Düşünsel kurguların içinde kaybolup giderken sarsılacak,şaşıracak, belki 'dur yapma !' gibi garip ve kendinizden beklenmeyen tepkiler vereceksiniz. Her biri bir derya tadında cümlelerle dolu. Hatta cümle demek bile onları basitleştirmek olur. Kesinlikle okumalısınız,eğer felsefe ve cümleleri sorgulamayı, 'ya şimdi ne demek istemiş?' demeyi sevmeyenlerdenseniz de hiç bulaşmayın... içinizde tufanlar kopartacak.
hayatınızın her detayına farklı bir pencereden bakmanızı sağlayacak kitaptır.
başkahramanımız dr. bruer'in ümitsiz hastası nietzsche, yakın arkadaşı sigmund freud ve o günlerdeki viyana portresi.
benim gibi psikoloji ve felsefe aşıklarını mest eden, ayna vasıtası gören, okuduğunuzu tekrar ve tekrar okutturan, bir kitap insanı orgazma ulaştırabilir mi sorusuna yanıt veren, ilaç gibi bişeydir. akıcı üslubu, akıllıca hazırlanmış kurgusu ve tabi ki nietzsche aforizmaları kitabı başucu şaheseri yapan değerleridir.
nietzcheyi çok sevmeme rağmen irvin yalom adlı nietzsche yağdanlığı psikolog yazardan da o ölçüde nefret etmişimdir. hele annem ve hayatın anlamı adındaki psikanaliz kitabında beni kendisinden tiksindirmiştir. nietzche zaten sulu göz bir insandı, durmadan ağlardı. hatta bir gün nietzche yolda giderken bir adamın atını şiddetle dövdüğünü gördü. hemen at sahibi ile atın arasına girdi ve atın boynuna sarılarak hıçkıra hıçkıra ağladı. nietzche sevgi deryasında boğulmuş bir insandı onun için illaki üzerine kitap yazmaya ne gerek var?
sindire sindire okunan; sonunda okuru da nietzsche ile birlikte ağlatan; etkileyen yerleri geri dönüp tekrar tekrar okumak için renkli post-it'lerle işaretlemeye niyetlendiğinizde baştan sonra rengarenk olabilecek kadar düşündürücü; altı çizilerek okunası; nietzsche'ye hayran olan birini daha da delice etkileyen başucu kitabı.
'kendisiyle ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere...'
ırvın d. yalom'un sıradışı romanıdır. kahramanları nietzsche, breuer, freud ve lou salome.
nietzsche ve breuer'un yollarının bir şekilde kesiştirilmesiyle roman adeta canlanıyor. bu ikilinin arasındaki felsefi sohbet öylesine canlı ki bir süre sonra kendinizi dr.breuer ve hayatınızdaki diğer bütün ikinci kişileri nietzsche olarak görmenize, adımlarınızı daha yavaş daha akılcı ve sağlam atmanıza sebep olabiliyor. kendinizi bir an da hayatı sorgularken yahut bu ikilinin arasındaki sohbetlere görüşlerinizle katılırken bulabiliyorsunuz. kitap da hafızalara kazınan derin anlamlı cümleler oldukça yoğun ;
-neysen o ol!
-doğru zamanda öl!
-beni öldürmeyen herşey beni güçlendirir!
-bir kadının bedeninde beceriksizce kıvranan bir çocuk!
-siz arzuyu seviyorsunuz arzu edilen şeyi değil!
-güven içinde yaşamaktır tehlikeli olan!
-bu yaşam senin ebedi yaşamındır!
-yaşamını tamamla!
-louuuuu seni küçük pisliiiik!
bu ikilinin bir biri hakkında tuttuğu notlar ise kitapta en ilgiyle okuduğum bölümler olmuştur efendim.
ayrıca max'ın şu sözleri pis pis gülmeme sebep olmuştur ;
-her güzel kadının olduğu yerde,bir de onu düzmekten bıkmış zavallı bir erkek vardır!
daha iğrenç olamazdın dostuuuummm. ehueheuehu.
evet kitap bitmiş olabilir. ama bu ikili zihnimde sohbetlerine en kanlı en canlı ve de en heyecanlı şekilde devam etmektedirler...
ırwın yalom'un, karakterlerinin hepsinin gerçek, fakat olayların kurgu olduğu sürükleyici romanıdır. kitabın sonunda nietzsche'nin ağlaması, onun "güç istenci" felsefesiyle çelişir. buna rağmen, yazar, nietzsche'yi ağlatarak, okuyucunun nitzsche ye olan önyargısını -belki- yumuşatmıştır. bir solukta bitirilecek, mutlaka okunması gereken harika bir kitaptır.
nietzsche- breuer, breuer- freud arasında geçen konuşmaları gıptayla okuyorsunuz biryerlere not alma ihtiyacı duyuyor insan. adamlar neleri tartışıyor, neleri sorguluyorlar. mutlaka okunması gereken nitelikli zekanın ürünü bir kitap.
Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür;bizi ayıran küçücük bir köprü vardır,hepsi o kadar.Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam:"Bu köprüyü geçip bana gelir misin?"işte o anda artık bunu istemeyiverirsin;sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın.O duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız.Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde,sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde,yutkunur ve şaşar kalırsın.
tek solukta okunabilecek bir akışa sahip, yaşam hakkında akıl dolu dersler veren, okuyanların içinde muhakkak kendilerinden bir parça bulabileceği büyük öğreti. nietzsche ile breuer arasında geçen sağlam diyalogları hayranlıkla okuyup roman hep bu çizgide ilerlesin diye temenni etmişimdir. hala geçen diyalogların kalıntısı beynimin bir köşesine yerleşmiş. arada bir aklıma gelir ve düşündürür. hele ki psikolojiyle az çok ilgiliyseniz okumamanız büyük kayıp.
Kitapta karakter olarak Nietzsche var, Freud var.. Irvin Yalom, Nice ve Freud'un düsüncelerini daha anlasilir kilmak icin iki gercek karakteri gercekci bir sekilde hikayenin icerisine katmis ve Dr. Breuer karakteri ile de onlarin düsüncelerini insanlara cok güzel bir dil ile anlatma yolunu secmistir. Aslinda siz Nietzche aforizmalarini ve psikanalizi inceliyorsunuz bir roman okumaktan ziyade.. Baska acidan ben bu kitabi Nice'den, Freud'dan hicbir sekilde haberdar olmadigim dönemde okumustum ve buna ragmen cok tatli gelmisti zira kurgusu da takdire sayan..
okuduktan sonra büyük ihtimalle favori kitaplarınızın arasında yer alacaktır.ancak yinede tam olarak ne nietzsche yi ne de freud u anlattığı göz önüne alınarak okunmalıdır.sonuçta edebi bir romandır.
sevgili gibi bir romandır bu. başlarsın okumaya, romanı her elinen bıraktığında bir düşünce buhranının içine dalarsın. nietzsche ve breuer arasında geçen büyüleyici diyalogları düşünürsün. nietzsche'nin aforizmalarını sorgularsın. kendine yorarsın olup bitenleri. etkisinden kurtulman zaman alır. yorar bünyeyi ama bırakamazsın. bitmesin istersin ama sonunu da deli gibi merak edersin. er ya da geç biter nihayetinde ama yeni bir romana başlayamazsın. yeni bir ilişkiden çıkmış gibi hissedersin kendini. yorgunsundur, sindirmek istersin romanı ve beklersin. bekleyeceksin de, beklemezsen zaten yeni bir romana başlama, al eline bu romanı tekrar oku.