yahudi asıllı alman sanayici, politikacı, yazar ve devlet adamı. 1867-1922 arasında yaşamıştır. weimar cumhuriyeti 'nde dışişleri bakanı olarak görev yapmıştır.
berlin'de doğdu. aeg'nin kurucusunun oğlu idi. fizik, kimya ve felsefe öğrenimi gördü. yahudi kökeni ve zengin oluşu, bir antisemitizim dönemi yaşayan almanya'da hakkında çok farklı görüşler oluşmasına yol açtı. bir süre mühendis olarak çalıştıktan sonra aeg'nin yönetim kuruluna katıldı.
güçlü bir alman milliyetçisi yaklaşıma sahipti; almanya'daki yahudilerin siyonizm ve sosyalizmi reddetmesi ve alman toplumuna entegre olmasını savunuyordu, böylece antisemitizmin de ortadan kalkacağı düşüncesindeydi. ancak bu görüşlerine rağmen , kamuoyu önünde görünürlüğü olan güçlü ve zengin bir yahudi politikacı olarak, alman aşırı sağının boy hedeflerinden biri olmaktan kurtulamamıştır.
birinci dünya savaşı esnasında, savaş bakanlığının hammadde departmanında önemli konumlarda bulundu. bu esnada 1915'te babasının ölümü üzerine aeg'nin yönetimini de üstlendi. savaş esnasındaki yokluk ve zorluklara rağmen alman ekonomisinin işler halde tutulabilmesinde öncü bir rol oynadı.
ılımlı bir liberaldi; savaştan sonra alman demokratik partisi'nin kuruluşunda rol aldı. savaştan sonra almanya'da yenilgi ve devrimin şokuyla yayılan sosyalist düşünce dalgasını reddetti; sanayide devlet mülkiyeti mantığına karşı çıktı, öte yandan firmaların yönetiminde çalışanların daha fazla rol oynamasını destekledi. fikirleri savaş sonrası hükümetlerde etkili oldu.
1921'de "yeniden imar bakanı", 1922'de dışişleri bakanı oldu. almanya'nın (bir yandan şartlarının hafifletilmesi yönünde çaba harcarken) versailles anlaşması'ndaki yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği yönündeki yaklaşımı alman aşırı milliyetçilerini çileden çıkardı. bu aşırı uçlar, sovyetler ile yürütülen barış anlaşması görüşmelerinden de rahatsız olmuşlardı. bu görüşmeler en sonunda rapallo anlaşması 'nın imzalanması ile sonuçlandı. anlaşma, üstü kapalı olarak, almanya'nın 1921'den beri sscb ile gizlice yürüttüğü yeniden silahlanma yönündeki işbirliğini de tanıyordu. ancak (yeni şekillenmeye başlayan naziler'i de kapsayan) aşırı sağ rathenau'yu bir yahudi-komünist komplosunun parçası olmakla suçladı ve boy hedefi haline getirdi.
bu şartlar altında, en sonunda, anlaşma imzalandıktan 2 ay kadar sonra, rathenau, liderleri askerlerden oluşan aşırı sağcı bir suikast ekibinin saldırısına kurban giderek hayatını kaybetti. suikast almanya'da büyük bir öfke ve tepkiye yol açtı. bu kritik suikastin avrupa'nın bundan sonraki siyasi gidişinde bir kırılma noktası olduğu ve almanya'yı cenderesi altına alacak olan hiperenflasyonun tetikleyici sebeplerinden biri olduğu yönünde yorumlar yapılmıştır. ayrıca olay, 10 yıl kadar sonra almanya'nın gideceği totaliter noktanın ilk emarelerinden biri olarak dikkat çekmiştir.