benim için yeniden başlangıç olmuştur. Sigara + alkol ve bol miktarda türevlerini kullanan bendenizin, kullandığım her şeyi bırakmaya karar verdiğimde yapacak hiç bir şeyim yoktu.
22 yaşındaydım, 1.87 boyunda ve 54 kiloydum. Vücudum 12 yaşındaki bir çocuğun vücudundan farksızdı hatta bazıları benden daha bile yapılıydı diyebilirim. Her gün 8'de kalkıp işe gider, bir adet açma ve bir bardak çay içerek saat 14.00'a kadar sigara + su kombinasyonuyla yaşardım. Öğlen klasik bir fastfood menüsü, akşamda çok acıkırsam evde ne bulursam ya da yapabilirsem onu yerdim.
Sonra bir şeyler yapmaya karar verdim. Bunu değiştirmem gerekiyordu. Ciddi ciddi yazın yüzmeye gittiğimde üstümü çıkartmaya utanır olmuştum. Bacaklarım çırpı gibiydi. allahtan elim yüzüm düzgün bir adamdım da durumu ordan kurtarıyordum. Kilo almam gerekiyordu ve bunun da en etkili yolu vücut geliştirmeydi. Ekim 2007'de spor salonuna yazıldım. Önce ölçüler alındı kolum 26 cm, omuzum 90 küsürdü. kilom 55.2'ydi.
Önce basit bir program verdiler. Her gün tüm kas gruplarını çalıştırdığınız ve vücudunuzun spora alışmasını sağlayan 3 ayrı günden oluşan bir program. Ve tabi klasik hareket bench press. Hoca hareketi gösterdi, sonra ben sehpaya yattım ve hiç bir ağırlık takılı olmayan boş bar'ı 8'er tekrardan 5'set yapmaya çalıştım. Daha üçüncü sette dirseklerim titremeye başladı, ağırlığı 10-15 kilo olan boş bar'ı bile kaldıracak gücüm yoktu. ama kaldırdım...
Sonraki günlerde başladığım gibi devam ettim. Ağırlığı hiç arttırmadım, yavaş yavaş alışmaya başladım ama hala zorlanıyordum. Çünkü iyi beslenmiyordum. Sigarayı bırakmıştım ama yemek yeme konusunda hala bir şey yapmamıştım. Yemek yiyemediğim içinde, zaten bana zor yeten enerjim, spor salonuna girince hepten bitiyordu. Bunun yanında vücudumda ki inanılmaz ağrı ve acı yüzünden sürüngenlere döndüm. Herkesin spora başlayıp ilk haftada bıraktığı gibi bende bırakacaktım. Ama yılmadım...
Sonra yeni bir hoca geldi ve bana bir yemek programı verdi. Günde tam 6 öğün içeren bir program. Hem de öğünler öyle sallama değil iki üç ayrı yemek her öğünde muzlar, sütler falan. Listeyi okuyunca hocaya "ben bunun bir öğününü birgünde yiyorum" dediğimi çok net hatırlıyorum. O da bana "tamamını kimse yapamaz zaten sen yaklaşmaya çalış" dedi. Sabah 6 yumurta, sınırsız domates, 150 gr kaşar peyniri, ekmek vs. Öğlen yemeğide dahil saat 14.00'a kadar 3 öğün yemek vardı ve ben o zamana kadar sadece 1 adet açma yiyip yanında çay içiyordum. Ama zorladım...
Sabahları salamlı kaşarlı baget sandviç yanında da sıkma portakal suyu içmeye başladım. Öğlen fastfood değil pilav yanında da baklagillerden herhangi bir şey yiyordum. ilk başlarda günde dolu dolu 3 öğün yemeye başladım. Bu bile benim için yeterliydi. Daha sonra antremanda ağırlıkları arttırmaya başladım bench'te toplam 5 kilo taktım, 2.5 kiloluk dumble'larla çalışmaya başladım vs. Fark ettim ki ağırlık arttıkça, vucut zorlandıkça deli gibi acıkıyorsunuz. Akşamları sadece kraker, ot, bok , tereyağ-ekmek yiyen ben makarna yapmaya, yanında başka şeyler yemeye başladım.
Sonra hocamın desteğiyle, 5 set yapıp zorlandığım ağırlıkları, 3 set yaparak fakat ağırlık arttırarak yapmaya başladım. Zamanla vucüdum ağırlığa alıştı ve daha çok kaldırmaya başladım. Kaldırdıkça acıktım, acıktıkça yedim, yedikçe daha çok kaldırdım. Ama verilen programa harfiyen uydum, uykuma, yemeğime, yemek saatlerime, antreman süreme, ara dinlenmelere çok dikkat ettim. Her gün yatmadan önce yarım litre muzlu, yumurtalı, ballı kısacası yararlı olabilecek ne varsa içine katarak süt içtim.
Zaman geçiyordu ve ben artık kendimde olan değişikliği fark edebiliyordum. Salonda tanıştığım ve benden daha tecrübeli olan arkadaşlarla evde toplanıp, beslenmemize yararlı karışımlar yapmaya başladık. kivi, muz, yumurta beyazı vs. Eskiden arkadaşlarla toplanıp alkol ve başka şeyler kullanan ben, artık kilo aldırıcı, protein sağlayan içecekler, yemekler hazırlıyordum.
Şaka gibiydi... Sırf patates yemem gerektiği için, kumpirciden kilo kilo patates alıp her antreman çıkışı evde, mikrodalga fırında 2 tane tereyağlı, kaşarlı kumpir hazırladım. yanında 1 büyük kutu ton balığıyla beraber her gün. Artık günde 8 öğün yemek yiyordum. Tam sekiz öğün. programda bana verilen öğün sayısını bile geçmiştim. Çünkü bir amacım vardı ve o amaca az kalmıştı.
Spor yapmadığım her gün kendimi o kadar mutsuz hissediyordum ki, sanki o günü boşa yaşamışım gibiydim. Bu yüzden sürekli gittim, sürekli zorladım, sürekli çalıştım. Fakat bir saplantı olarak değil, sporun vermiş olduğu mutluluk ve tatmin duygusunu hissederek, amacıma ulaşmak, kilo alıp yaşıtım bir insan gibi görünmek için.
Nisan 2008'de son ölçümlerimi aldım. 65.5 kiloydum, 26 cm olan kolum, tam 33.5 cm olmuştu, omuzum 111 cm'di, göğüs ölçüm belirgin şekilde artmıştı. En önemlisi aynada kendime baktığımda artık yaşıtlarım gibi** görünüyordum. Kilom, boyuma göre hala azdı ama sporu bırakmaya niyetim yoktu. ideal kiloma gelene kadar bu tempoda yapmaya devam edecektim.
Fakat olmadı...hem iş hayatının temposu, hem yaz aylarının vermiş olduğu rehavet, hem vücudumun artık yorulmuş olması daha fazla spor yapmama engel oldu. Ve bir süre ara vermek zorunda kaldım. Ara verince beslenme alışkanlığımda değişti, eski halime geri dönüyordum. 1 ay sonra tekrar başladım 2-3 hafta devam ettikten sonra yine bıraktım. Artık yemekten iyice kesilmeye günde 3-4 öğüne düşmeye başladım. zaman geçtikçe daha da düşecektim.
Tam yine kendimi hazırlamışken, konsantre olmuşken, yeniden başlayacakken bu kez de sağlığım bana dur dedi. Yıllarca kötü davrandığım, alkol, sigara, ot, bok yüzünden siyaha dönen akciğerim, pnomotorax denen bir hastalık yüzünden beni hastaneye yatırdı. Akciğer ameliyatı oldum ve akciğerimden parça alındı. Onca zahmetle, zorlukla aldığım kilonun çoğunu, iki üç hafta hastanede yatarak geri verdim. kas yapım da erimeye başladı.
Taburcu olduğumda 57 kiloydum. Şimdi yine aynı şekilde spora başlamak ve kaybettiğim kilolarımı geri almak istiyorum. O sevdiğim halime geri dönmek istiyorum ama geçirdiğim ameliyat buna izin vermiyor. iki gün önce Barfiks çekmeye kalktım, göğüs kafesim kırılacak gibi oldu. Ama yine pes etmeyeceğim. Spor yapamasam bile aynı şekilde yemek yemeye başlamalıyım. Sadece yatarak, dinlenerek ve yemek yiyerek kendimi spor yapacağım güne hazırlamalıyım.
Çünkü Hocamın da dediği gibi spor; azim, sabır ve devamlılık gerektirir...
genellikle arkadaş grubuyla başlanıp ilk günler hep beraber gidildikten sonra ikinci ayın başında yalnız kalınan şey. sonra ilk ay vücuttaki inanılmaz değişime binaen tişörtler dar gelmeye başlayınca o gazla bir ay daha haftada 4 gün devam edilir. sonraki aylarda gelişim insanı boyutlara düştüğünden bir iki ay içinde sıkılınıp salona gidişler azalır. sonra boşa para ödemiyeyim diye bırakılır. bir süre sonra aynadaki kaslı görünüş kaybolur ama vücut eski haline dönmez. vüct geliştirme candır. sağlam kafa sağlam vücutta bulunur falan. öyle yani.
sadece ve sadece tek bir cümle ile ifade edilebilecek,genlerime dahil ettiğim parçam; body yapmak döt ister döt. sentetik estetik değil bu,hardcore bodybuilding...
etrafınızdaki birçok insanın bilgi sahibi oldugunu sandığı spor. oysa bu spor hakkında bilgi sahibi olmanız için en azından ayda bir ünlü sporcular tarafından yazılmış makaleler ve benzeri şeyler okunmanız gerekmektedir. biyoloji bilginizi arttırmanız. vucunuzu iyi tanımanız ve herşeyden önce gözünüzü karartmanız lazım.
bu spordakı gercekler.
1. paranız olacak
2 azmıniz sonsuz zamanınız yeterli olacak
3 asla olmaz yapamam demeyeceksiniz
4. kız gibi agırlıkları alıp oy yoruldum ben bırakacam bu sporu dıye mızmızlanmayacaksınız
5. öyle ben 2 ayda vucut yaparım diye salonlara gitmeyceksınız giderseniz göt olur kalırsınız.
6 en az 2 yıl calıstıktan sonra evet ben artık sporcuyum diyebilirsiniz. aşagısı kesınlıkle ama kesınlıkle kurtarmaz.
steroidleri daha sonraya bırakırsak;
proteın tozu kullanmaktan korkmayın. çok zayıfsanız buldugunuz herseyi yiyin taki idael kılonuza ulaşana kadar ardından yagı kesın. yaglı arkadaslar bu spora baslamadan once kesınlıkle ve kesınlıkle once zayıflamalı ardından agırlık kaldırmaya başlamalıdırlar. hiçbir zaman kendınızı sizden yıllar önce spora başlamıs biriyle kıyaslamayın. akıllı olun. ilk uç ay aşırı gazlı olursunuz mumkun oldugunca ilk 3 ay hıc bir supplement kullanmayın. sadece bolbol yiyin. 3. aydan sonra gainerlar protein tozları kullanabılırsınız. amıno asitlerin tablet olanlarını kesınlıkle almayın oyle gunde 3 5 tane amıno asıt yıyerek vucut geliştirilmez. ben saglam giricem hardcore bodybuilding i damarlarımda hissedecegim dıyorsanız aşırıya kaçmalısınız. günde 4 5 ölçek protein tozu kullanmalı yanında creatin desteklı pre workout ürünler kullanmalısınız. kendınıze sizden daha iyi bir partner bulmalısınız. yaptıgınız hareketlerın son setini 2 haftada bir kaldıramayacagınız agırlıklarla doldurmalısınız. partnerınızden yardımla set tekrarları yapmalısınız. gogus, biceps, triceps, sırt ve bacak kaslarınızı zorlamaktan korkmayın. bu kaslardakı press hareketlerını girebildiginiz kadar agır gırın ama unutmayınkı bu dedıklerım saglam proteın alımında gecerlıdır aksı taktırde kaslarınız erimeye başlar eksiye gıdersınız. açış hareketlerınde aşırıya kaçmayın sakatlanmalar yaşayabilirsiniz. omuz hareketlerını izole yapmaya dikkat edin ve omuzları çok zorlamayın. en kolay sakatlanabilen bolgedır omuz. yuksek oldugunu dusundugunuz agırlıklara gırerken kemer takın. belinizi çok onemlıdır. bilek kası çalışmalarınızı aksatmayın bilek çalışırken aglayana kadar tekrar yapın bakın aglayana kadar dıyorum. ne zaman çılgına döner agrıdan bileklerim kopacak dersenız ozaman 2 tekrar daha yapıp oyle bıtırın hareketi.
arada sırada kol omuz bilek gogus olculerınızı bir yere not edin. sunu unutmayın kişi bu sporu 1 yıl boyunca yaparken hergun her ay gelısmez. bazısı vardır koca bır yılda 2 ayda delıler gıbı gelısır daha sonra bır ılerleme kaydedemez ama var olanı korur kimisinın gelişimi 6 ay surer kimisinin 8 ay ama kimse 1 yıl veya kac yılsa hergun gelışme hergun buyume ileriye gitme dıye bırsey yoktur. ara ara sıçrama donemlerı vardır.
şimdi gelelim steroid kullananlara ve kullanmak isteyenlere;
2 senelık spor hayatımda henuz steroid kullanmadım. zararları var fakat etkileri yanında zararları çabuk unutulur. dedim ya gözünüzün kara olması lazım. dişarıdan size baktıklarında deli lan bu demeleri lazım. ilk kür genelde testo-e ve primo ile yapılır fakat testo-e yi türkiye de bulmak zordur. o yüzden sustanon ve primobolan kullanılınır. burda haftalık sundan su kadar ml kullanın diyemem ama sustanonun haftada 2 taneden fazla vurdurmayın. gereksiz boşuna tokside yapar. 8 haftalık testestoron kürlerinizde tamoksifen vs benzerı jineko ya karşı korunmak için ilaç kullanın. birde birçok insanın yaptıgı buyuk yanlıslardan bırı su adam bi susto bi primoyla işin bitecegini sanar oysa olay yenı baslar bu kürün yanında günlük protein alımını 7 8 olcege hatta gunde 250 300 gram proteine cıkarmak gerekebılır. kesınlıkle c vitamını kur basından sonuna kadar kullanılmalı cunku kure gıren ınsanın bagısıklık sıstemı zayıflar. mınareller ve bol vitamın ıceren destekleyıcıler kullanılmalı. 8 haftadan uzun kür yapılmamalıdır. tüm bunlar devam ederken yukarıda bahsettıgım calısma seklını neredeyse 2 ye katlayarak calısmalısınız. evet bılıyorum içinizden siktir çekiyorsunuz ama dediğim gibi gelişmek için bunların yapılması gerek. burda dıkkat edılecek husus asırı agırlıklara yuklenme oldugunu ıcın eklem ve kas sakatlanmalarına dıkkat edılmelı. bilinçsizcede agırlıgın altına gırılmemelıdır.
tum bunları 3 yıl içerisinde yaptıgınız taktırde en kotu ihitmalle 40 cm kola sahıp ust karın kaslarınından 2 tanesı net gozukur belirgin gogus kaslarına sahıp bırı olursunuz. en ıyısıde 43 44 cm kol ciddi bir gogus kası sixpack olmasada 4 tane kesın limelime karın kası guzel bi omuza sahıp olabılırsınız. genetikte çok onemlıdır.
bu spor boyle salak mal aptal tehlikeli gereksız bır spor ama napalımi insan dayanamıyor yapıyor. herkese başarılar.
not: asla ama asla steroid kullanıpta size ya bırader sende bu aralar baya bı gelısme var ne kullanıyorsun dıye soranlara hiç birşey ya bildigin beyaz peynır süt falan demeyin. ana avrat sövmüşlüğüm vardır boyle tipleri.
kasın kaldıramayacagı agırlık kaldırılarak kaslar yırtılır ve vucut testesteron sayesinde yırtılan kısımları* 48 saatte onarır fakat bu sefer kasların yırtılmaması için daha da kalınlastırır. gelişen ve cogalan kesinlikle kas lifleri degil lifler arasındaki baglardır. alınan haplar ise testesteron seviyesini arttırarak 48 saatlik sureyi azaltır ve kasların hızlı gelişmesini saglar, ayrıca kanser kısırlık gibi de yan urunleri de mevcuttur.
Gaza gelip arnold olacağım,rambo olacağım diyerek yüklenmeyin fazla.Bir hafta sonra yatağa düşersiniz,vücudunuz dayanamaz.Bu sporu ilk kez yapacaklara duyurulur.
3 yıldır gitçem gitçem deyip de gidemediğim. geliştirmek için dğil vücudumu. zaten gelişik ama yatmaktan yağ bağladık be abi. onun için. yoksa monster olmak istediğimizden değil hani. geniş omuzlarımız olsun. göbeğimiz olmasın yeter bize.
düzenli ve bilinçli bir çalışmanın yanında ilaç takviyesiyle en kısa sürede sonuçları alınabilecek aktivitedir. çalışma süresince ağırlıkların arttırılmasına ve vücut geliştirme ilaçlarının zamanında alınmasına özen gösterilmelidir. sonuçların net bir şekilde görülmesi için en az 3ay çalışma şarttır.
(bkz: amino asit)
(bkz: protein)
(bkz: creatin)
ayligi pesin verip 2-3 antrenmandan sonra arazi olanlar tarafindan bok atilan spor. kompleksli kardesim, sen de sonsuza dek bilyelerle calisacak degilsin. sabir bir erdemdir. sende o yoksa sporun sucu ne?
kendisi ufak egosu buyuk cep herkulleri tarafindan kiskanilan spor. sekil mekil icin yapanlar zaten kisa sure sonra " ben fitness yapiyorum. " ayagi yapmaya baslarlar. iste en buyuk yanilgi da burda baslar. fitness genelde sikilik, kardio, kondisyon gibi atletik temellere dayanir. vucut gelistirme ise butun bu ozellikleri icermekle beraber, olan kaslara hipertrofi olusturarak hacim kazandirmak ve bunun paralelinde ortalama ustunde agirliklarla calisma gereksinimi olusturan bir spordur. yeri gelmisken hemen belirtelim bir insanin vucudundaki kaslar artar gibi algilansa da aslinda artmaz, kalinlasir, hacimlenir. yani kisinin genlerinde, vucut yapisinda ne varsa bunlarda cok buyuk bir degisiklik yapmak imkan dahilinde degildir. bir baska degisle birim alana dusen kas sayisi dramatik bir degisiklige ugramaz. kisacasi hakkinda yazilacaklar sadece " bana gore soyle, bana gore boyle. " tarzinda oznel degil, nesnel esaslarin hakim oldugu sinirlarin icinde degerlendirilmelidir.
2 yıl boyunca uğraştığım ancak sonunu göremediğim için bıraktığım spor. şimdilerde her sabah mekik , şınav , barfiks üçlüsüyle mevcut formumu korumaya çalışsamda başarmak mümkün değil. işte bu yüzden sonunun olmadığına kanaat getirdim. ancak belli bir seviyeye ulaştıktan sonra hep o seviyede kalma isteği yüzünden bırakılamayan spordur. ilk başlarda hobi olarak alışkanlık edinilir sonra ilk düşüncesiz yorumların muhattabı olunur. üstüne para verilip hammallık yapmak acımasız bir örnek olsada belli bir seviyeden sonra bu sonuç kaçınılmaz oluyor. zevk için her hafta halı saha maçı yapmakla haftada dört gün salona gitmek aynı şeyler olmadığından tıkanıp kalınıyor. elde kalanlar abi omuzların ne kadar geniş senin , abi benle bilek güreşi yapsana , abi sen kaç kilo vuruyorsun , abi bunu ne kadar sürede yaptın , abi biseps mi girim triseps mi gibi abuk sorular ve yorumlar. bakın burdan gençleri bilgilendirmek gerekiyor.*
kız güruhu için erkeğin makyaj yapması gibi bir olgudur vucut geliştirme. zaten vucut geliştirmiş bir insan ne kadar felsefik konuşsada vucut gelişmiş beyin gelişmemiş yaftasından kurtulamıyorsun.* bu yüzden yapılıyorsa insan kendi için yapmalı birileri görecek beni daha çok beğenecek veya vurduğumu devirecem mantığıyla yaparsan adam sana 2 cümle kurar o kol denen maddeyi kaldırıp yumruk atacak maneviyat kalmaz.
başlanıldımı bırakılamayan, acı yoksa gelişmede yoktur felsefesi üzerine kurulu spor dalıdır. stresten uzaklaştırır insanları. ilk baslanıldığında kasıntı yürümek, aynada sürekli kendinize bakmak gibi sonucları olsada, biri size ' abi süper vücut yapmaşsın ' dediğinde ' ya evet işte çalışıyoruz ya ' gibi pekde önemsemiyorum ifadesi takınılınır, ama iyidir, hoştur. gidilmesi, yapılması tavsiye edilinir.