bazen tüm bilimsel onarım yöntemlerini egale eden buram buram insanımız ve biz kokan artık klasikleşmeye yüz tutmuş bir davranıştır.
yalnız genelde bir iki vuruştan sonra vurmaya gerek kalmaz. artık vurmayıp kırma safhasına geçilmelidir ki az biraz netice alınabilsin.
+ çalışmıyor gene bu alet yaaa.
- oyuncak mıyım lan ben alla alla.
+ günah benden gitti (paaat, çuuuut)
- ah ah dur güzel abim dur ya hemen iş başı yapıyorum, yeterki vurma gözünü seveyim.
+ bi günde güzellikle halletsek şu işi olmaz dimi.
yıllardır süre gelen bir türk tamir yöntemidir.
son derece etkili olduğu görülmüştür.
bozuk radya, televizyon, bilgisayar gibi cihazların kafasına kafasına vurup,
çalıştırmak sıretiyle gerçekleşir.
mesela çok iyi hatırlıyorum. yine lise 2.sınıftayım. bilgisayar dersindeyiz. bilgisayarların görüntü kartı zarar mı ne görmüş, bilgisayarı açtığınızda monitörde cızırtılı bir görünüm geliyor ekrana. tabi bu durumdan herkes rahatsız oluyor. hoca,
"vurmayın oğlum, olmayan beyinlerini de yok edeceksiniz şu aygıtların" diyor.
hadi bilgisayarın üstüne vurursun da kasasına ne vurursun be mübarek. neyse, o zamanlar da samsung toplama bilgisayarlar moda. bilgisayarın açılış düğmesinin yer aldığı kısımda ekranın renk düzenleyicisinin falan yer aldığı bölüm vardır ya. işte o bölmede bilgisayarın markasına sertçe bir yumruk attım. bilgisayarda hiç bir şey kalmadı. millet bana sanki ilk çağda ateşi bulmuşum gibi bakınca iyice bi tırstım. sonra 2.defa cızırtılı görüntü veren bilgisayara da aynı yöntemi uygulayınca hoca,
"oğlum sen bu işte iyice ustalaşmışsın" diyerek bu asil görev için beni görevlendirdi. cidden lan şaka maka işe yarıyor. hatta o günden sonra görüntü kartı bozuk bilgisayarların korkulu rüyası olmuştum.