aşktır. öyle elin yan kısmıyla * servis atıp, bloksuz smaç servissiz oynanan oyuna voleybol değil valeybol yada veleybol denir. gerçek voleybol ise takım oyunudur, izlemesi de oynaması da keyif verir, stresini yorgunluğunu bile özletendir. aklıma her gelişinde ah lise yıllarım der, özlem çekerim.
sürekli valeybol diye telaffuz edilen spor. belki de bizim sokakta oynadığımız valeyboldur, salonda oynanan voleybol. ne oldu ürperdin değil mi?
(bkz: beyazıt öztürk)
ayrıca oynaması en eğlenceli spordur efendim. karada, denizde, her türlü gideri var bu sporun, manyaklaştık kolu komşu oynuyoruz...
önemli olan unsurun "oyh sayı aldık şimdi ayşe'nin götünü elleyeceğim" olmaması bu sporun en güzel yanlarından biridir. ayrıca takımı servis kullanırken file önündeki de elini poposuna götürür ve oradan taktik verir. "götünden taktik uydurma lan" diye espri yapılabilir tabi.
tam 6 yıl boyunca bifiil ilgilendiğim, başlarda "manşet atmayı" tam anlamıyla öğrenene kadar mosmor kan kesilen bileklerinize, en ufak hatanızda 7 ceddinize kadar tüm sülalenizin antrenörünüz tarafından fırça yemesine, yorgunluktan bitab düşüp sınav hazırlıkları aşamasından kitap üstüne düşüp kalan zavallı kafatasınıza ve diğer pek çok meşakkatli özelliklerine rağmen bünyenizde belli bir süre, hiç vazgeçemeyecekmişsiniz hissine sebebiyet veren, her takımda 6 şar tane olmak üzere toplam 12 oyuncu, 2 direk, 1 file, 1 top ve 2 şer tane de son moda küfredebilen antrenörden oluşan, vücuda oldukça faydalı takım sporu.
bilen kişilerle oynandığında son derece eğlenceli olabilen, her topa ayakla çıkan salaklarla oynanırsa çileye dönüşebilen spor. karakteri, yapısı itibariyle büyük seyirci kitlesi toplaması, seyirciyi azdırması coşturması falan pek mümkün değildir. fakat büyük ustalık gerektiren bir spordur. gördüğüm vakit hala ağzım açık izlerim benim göremediğim topu manşetle karşılayan ablaları abileri.
ilkokul yıllarımda çok pis oynardım, boyum baya uzundu. erkek voleybol takımı olmadığından girmedim, bir kulübe falan da gitmedim zira basketbol oynuyordum. hoş onu da kulüpte oynamıyordum ama yine de beleyboldan daha çekici geliyordu. dün yine bu sporu yapma fırsatı buldum. adamlara baktım şöyle, az çok oynamayı biliyorlardı. "kenardan izliyim ben yea karnım ağrıyo" yalanıyla 5-10 sayı izledim, cidden oynuyorlardı.
"basketbol varken niye voleybola geldik mnıskiyim" diye küfrettiğim halde oyuna katıldım. ilk sayılarda, file önünde bir bok yapmamış olsam da eğlendiğimi fark ettim. "ehehe güzel lan!" dedim.
sonra bir pozisyon oluverdi. eleman yerini boşaltmış. inen topa uçtum, o da kafalama atlayınca kafa kafaya çarpışıp yere düştük. gülüşmeler, kahkahalar. biz de birbirimize küfrediyoruz. o bana "senin topun mu sikik?" diyor, ben ona "nerdesin lan piç?" diyorum. maçta kızlar da var tabi. "yapmayın yea" tribi. bu, sakatlığın habercisi.
benzer bir pozisyonda, bir uçuyorum ki manşete, sol kol ve sağ el kullanım dışı kalıyor, meister derhal ilkyardım şeysiyle tedavi edilmeye çalışılıyor. niye anlattım şimdi bunu? cenabet spordur bu voleybol. oynamayın, oynatmayın. kızlarınıza falan da söyleyin gitsinler curling oynasınlar. hiçbir şey yapamıyorlarsa pasta yesinler, basketbola gitsinler. voleybol neymiş lan?
oynaması, sahilde, beton sahada, veya parkede fark etmez, inanılmaz zevkli oyun. çok yetenekli olmasa da, oynamak isteyen altışar kişiden tam iki takım kurarsanız, bir de hakem koyun, nizami biçimde oynayın, keyif almamak imkansız. arada gırgır şamata, sonlara doğru mücadele ve kazanma azmi... deneyin.
istemeye istemeye başladığım, inat yüzünden devam ettiğim spordur..
basketbol oynamak istiyordum, önce voleybolu bir dene dediler bende "elime mi yapışacak lan bi deneyeyim" dedim.. ve yapıştı..
başladık voleybola..
geçen bikaç hafta dan sonra bendeki beceriksizliği gördüler ve dediler ki "kas yapın müsait değil senin, vücudun esnek değil, en iyisi sen basket oyna.." (lan!!!??) dedim hacı "yok yaaa.. lan kendimi boşuna mı parçaladım haftalardır" ***
hırs yaptım aga, haftada üç gün idman vardı; pazartesi, çarşamba, cuma günleri..
ben iki gün de basketçilerle idmana katıldım salı, perşembe.. etti mi bana 5!!!
tabi bu hafta içi programı..
haftasonu da iki gün boyunca günde çift idman yaptım.. sabah bi idman yapardım sonra ayak bileğimde ağırlıklarla futbol idmanlarına katılırdım akşamki idmanda, o hayvan gibi sahada 5o tur..*
şimdi mi.. beyoğlu'nun alt yapısındayım. oynadığım ligdeki tüm oyuncular yaşımın iki katı.. benim yaşımda bu sporu yapanlar yağ satarım bal satarım oynuyor.. seneye a takıma çıkıcam..
dediğim gibi benimle birlkte başlayıp benden önce takıma giren kas yapısı müsait insanlar şimdi yağ bal falan satıyor ama dezavantajlı olan hep benim.. 2-3 hafta idman yapmadığımda kondisyonum müthiş bir hızla düşüyor, onlarda tık yok ama, hep aynı kondisyonlar..
ben ne kadar salakmışım ya.. e tabi o zamanlar beyin daha işlevini tam yerine getiremiyor.. ama o zaman inat edip de voleybola devam etmek yerine uğraştığım bikaç haftayı silip baskete başlasaydım ve voleybolda uğraştığım kadar uğraşsaydım şimdi milli takım kampına çağrılmıştım..
dost tavsiyesi : eğer size birisi kas yapınız müsait değil diyorsa hemen vazgeçin, benim gibi aptallıklar yapmayın.. ibretlik hikayemi bunun için anlattım..
oynaması keyifli, ancak izlemesi üstsüz, hadi bilemedin bikinili (oynayanlar) olmadıktan sonra baygınlık veren bir spor kanımca. bayanlar maçlarından bahsediyorum elbette, erkekler maçlarını seyretmek için zaten hiç bir neden yok.
9 Şubat 1895'de amerikalı william g morgan ın "genç hristiyan erkekler birliği" derneğindeki genç hristiyan erkeklere zararsız bir spor aktivitesi yaratmak için mintonette adıyla temelini attığı spor dalı.daha sonraları bir dünya şampiyonasında filipinler takımında oynayan bir oduncunun smaç hareketini bulması ile güç voleybolu ortaya çıkmış ve artık güçlü olan kazanmaya başlamıştır. (bkz: orman kanunu)
keşke futbol yerine voleybol oynasaydım dedirten spordur.biraz olsun özlemi mi gidermek için hakemliği yapılır bulunan 6 kişiyle oynanan , bu sene bir kaç kuralda değişiklik yapılan spor dalı.
erkeklerin kız oyunu diyerek küçümsediği fakat sadece kızlar oynasaydı (bkz: olimpiyat sporu) olamıyacak olan spor dalıdır ki zaten bulanlara amerikalı erkek askerlerdi.