masumca ve çaresizce ortaya konulan tehdit mektubudur. ama ironiktir. bizim köye dikmeyin de nereye dikerseniz dikin diyor. diğer köydekiler insan değil mi, onlarınki de emek değil mi lan?
türkiye cumhuriyet tarihinde yazılmış en samimi dilekçedir.
gözlerim yaşarırcasına (hem gülmekten, hem duygulanmaktan ) okudum. babam ve oğlum filmi gibi etkisi oldu.
Dün adliyedeyim iş için sabıka kaydı falan alıcam. Kadının teki dilekçe yazmış Vodafone'a. Bi' de diyor tazminat alıcam bilmem ne. Neymiş Vodafone kadının üzerine kayıtlı olan hattı bir başkasına satmış. içinde 60 tl varmış ve adam herkese numarayı yayarak bu numara benim diyormuş.
Tamam burda bütün suç tabii ki Vodafone'un. Lakin, koskaca şirket ile yalnızca bir kadın başa çıkamaz, para falan da alamaz diye düşünüyorum. Ki kadının da bu durumdan çok rahatsız olmadığı bayağı ortadaydı hani. Yalnızca para talep etmek için yapıyor.
şu an oturduğum evimin* tam karşısındaki apartmanda bulunan baz istasyonunu gördükçe gülümsememe sebep olan durum. zira mahalle halkı yıllardır bir araya gelip imza toplayacak da, o baz istasyonu oradan kalkacak. duyduğum kadarıyla baz istasyonunun bulunduğu apartmanın sahibi, ordan aldığı parayla çok uzaklardan bir ev almış, ferah ferah oturuyormuş. "ey benim modern insanım bak da gör" demek istiyor insan. benim oyum onunla eşit olamaz dediğin o köylü, kayısım kuruyacak diye dilekçe veriyor, sen; üniversiteler bitirmiş elit insan, her gün çocuğunun servis beklediği, top oynadığı, ekmek almaya gittiği mahallende kuzu kuzu bakıyorsun baz istasyonuna. sonra da çocuğum sosyalleşsin, aman hakkını savunmayı bilsin, aman kendi ayakları üstünde dursun, o bale kursu senin, bu ingilizce kursu benim, aman londra'ya yaz okuluna göndereyim... peeehh. sen önce çocuğuna hayatında hiç tatmadığı hormonsuz domatesi yedir, radyasyonsuz bi oyun parkı yarat, ayağına tozun çamurun bulaşmasına bi izin ver de, sonra kendiliğinden gelişir evlatcığın.
belki de bu ülkedeki en aklı başında dilekçe.
demek ki neymiş, herkes şehirli değil de köylü olsa kimse bu ülkeyi ezemezmiş.
merak ediyorum, acaba biz ne zaman çirkef şehirliler olabileceğiz.
çok haklı bir dilekçe. büyükşehirlerde yaşayınca insan ister istemez koyun moduna geçiyor ve hakkını savunamıyor ama anadolu öyle mi? birlik ve beraberlik var. çoğu insanın anadolu cahil demesine karşı en büyük insanlığıdır hakkını savunmak. malatya halkını ve kendisini savunabilen tüm anadolu insanını gönülden destekliyor ve bu haklı tutumlarında onlara dirayet temenni ediyorum!
buram buram samimiyet kokan dilekçe olup anadolu insanının o bilinen açıksözlülüğünü barındıran, lafını sakınmayıp bazen patavatsızlıkmış gibi dursa da nedenleriyle birlikte sıralayan mektuptur.
sağlam refaranslar içeren dilekçe.
--spoiler--
o dedi ben tikerim.biz de yok dedik. köylü olarak ayrıca güzel bir dayakladık gönderdik. inanmazsanız sorun.
--spoiler--