vladimir vladimiroviç mayakovski

entry105 galeri1 video1
    1.
  1. "
    vladimir vladimiroviç mayakovski 1893 yılında gürcistan'da bağdadi kentinde doğdu. kente 1940'ta mayakovski'nin adı verilmiştir. bir orman memurunun oğludur. gürcistan'da başladığı lise öğrenimini 1906'dan itibaren ailesinin yerleştiği moskova'da sürdürdü, ama tamamlamadı. 15 yaşında bolşevik sosyal demokrat işçi partisi'ne katıldı. illegal siyasal etkinlikten ötürü üç kez tutuklandı. yaşı küçük olduğu için özgür bırakıldı. altı aya yakın süre hücreye konulduğu sonuncu tutukluluğu sırasında yazdığı ilk şiir denemelerini içeren deftere salıverilişi sırasında el konulmuştur. 1911'de moskova resim, heykel ve mimarlık okulu'na girdi ve yoğun olarak resimle uğraşmaya başladı. ilk şiirleri 1912'de yayımlandı. fütürist-lerin ortak yayınlarında görüldü, bildirilerini imzaladı, dinletilerine katıldı. militan fütürist sanatın bildirileri niteliğindeki "kamu beğenisine şamar" ve onu izleyen bir dizi fütürist ortak yayında yer aldı.

    biçimin içerik karşısında üstünlüğünü yeğlediği bu dönem şiirlerinde kasıtlı, özellikle kabalaştınlmış, natüralist dizeler ve imgeler belirgindi. bu tutumuyla eski kuşak şairlerinin ve onlara öykünenlerin verimsiz şiirine karşı konum almayı amaçlıyordu. fütürist-ler, mayakovski'nin de imza koyduğu bildirilerinde "puşkin'i, dosto-yevski'yi, tolstoy'u çağdaşlık gemisinden aşağıya atmak" çağrısında bulunmuşlardı. ama, mayakovski'nin daha ilk şiirlerinde sosyal prostesto motifleri görülür. 1914-15 yıllarında artık meydanların ve caddelerin şiirini yaratmaya yönelmektedir. erken şiirlerinin belirleyici çizgileri, baş kahraman olarak şairin kendisinin yer tuttuğu "vladimir mayakovski" adlı tragedyasında yansır. ekim devrimi öncesi destanlannda, lirik şiirlerinde ve yergilerinde kapitalizme karşı duruş ana izleği oluşturmaktadır. aynı dönemin ürünü olan "panto-lonlu bulut" destan-şiirinde yaklaşan devrimin beklentisi duyumsa-nır. bu yapıt maksim gorki'nin olumlu değerlendirmesini almıştır. şair, gorki'nin etkisiyle ilerici "letopis" dergisine katılır. dünya savaşı yıllarında "novıysatirikort' dergisinde siyasal yergilerini yayımlamaya başlar.

    mayakovski, ekim devrimi sonrasında aydınlara devrime katıl-malan için çağn yayımladı. devrimi izleyen ilk şiirleri "marşımız", "devrime övgü", "sol marşı" devrim sarkılan olmuştur. 1918'de yazdığı "misteriya-buff" piyesi şairin bizzat katılmasıyla sahnelendi. 1920-21'de rusya telgraf ajansı rosta'nın ajitasyon amaçlı etkinliklerinde şair ve ressam olarak çalıştı. "rosta pencerelerimi hazırlıyordu. devrim konulu afişler resimliyor ve bunlara şiirsel belgiler yazıyordu. mayakovski açlıkla, yıkımla ve gerilikle savaşıma çağıran, emperyalist müdahalecileri yeren yaklaşık 3 bin resim yapmış, bunlar moskova'nın ve öteki kentlerin sokaklarına asılmıştır. afiş ressamı, kitap ve dergi grafik sanatçısı olarak yergisel grafik sanatının sonraki gelişmesine önemli etki yaptı. 8u çalışması şairde yergisel janrların oluşmasında önemli evre olmuş, sonraki yaratıcılığında yergi büyük yer tutmuştur. 8u ürünlerinde küçük burjuva zihniyeti belirtilerini, bürokratik karmaşayı eleştiriyordu. ayrıca siyasal ajitas-yon şiiri janrlannı bu dönemde geliştiriyor. aşk, doğa, ölüm gibi, şiirin ezeli konularını yeni dünya görüşünün ışığında manalandınyor. "seviyorum", "buna dair" gibi lirik destanları insanlar arasında yeni ilişkiler konusunu ele alır. mayakovski'nin sovyet yönetiminin ilk yıllarında yazdığı yapıtları devrimci bir şiirin örnekleridir. bulanıklığa, salt güzellik eğilimine ve biçemciliğe karşı uzlaşmaz tutumla birlikte politik bakımdan sert, form bakımından yetkin bir toplumcu tavır bu şiirin belirleyici özelliğidir. şair, bu dönemde görüşlerinde-ki karşıtlıktan ötürü fütürist gruplardan uzaklaştı. 1924'te, önemli yapıtlarından biri sayılan "vladimir iliç lenin" destanını yazdı.

    mayakovski 1922-29 yıllan arasında batı avrupa ülkelerine ve amerika'ya geziler yaptı. paris ve amerika şiirleri bu gezilerin izle-nimi eriyle yaratılmış ürünlerdir. aynı yıllarda ülke içinde çok sayıda verimli gezi gerçekleştirdi. bu dönemlerin ürünlerinde hem dışa karşı, hem de ülkesinde kuruluş sorunlarına eleştirel bakışıyla içe karşı ödünsüz ve uyanık bir devrim şarkıcısı konumundadır. ekim destanı sayılan "iyi!" adlı yapıtı devrimin ilk on yılının epik bir sunuluşudur, yurtseverlik temasını işler. bu destan şairin toplumcu gerçekçi yönteminin tipik ürünlerindendir.

    toplumda eleştiri ve özeleştiri korkusu, kırtasiyecilik, asalaklık, dalkavukluk gibi kusurlara karşı şairin daha önce geliştirdiği yergi şiirleri çizgisine yenileri ve 1929-30 yıllannda "tahtakurusu" ve "banyo" piyesleri eklendi. aynı yıllarda birçok şiiri gençlik ve yazın sorunlarına adanmıştır. şair, yazında içeriksizliğe karşı etkin savaşım amacıyla 1929'da kurduğu kısa ömürlü "ref" (devrimci sanat cephesi) girişiminden sonra, 1930 şubatı'nda rapp (rusya proleter yazarlar birliği) içinde yer aldı.

    mayakovski ölümünden kısa süre önce beş yıllık plan dönemi üstüne "olanca sesimle" adlı destanını yazmaya başlamıştı. sadece giriş bölümü gerçekleşen bu yapıt şairin 20 yıllık çalışmasının bir bilançosu oluyordu. destanda devrimin "seferber kıldığı ve göreve çağırdığı" bir şair imgesi yaratılmıştı. ama o, 14 nisan 1930'da intihar etti...

    mayakovski'nin şiiri hem içeriği, hem janrı bakımından olağanüstü çok yönlü ve çok biçimlidir. ayrıca, şiir ve nesir olarak çok sayıda siyasal yazısı, yazınsal sorunlar üstüne makaleleri ve konuşmaları bulunuyor. şair, büyük toplumsal önemde ve duygusal güçte yapıtlarını verirken çeşitli janrlann ustası olarak kalıyor, destandan yergiye, lirikten propaganda sloganına, uzun şiirden fıkraya geçiyordu. ürünleri, kendi düşünsel-estetik ilkelerine sahip yeni bir şair tipinin doğuşunu gösterir. yaşadığı devirle organik kaynaşmış-lığı, ona, yeni insanın duygu ve düşüncelerini şiirlerinde yansıtma olanağı vermişti. mayakovski şiirinin düşünsel içeriği, şiirinin yenilikçi formuyla, onun poetikasıyla ayrılmaz bir bütündür. halk dilinin büyük olanaklarını kullanarak şiir dilini zenginleştirdi. vurgulu ve vurgusuz hecelerin dize kuruluşunda düzenlenmesine dayalı geleneksel sillabo-tonik ölçünün olanaklarını özgür şiirlerinin dize kuruluşunda ve sözcük dağılımında son haddine vardırdı. türlü geleneksel ölçüleri bir arada kullanma ilkesini getirdi. şiire ton ve ton-ritm çeşitliliği taşıyan yeni formlar kattı. ritm, uyak, söz dağarcığı, dizenin sessel yönü üzerine buluşları, kitlelere yönelmiş bir şiirin yeni düşünsel içeriğiyle birlikte oluşuyordu. ona göre şiirde, şiir işçiliğine, yani teknik işlemeye egemen değer verilemezdi. ama bu işleme şiir yapıtını kullanıma elverişli kılmaktaydı.

    mayakovski'nin geleneksel-klasik şiire fütürist tepkisinin belirlediği erken şiirlerinde biçimde ve içerikte deformasyon belirgindir. kaba ve doğal bu özgür şiirlerde yer yer sözün rastlantısal akışı görülür. ve biçim tümüyle özgürdür. şairin yaratısının orta döneminde form, şiir sütununda her biri satır başından başlayan alt alta şiir tümceleri, sözcükler, hatta tek sözcük halindeki dize kuruluşlarına dönüşür, ama bu, geleneksel şiirin ritm, uyak, söz dizimi özelliklerinin parçalanmış olarak yapıda doğrudan varlığını ve etkisini sürdürdüğü bir dönemdir. bu şiirlerde, söz dizimi ve dize kuruluşu, ses ve ritm bakımlarından asıl mecrayı arayış izlenimi veren bir gerilim duyumsanır. yaklaşık olarak 1922 yılından başlayarak mayakovski şiirinde dizelerin satır başından başladığı formu aniden terkediyor. şiirini, şiir tümcelerinin, sözcüklerin metin içinde kırık-basamaklı dizelerle özgürce yayıldığı çağımızda iyi bilinen biçimine kavuşturuyor. mayakovski şiirini rusça özgün metinde okuyanlar, onun şiirinin bu evrede ulaştığı özgürlükte şiirsel sözün dev soluk alışını mutlaka duyumsamaktadırlar. bu dönemde artık geleneksel-klasik şiir kültürü ve fütürist red zamanının deneyimi üzerinde, mayakovski'nin kitlelere yansıtacağı düşünceye göre biçim kazanan alabildiğine özgür bir şiir gerçekleşiyor.
    mayakovski'nin yenilikçi şiirinde sözcük, dil, yapıt üzerinde çalışma deneyi rus şiir dilinin gelişmesi için büyük önem taşır. aynı zamanda onun şiir dili rus edebiyatının zengin klasik mirasına, rus dilinin kaynaklarına dayanıyor. onun yenilikçiliği, şiirin gelişmesinde oynadığı rol ulusal ortamda sonraki şair kuşakları için kalıtının önemini belirliyor. ayrıca, başta bizim şairimiz nâzım hikmet olmak üzere, aragon, neruda, brecht, vaptsarov, milev, nezval, taufer vb. birçok ilerici dünya şairinin yaratıcılığı mayakovski'nin düşünsel-sanatsal başarılarıyla kan bağları taşır.
    "
    (azer yaran - dinleyin!'den metne aktarılmıştır)

    ayrıca, incelenmesi gereken bir başka husus daha vardır ki,
    (bkz: mayakovski'den etkilenen türk yazarları)
    19 ...
  2. 2.
  3. ya siz
    --

    Bir bardaktan boya serptim,
    günün haritası üzre ben örtü vurdum;
    donmuş etle dolu bir tabakta gösterdim
    çarpık elmacık kemiklerini okyanusun.
    Teneke bir balığın pulları üstünde
    yeni dudakların okudum çağrılarını.
    Ya siz
    bir noktürn çalabilir
    miydiniz
    flütünde saçak borularının?
    9 ...
  4. 3.
  5. kendime dair bir kaç söz
    --

    Severim seyretmeyi ölürken çocuklar.
    Siz bir gülüş dalgasının sisli kabarışını hiç seçtiniz mi
    hortumcuğunuzla ötelerinde kederin ?
    Oysa ben -
    okuma salonunda caddelerin -
    nice devrettim bir tabut cildinin sayfalarını.
    Yarıgece
    sırılsıklam parmaklarıyla yokluyordu
    beni
    ve ezgin tarabayı,
    ve kubbenin dazlağında sağanağın damlalarıyla
    zıplıyordu delirmiş katedral.
    Görüyorum, tasvirinden dışarı koşuyordu isa,
    urbasının savrulan kenarını
    ağlaya ağlaya öpüyordu çamur.
    Haykırıyorum kerpice,
    kudurmuş sözlerin saplıyorum hançerini
    yumuşak etine şişkin gökyüzünün:
    "Güneş !
    Babacığım benim!
    Bari sen merhamete gel ve eza verme!
    Bu döktüğün kanımdır akar vadiyi yol etmiş.
    Bu ruhum benim
    parçalanmış bir bulutun lapaları halinde
    yanık gökyüzünde
    paslı haçında çan kulesinin!
    Zaman!
    Aksak ikonacı, bari sen
    tasvirini çehremin boyayıver
    çağın küçük sakatlar ikonalığı için!
    Yalnızım ben, son gözü gibi
    körlüğe giden bir kimsenin !"
    9 ...
  6. 4.
  7. YORGUNLUKTAN
    --

    Dünya !
    Gel sağaltayım senin kel başını
    benim yabancı yaldızların benekleri içre dudaklarımın limeleriyle.
    Kalay gözlerimin yangınları üzerinde saçlarımın dumanıyla
    gel bürüyeyim ben sarkık göğüslerine bataklıkların.
    Sen! Biz - ikiliyiz,
    yaralanmışız, kovalanmışız alageyikler gibi,
    kişnemesi şahlanmış ölüm tarafından eğer vurulmuş atların.
    Evin ağımından duman uzun ayalanyla ulaşıyor bize,
    tortusuyla hiddetlendirip gözlerini sağanaklar içinde
    çürüyen ateşlerin.

    Kızkardeşim benim!
    Giden çağların darülacezelerinde
    olabilir ki benim bir annem ortaya çıkar;
    vurmuştum ona ben şarkılarla kanlanmış boynuzlarımı.
    Vraklayarak sıçrıyor tarla üzerinde
    bir ark, toy hafiye,
    bizi bağlamak üzere
    urganlarıyla çamurlu yolların.

    (19.02.07 türkçe için tekrar düzenleme)
    7 ...
  8. 5.
  9. alın !
    --

    Bir saat sonra şuradan tertemiz sokağa
    akar herbirinizden sarkık yağlarınız sizin,
    ben kaç kutu şiir saçtım önünüze oysa,
    ben - mücevher sözler savurganı ve mirasyedisi.

    işte siz, bey, bıyıklarınızda lahana parçası
    bir yerlerde doymadığınız, bitirmediğiniz çorba tasından;
    işte siz, bayan, teninizde yoğun fondöten beyazı,
    bir istiridye gibi bakıyorsunuz eşyanın kavkısından.

    Hepiniz şair yüreğinin kelebeğine
    galoşlu ve galoşsuz tırmanırsınız, pis.
    Kalabalığınız hayvanlasın sürtünecektir birbirine,
    kabarır ayaklan üstünde yüz kafalı bit.

    Bense, ben, kaba Hun, bugün
    önünüzde kırıtmam sizin - kırıtmadığımdan gayrı -
    basarım kahkahayı ve tükürürüm
    türkürürüm suratınıza sizin
    ben - mücevher sözler mirasyedisi ve savurganı.
    7 ...
  10. 6.
  11. DiNLEYiN !
    --

    Dinleyin!
    Madem yıldızları yakıyorlar -
    öyleyse - bu birisine gerekli mi ?
    öyleyse - biri diliyor mu, yıldızlar olsun ?
    öyleyse - biri inci mi addediyor bu tükürükleri ?
    Ve, yırtma paralana
    tipisinde günortası tozunun,
    sokuluyor Tanrıya,
    gecikmiş olmaktan korka korka,
    ağlıyor
    öpüyor onun damarlı elini,
    yalvarıyor -
    bir yıldız olsun diye mutlaka ! -
    yemin ediyor -
    kaldıramayacağına bu yıldızsıziık işkencesini!
    Ve sonra
    yürüyor tasalı,
    ama görünüşte sakin.
    Diyor ki birine:
    "E iyisin değil mi şimdi ?
    Korkmuyorsun ?
    Ha ?!"
    Dinleyin!
    Madem yıldızları
    yakıyorlar -
    öyleyse - bu birisine gerekli mi ?
    Öyleyse - zorunlu mu bu,
    her akşam
    yanması böyle
    damlar üzerinde bir yıldızın olsun?!
    9 ...
  12. 7.
  13. MARŞIMIZ
    --

    isyanlar alanını inletin adımlarınızla!
    Yukarı, gururlu dizisi başların! Biz ikinci
    nuh tufanı taşkınlanyla dünyaların
    kentlerini yıkayacağız.

    Günlerin alaca öküzü.
    yılların kağnısı ağır. Tanrımız
    - koşu hızı. Yüreğimiz bizim
    davul.

    Bizim altınlarımızdan daha gökseli var mı? Bir
    kurşunun ağulu iğnesi mi devirecekmiş bizi ?
    Bizim pusatlarımız - şarkılarımızda Altınımız -
    çınıldayan seslerimiz bizim.

    Yeşilinle uzan, çayır, seril günlerin altlarına.
    Gökkuşağı, boyunduruğunu vur yılların uçan
    atlarına.

    Görüyor musunuz, yıldızlar göğü üzgün!
    Onsuz şarkılarımız bizim paslanır. Hey,
    Büyük Ayı! sen istemde bulun, bizi
    gökyüzüne diri alsınlar.

    Neşeye iç! Şarkını söyle!
    Damarlarında bahar taşkınları.
    Yüreğim, vur gürle! Göğsümüz -
    timbal bakırı.
    5 ...
  14. 8.
  15. sol marşı (denizcilere)
    --

    Yürüyüş düzenine geçin şimdi!
    Yok artık yer laf dalaşına.
    Söylevciler, susun!
    Söz
    sizin
    mavzer arkadaş.
    Daha nice sürüyecek bizi
    Adem'le Havva'nın yürüdüğü yol.
    Lagar beygirini tarihin ahıra süreceğiz.
    Sol!
    Sol!
    Sol!
    Hey, mavi gömlekliler!
    Dalgalanın!
    Aşın okyanusları!
    Kıyıda
    demir atmış zırhlıların
    kaburgalan mı yoksa paslanmış ?!
    Hırlayıp
    saltanat tacıyla
    Britanya aslanı varsın ulusun.
    Komün yıkılmayacak.
    Sol!
    Sol!
    Sol!

    Orada
    acı dağlarını aşınca
    sonsuz bir güneş ülkesi var.
    Açlığın ardında,
    salgın denizinin ardında
    milyonuncu adımın mührünü vur!
    Kiralık bir çeteyle varsın kuşatsınlar,
    üzerine çelik sağanağı savrulsun, -
    itilaf devletleriyle olamaz Rusya.
    Sol!
    Sol!
    Sol!
    Işın söner mi kartal bakışında ?
    Biz özler miyiz eski zamanları ?
    Evrenin
    berkitin yakasında
    devrimin parmaklarını!
    Göğüsler ileri, başlar dik!
    Bayraklarınız gökyüzü dolusu!
    Hey, orada sağ basan da kim ?
    Sol!
    Sol!
    Sol!
    6 ...
  16. 9.
  17. son söz isimli şiirinde şöyle der ve onulmaz yareler açar;

    hayatın en hüzünlü anı,
    mevsimine kapıldığın kişinin
    bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını
    anladığın andır...

    bırak, gitsin...
    bırak, git...
    12 ...
  18. 10.
  19. nazım'ın sovyetlere yolculuğu sırasında şiirleriyle karşılaşıp etkilendiği, merdiven gibi sıralanmış dizeleri gördükten sonra biçim yönüyle benimsediği şair.
    şiirle ilgili ve denemelerini içeren şiir nasıl yazılır, sevgilisine yazılmış mektuplardan oluşan lili brik'e mektuplar gibi kitapları da vardır.
    2 ...
  20. 11.
  21. Şair Sergey Yesenin 'in kendini öldürmesini kınayan Mayakovski 37 yaşında intihar ederek yaşamına son vermiştir.

    intiharı için yazdığı mektubunu şu dizeleriyle bitirir;

    "iş işten geçmiş ola
    derler ya hani
    günlük yaşamın akıntısına çarparak
    parçalandı
    aşk teknesi de.
    Yaşamaktan alacağım ne kaldı ki?
    Artık anımsamak boşuna
    acıları
    felaketleri,
    karşılıklı haksızlıkları.
    Sizler mutlu yaşayın yeter.

    (Çeviri : Sait Maden)
    4 ...
  22. 12.
  23. ben
    --

    Benim
    delik deşik ruhumun kaldırımında
    delilerin adımlan
    çetin sözlerin örüyor tabanlarını.
    Burada kentler
    asılmış
    ve bulut ilmeğinde
    donmuş
    kulelerin
    eğri boyunları -
    gidiyorum
    tek başıma ağlamaya,
    bir kavşağın
    çarmıhına gerilmiş
    kollukçular.

    (türkçe için tekrar düzenleme, 30.01.07)
    6 ...
  24. 13.
  25. panolonlu bulut ve son mektup isimli mükemmel şiirlere sahip toplumcu ve evrensel bir şairdir. aynı zamanda rus devriminin de grafikerliğini yapmıştır. nazım'ın güçlü bir şekilde bu şairden etkilendiği söylenir.

    liliciğim'den:

    [..]

    Aşkından başka
    deniz yok bana,
    ve gözyaşları da
    bir erinç
    koparamıyor ondan.
    Yorgun fil
    sessizliği aradığında
    yatar
    kızgın kumlara saltanatla.
    Aşkından başka
    güneş yok bana.
    Ve bilmiyorum bile
    neredesin şimdi ve kiminle.

    [..]

    Ağzı hiçbir bıçağın
    bakışların kadar senin
    kesemez beni.
    Yarın unutacaksın
    seni taçlandırdığımı,
    ve yakıp tükettiğimi
    çiçeklenmiş bir ruhu
    aşkla.
    Ve uçarı günlerin fırtınalı karnavalı
    dağıtacak
    sayfalarını kitaplarımın.
    Sözlerimin kurumuş yaprakları mı
    durduracak seni
    çırpınan soluğuyla.
    Bırak hiç değilse
    son bir sevgi dalgası sereyim
    beni bırakıp giden adımlarının altına.
    4 ...
  26. 14.
  27. 15.
  28. BEN DE ÖYLE

    Filo bile sonunda limana döner,
    tren soluk soluğa koşar gara doğru,
    Bense ondan daha hızlı koşmaktayım sana
    -çünkü seviyorum-
    budur beni çeken, sürükleyip götüren.
    Cimri şövalyesi Puşkin'in, iner
    bodrumunu karıştırıp seyretmeye.
    Ben de, sevgilim
    döner dolaşır gelirim sana.
    Taparım,
    benim için çarpan o yüreğe.
    Sevinçlisinizdir evinize dönerken.
    Atarsınız tıraş olurken, yıkanırken,
    kirini pasını vücudunuzun.
    Ben de aynı
    sevinçle dönerim sana-
    evime dönmüyor muyum
    sana doğru
    koşarken?
    Yeryüzü insanları toprak ananın koynuna dönerler sonunda.
    Hepimiz döneriz en son yuvaya.
    Ben de öyle,
    bir şey var
    beni sana çeken
    daha ayrılır ayrılmaz,
    birbirimizden uzaklaşır uzaklaşmaz.
    2 ...
  29. 16.
  30. nazım'ı en çok etkileyen şairdir. iyiki de etkilemiştir.
    2 ...
  31. 17.
  32. 18.
  33. küçücük bir çocukken, ilk deniz yolculuğunda denizde gördüğü deniz feneri için " yolu aydınlatmak, doğru yönü göstermek; çok sorumluluk isteyen bir şey bu!" diyerek, zekasını ortaya koymuş olan ve lise çağlarında kendisine rusçada deniz feneri anlamına gelen mayak kelimesiyle hitap edilmesini isteyen dahi şairdir.
    2 ...
  34. 19.
  35. şiirleriyle maxim gorki yi ağlatan gürcistan doğumlu rus şair.
    1 ...
  36. 20.
  37. bir deniz seyahatinde gördüğü feneri, sorumluluk sahibi olarak niteleyip ondan etkilenince, arkadaşlarından kendisine rusça' da deniz feneri anlamına gelen mayak diye hitap edilmesini isteyen, adını da buradan alan, gürcü asıllı ünlü rus şair.
    0 ...
  38. 21.
  39. kendi kendine oynadığı rus ruleti sonucu öldüğü rivayet edilen şair.
    0 ...
  40. 22.
  41. moskova aşığı bir şairdir haliyle. bir şiirinde geçen şu dizeleri hiç unutamam :
    Ben, Paris'te yaşayıp ölmek isterdim
    Moskova adında bir yer olmasaydı eğer...
    1 ...
  42. 23.
  43. Şiirleri

    Pantolonlu Bulut
    Omurganın Flütü
    Lenin Destanı
    Yüz Elli Milyon

    Oyunları

    Trajedi - Vladimir Mayakovski
    Gizemli Güldürü
    Tahtakurusu
    Banyo
    Moskova yanıyor

    Kitapları

    Amerika'yı Keşfim
    0 ...
  44. 24.
  45. Vladimir Vladimirovich Mayakovsky 20. yüzyılın başında fütürist akımın önde gelen temsilcisidir. Ünlü Rus şair 19 Temmuz 1893'te dogmuş ve 14 Nisan 1930'da intihar ederek yaşamına son vermiştir.
    1 ...
  46. 25.
  47. su yasamda
    en kolay istir olmek
    asil guc olan
    yepyeni bir yasama
    baslamak

    dostu sergey yesenin intihari'nin ardinda bu dizeleri kullanmiş ama cok gecmeden kendi canina kiymiştir mayakovski. bir insanin bu satirlari yazip kendi canina kiymasi beni sasirtmistir.

    hiçliğin kendisini cekme gücünü duygusunu yasiyordu. dostlarindan ayrilmiş, şiir okumasini sağlayan gür sesinden yavas yavas yoksun kalmasinin acisini duymuş, yaşlanmaktan korkmaya başlamiş ve sevdiği kadindan, yani aktirist veronika polonskya'dan ayrilmanin boguntusuna dayanamiş ve dayanilmasi güc ve doyurulmasi olanaksiz bir yaşam acliğina düserek bir nisan günü cekti vurdu kendini.

    ama herseyini bitiren ve bitirmek için kendi biletini kesen adam intihar mektubunu yazar iken görkem içinde terkettiğini görüyoruz. belki de bu kendi yasami bombok oldugu için hiç olmazsa yasayanlara son kez bir lutufta bulunmaktir.

    bilemiyorum

    'dayanamayıp parçalandı işte sonunda
    acıları
    mutsuzlukları
    karşılıklı haksızlıkları
    hatırlamağa bile değmez:
    odesmis durumdayiz kahpe felekle.
    ve sizler mutlu olun
    yeter '

    elvedasi bile ona yakisir bir azametle ve metanettedir.

    delice yasama arzusuna ragmen göz yaşlari değil sadece buram buram huzun kokar,

    beni her zaman saşirtmiştir mayakovski.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük