bana boşalma ihtiyacı hissettirmiş film, öyle bir doldurdu ki sözlüğe boşalmaya karar verdim.
uyarı: bu yazı gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek, toplumun manevi değerlerine ve türk aile yapısına aykırılık teşkil edecek miktarda küfür içerebilir, o yüzden read at your own risk demiş atalarımız, yani rid et yor ovn risk.
behey amına koyduğumunun dış sesi, seni ne yarrak yemeye koydular oraya. olduk olmadık müdahalelerinle filmin talukatını siktin, ebesinin amına mokoko yaptın, filmi şıçılmış boka döndürdün. hani filmde mesaj verilir, seyirci ne isterse onu alırdı. ama sen, silsilesini siktiğim, 2 dakka rahat bırakmadın ki filmi yorumlayalım, karakterleri kafamızda yerli yerine oturtalım.
vudi sen ne ayaksın olum, merak etme, sana karşı bu kadar ağır konuşmayacam, zaten seni oldum olası sevmedim, bunu bilesin. başka da lafım yok sana ibiş, sadece bunu bilmeni istedim vudicim.
karakterler:
bir adet cristy, kararsız orospu
bir adet vicky, kararlı kararsız orospu
bir adet maria elena, orospu
bir adet havyar badem, orospu çocuğu.
malzemeleri karıştırıp kıvama gelinceye kadar çırpınca elde ettiğimiz şey: konulu porno ama porno yok. badem üçüne birden mokoko, sonra biraz barselona, biraz akdeniz havası ve akdeniz mutfağı, ne idüğü belirsiz sanat eserleri, ve kafası karışık cosmo kadınları. al sana aşk filmi amına koyayım, al sana şahhhaaaane bir modern çağlar aşk eleştirisi, kafası hep karışık kadınlarımızın yaşadığı o derin mi derin o tulunu tuluatını siktiğim çıkmazların bir analizi. aşkı soktuğunuz hale bak ulan, ben sizin anladığınız aşkın ruhunu sikeyim be.
son sözüm sana sıkarlet; fotoğraf makinesi öyle tutulmaz şekerim, hele filmde seni iddialı bir fotoğraf sanatçısı olarak tanıtıyorlarsa rolünü ona göre oynarsın.
sonuç: fotoğraf makinesini tutmasını bilmeyen siki tutmayı hiç bilmez; öyleyse sıkarletten saksocu, ferhat güzelden de türkücü olmaz.
Juan Antonio *: aman kızlar ne güzelsiniz, ben ask adamıyım, come carpe diem, sizinle sevişmek istiyorum. hemi de ikinizle birden. oviedo diye süper bi yer var, gelin orda tıklayayım size. ressamım, son derece gizemliyim, ayrıca uçak da kullanabiliyorum.
Christina *: ay ne hoş adam. özgürlüğün tadını çıkarmalı ve ona hemencicik vermeliyim.
Vicky *: çok itici. ne bu böyle. ama gizemli de şerefsiz.
velhasıl juan, christina'yı yatağa atar ama christina o esnada hastalanır. Ertesi gece vicky'e tıklar. sonra christina'ya da tıklar. Vicky'i "evlencen sen kızım. seni riske edemem" diye kandırır, arada iş atar, hatun da mal gibi içten içe herife kayar. sonra juan'ın manyak karısı maria * çıkagelir. sonra juan maria ve christina ile threesome yapar. bu noktada juan christina'yı "chris, sen maria ile benim aramdaki aşkın eksik olan tuzusun, biz üçümüz harikayız" diye keklemektedir. bu esnada juan'ın yaratıcılığı en üst noktaya çıkmıştır. süper resimler * yapar. *
sonra christina juan'ı terk eder, ardından, aralarındaki "tuzun" eksikliği yüzünden maria da juan'ı terk eder.
en son damsız kalan ve "yaratıcı sanat eserlerini hayata geçiremeyen" abaza juan, 1 hafta önce evlenen vicky'e tekrar salça olur. "mutsuz bi evlilik olcak kızım bu, ben senin özgür tarafınım" diye onu da kekler. vicky'e tam tıklayacakken maria gelir 3 metre mesafeden 4 el ateş eder ama kimseyi vuramaz. vicky elinden yaralanır.
sonunda vicky, "aslında istediğim hayat bu değilmiş ne güzel ders çıkardım aferin bana" diyerek ren geyiği kıvamına gelen kocasına döner.
christina hala "bir sey arıyorum ama ne aradığımı değil ne aramadığımı biliyorum aman tanrım ne müthiş bir sanatçı olcam ben" diye mal mal dolanmaya devam eder.
juan ile maria ise bi barışır bi sevişir artık bilemem kendi bilecekleri iş.
dünyanın en güzel iki kadınını ** bir araya getirdiği yetmiyormuş gibi bir de javier bardem gibi bir yetenek abidesini kadrosuna katan, bu da yetmiyormuş gibi senaryoyu ve filmi woody allen ' a
emanet eden, oha amksym bu da yetmiyormuş gibi, barcelona gibi bir yerde çekilen filmdir.
şimdi bi tane adam var, hakan altun'un ispanyolu. bi penelope cruz'a çakıyo, bi scarlett johansson'a çakıyo, yeri geliyo ikisine birden çakıyo, yeri geliyo bu ikisi birbirine çakarken o bakıyo, bazen de ekstradan nispeten daha çirkin bi hatuna çakıyo.
önyargıları bir tarafa bırakıp izlediğinizde gerçekten çok mükemmel bir filmdir. bu filmle ilgili dtcf'de psikoloji bölümünde ödevler verildi.
film aslında herkesin bildiği bir şeyi anlatıyor. (benim açımdan bakarsak) bir ilişkideki eksik tarafın neleri alıp götürdüğünü çok güzel gösteriyor. olaya aldatma, lezbiyen ilişkiler veya üçlü aşk olarak bakmadığınızda gerçekten tek bir ilişkinin olduğu ortaya çıkacaktır. ayrıca filmin de müzikleri muhteşemdir. izleyiniz, izlettiriniz. eğer mazbut bir sevgiliniz ve tutucu bir ilişkiniz varsa yalnız izleyiniz.
p.s: maria elena bittim sana. kavga sahnelerini indirdim. bir insan bu kadar mı psikopat gibi sevebilir?
woody allen'ın olduğunu öğrendiğimde filmin konusuna veya hakkında yapılmış yorumlara bakma gereği duymadım. yeteri kadar iyi bir referanstı woody allen benim için. gittik, izledik. bunu bu şekilde söylemek istemezdim ama bok gibi olmuş woodycim.
- dış ses olayını seven biri olarak ben bile filmdeki dış sesten rahatsız oldum. durmadan anlatıyor.
- Javier Bardem'in oynadığı Juan Antonio Gonzalo karakteri çok yapmacık. özgür ruhlu, çapkın, çekici, ispanyol bir ressam. filmde görünen bütün kadınlara çakıyor. hayatı boyunca sadece sevişen ve resim yapan biri olarak erkek izleyiciler için sinir bozucu ve aynı zamanda yapmacık.
- Scarlett Johansson ne aradığını bilmeyen aşkta riski seven, heyecan arayan ve yeniliklere açık bir kızı oynuyor. tamam anladık ama, masasına gelen ve "bayanlar sizi çok beğendim ikinizle birlikte yatmak istiyorum" diyen adama da teklifinizi kabul ediyorum diyecek kadar mı? hadi len...
- evlerinde kalmaya gittikleri 50 yaşındaki teyzem kocasını sevdiğini, ama artık aşkın kalmadığını, onu bu sıkışıklıktan kurtaracak prensi beklediğini söylüyor. lan 50 yaşında belki de 30 senelik evli kadın bunu der mi?
- Rebecca Hall ise belki de en dengeli karakter. bir tek onun yaşadığı duygular gerçek gibi.
izlerken hiç sıkmayan, beni mahveden-dağıtan bir özelliği hariç gayet standart bir filmdir. standart derken woody allen standartı.
---çok az spoiler---
2 amerikan hanım kızmızın avrupada yaşadıkları kültür ve ahlak sorgulamasını anlatan film. woody allen'ın hayatla ilgili görüşlerini anlattığı bir belgesel gibiydi aslında film*. ayrıca filmin sonunda hep bir şey olacak diye bekledim ama bitince biraz mal gibi kaldım açıkçası. bir yere bağlanamadı, seyirciyi yarı yolda bıraktı gibi oldu.
---çok az spoiler---
cristina'yı Scarlett Johansson canlandırmakta ve yine bir woody allen filmi olan Match Point'teki rolünün pek benzerini tekrarlamaktadır. yine çok seksi, çok güzel ama bir türlü yeteneklerinin farkında olamayan, potansiyeline kullanamayan birini canlandırmaktadır. woody allen Scarlett Johansson cuk diye oturan rolü bulmuş ve sonuna kadar sömürmekte ve bunu seyirciyi hiç sıkmadan yapmaktadır. Scarlett Johansson aynı rolü 3 kere daha oynasa yine izlerim şahsen.
Javier Bardem ve Penelope Cruz kendi standartlarında gayet başarılı oynamışlardır. özellikle Penelope Cruz bazı sahnelerde ağzı açık bırakacak kadar iyi bir oyunculuk sergilemiş ve 'bu yaz kesin ispanyolca öğrenecem' diye kendi kendinize söz vermenize sebep olmuştur.
gelelim filmin beni mahveden özelliğine. vicky, yani Rebecca Hall film boyunca gözlerimi yaşartacak kadar güzel görünmüştür. vudi elın efendide Rebecca Hall'ın o güzel, muhteşem meleksi yüzüne yakın çekim yapa yapa beni ekran başında bitirmiş tüketmiştir. vicky'nin aşık olunası çilli yüzünü sömürdükçe sömürmüş woddy allen ve filmdeki açık ara en güzel kadın haline getirmiştir. zaten The Prestige'de tadı damağımızda kalmıştı, tekrar teşekkürler üstad.* https://galeri.uludagsozluk.com/r/31987/+
