halkı askerlikten soğutma gibi absürd bir yasası olan tek ülke bizimkidir herhalde. ve genelde bu yasa askerliği sorumsuz ölümlere gebe bir şey hâline getirenlere karşı değil, asker olmama hakkını savunanlara ya da sebepsiz ölümlere karşı çıkanlara karşı işletilir, hem de gayrihukukî olarak.
"
- uluslararası sözleşmeler, iç hukukun bir parçasıdır, ayrıcalıklı bir yere sahiptirler.
- uluslararası sözleşmeler, iç hukukta kendiliğinden uygulanır. ayrıca yeni bir düzenleme yapılmasına gerek yoktur.
- sözleşmelerin anayasa'ya aykırılığı ileri sürülemez. sözleşmeler anayasa'ya aykırı olsa bile uygulanmak zorundadır.
- uluslararası sözleşmeleri yorumlama görevi ve yetkisi, ulusal yargıya verilmiştir. hakimler bu görevi sözleşme organlarının içtihatlarına uygun olarak yapmalıdırlar.
- uluslararası sözleşmeler ile ulusal hukuk kuralları arasında bir çatışma olması durumunda, yargıcın uluslararası kurallara üstünlük tanıması, ulusal kuralların uluslararası antlaşmalara uygun bir biçimde yorumlaması gerekmektedir.
- türk hukuk sistemine göre, bireylerin doğrudan insan hakları alanındaki uluslararası sözleşme hükümlerine dayanarak, idari makamlar ve yargı erki önünde hak aramaları mümkündür.
"
ÜNAL Şeref; Temel Hak ve Özgürlükler ve insan Hakları Hukuku, Ankara 1997, s.7.
yâni, sözlükte de karşılaştığımız "halkı askerlikten soğutmak" gerekçesi ile silinen başlıklar türkiye'nin altına imza attığı anlaşmalar gereğince illegal falan değildir. sözlük yöneticileri "şimdi kim aihm'le uğraşacak lan" diyorsa orası ayrı. ama o zaman silinme gerekçesi olarak böyle yazmaları daha doğru olacaktır.
terör gibi bir illetle baş eden bir ülke için gerekliliği olan askerlik görevinin ve askeri kurumun halk nazarında güvenilirliğini azaltacağından mütevellit geçerliliği olmayan önerme.
--spoiler-- halki askerlikten sogutma gibi absürd bir yasası olan tek ülke bizimkidir herhalde. ve genelde bu yasa askerliği sorumsuz ölümlere gebe bir şey hâline getirenlere karşı değil, asker olmama hakkını savunanlara ya da sebepsiz ölümlere karşı çıkanlara karşı işletilir, hem de gayrihukukî olarak.
--spoiler--
tek devlet biziz doğrudur. zira dünya üzerinde 30 küsür yıldır terörle uğraşan ve bu yüzden kalkınıp gelişemeyen bir başka ülke de yoktur zannımca. elin gavuru diyorsa terörle mücadele etme ama gelişme aynı zamanda. bu işte bir terslik vardır bu şekilde bakınca. vicdani ret falan hikâyedir. bi takım göt korkusu olan o sözümona gelişmiş ülkeler uğraşsın bakalım 30 yıl terörle şimdiki gelişmiş olabiliyorlarmıymış.
mecburi askerlik uygulaması ile güvenliğini sağlayan bir ülkede kuşkusuz vicadani ret kavramı askerlik çağına gelmiş milyonlarca genci askerlikten soğutacaktır.
profesyonel ordu ile paralı askerlerle dış asayişini saglamadıkca bu ülkede zorunlu askerlik uygulaması devam edecek ve 20 yaşına gelen herkes maalesef askere gidecek!
sınır güvenliğ ve stratejik bölgeler için gencecik, aamtör insanların gönderilmesi ne kadar mantıklı tartışılır hatta üniversiteyi yeni bitirmis genclerin 18 ayını ya da 6 ayını askere vermeside irdelenebilir, ama vicdani ret olmamalı en azından simdilik cok uzagındayız..
turkiye de askerlik herkesin bildigi gibi zorunlu , dunyanin bir cok ulkesinde de zorunlu..
fakat bir cok ulke bu zorunlulugun yaninda vatandasina vicdani red hakkida tanimis mesela israilde cezasi 14 gun hapis..
yunanistanda askerlik zorunlu hemde askerlik suresi neredeyse 2 yil ,bize benziyor. 1998 den beri vicdani red bir yasal hak.
(profesyonel asker haric)
vicdani red meslesini tamamen teorik baglamda kasiyorum. cunku zaten askerligimi yaptim ,gerekirse milliyetcilik ruzgariyla itici gelen "vicdani ret" adini degistirip diplomatik bir ifade ile sivil zorunlu hizmet kapsamina alalim..(u: hay allah ertugrul ozkok gibi konustum )
su an iktidarda olan hukumet yani akp avrupa birliginin sozde ya da ozde en atesli savunucusu..gun gelecek avrupa birligi baski yapacak , sekreterligi ve temsilcilerin heyetleri gelecek gorusmeler yapacaklar,raporlar sunacaklar avrupa parlementosuna; bu hakki tanimazsaniz ya da en azindan askerlik suresini sivil zorunlu hizmet kapsamina almassaniz sizi "nah aliriz" diyecekler,hic burun kivirmayin bilirim derler. boyle namussuz adamlardir.
genel kurmay killanacak , taraf gazetesi aksi yonde yuklenecek ,sabah aksi yonde yuklenecek ..chp durum degerlendirmesi yapacak , m ali birand "ucuna geldik boyle firsat kacmaz" diyecek.
dogan medyasi bolunecek,
avrupa birligi ile sinirler gerilecek,
bunlar bizim ic islerimize mudahale ediyor denilecek ,ilislkiler sekteye ugrayacak
turkiyeyi bolmek isteyen gucler ayaklanacak ,polis sasiracak cunku hukumet iki arada bir derede kalacak,
oysa sadece solcular olsa isteyen is kolay:
bas sopayi .
ver copu .
ver elektirigi ... ne diyordum;
meclis arastirmasi istenecek ..restlesilecek -arada ergenokon icin yine bir suru adam iceri alinacak -
kapali kapilar ardinda uzlasilacak ..uzlasanlar vatan haini ilan edilecek ,karsi olanlar da fasist !!
yalan mi ?
hep boyle olmuyor mu ?
sivil hizmet dedigimiz 10 bin euro verip , yata yata 28 gun askerlik yapmaktan daha mantikli degil midir?
savas halindemiyiz ki !
hem kolay mi 800-900 bin asker beslemek .
bunun maasini ,bulguru ve kapuskasi var hosafi var .
elbisesi var.
evrensel hukuk ve insan kriterleri ile ülkenin temel yapısı, dinamikleri, argümanları ve yasalarının çatışmasından kaynaklı olgudur. elbet, bakış açısı sorunudur. konuyu temel hak ve özgürlükler ekseninde değerlendirmek konuya geniş açıdan bakmak olur. bu bakış açısı da vicdani retin olması gereken bir hak olduğunu betimliyor. yani bu hak çerçevesinde kişilerin yaşam alanları daralmamalı, ömür boyu mahkemelik durumlar oluşmamalı.
halkı askerlikten soğutmak olgusunu vicdani rete yaslamak ve dayatmak cidden üzerinde düşünülmesi gereken bir olgu. çünkü, kim ne iddaa ederse etsin ölmemekten öte karıncayı dahi incitmemek bir yaşam tercihidir. vicdani retin olmamasına dair savunulan korkaklık deyişi kişiselliği su götürmez bir tarafı es geçtiği için konu eksik kalıyor her haliyle. ölmemeye yaslamak biz yaptık mecbur sen de yapacaksın düz mantığı bireysel yaşam alanına tecavüzden öte kişinin temel hak ve özgürlük kapsamının da evrensel düzlemde içine edivermek oluyor. karıncayı incitmekten çekinen hümanistik tavır, barış yanlılığı penceresine girersek konuyu ancak açımlayabiliyoruz. yoksa elbet biliniyor bu ülkenin kırsalında hala daha askerliğin evlilik için temel referans oluverdiğini. tabi konu zorunlu askerliğe uğramadan vicdani rete gelemiyor bazen. toplumların sosyo dinamikleri icabı askerliğe bakış açısı mühimliği su götürmez oluveriyor.
bu bir haktır, kişiseldir. özde halkı soğutması argümanı, sübjektifliğin doruklarında asker millete selam çakmaktadır. devletin ideolojisine ve insani gelişmişlik kriterinin neresinde yer aldığımıza bakmaktadır.
konunun kökü ciddi mana da korku imparatorluğunu sorgulamaya gider ki, korkuların aşılması için kafi psikolojik altyapının bir türlü bu topraklarda oluşamadığını görmezden gelemeyiz.
askerliklerini göğüslerini gere gere ve/veya efendi gibi yapan kişilerle aynı hak ve özgürlüklerden yararlanacak vicdani redcileri göz önüne alınca gayet de saçma bir önermedir.
sormazlar mı adama "ben aylarca işimi gücümü bırakıp askere gidiyorum da sen padişahın sol taşağı mısın?" diye? ben aylarca sınırda seni koruyacağım ama sen çıkıp beni aptal yerine koyacaksın.
vicdani redcilerin vatandaşlıkları ellerinden alınmalı ve sınırdışı edilmelilerdir.
ben gidiyorum sen de gitmelisin zorlayıcılığı ve yüzeyselliğinin altında yatan psikolojik istemediğini yapma zihniyetinin alabildiğine hakim olmasının yanısıra, konu ilgi çekici korku hegemonyasının temel hak ve özgürlükleri gasp etmesinden kaynaklanmaktadır.
asker vesayetini öngören korku kültürü acep zorunluluk söz konusu olmazsa giden bulunmaza selam mı çakıyor? özde neye selam çaktığını görmezden gelerek yapılan yorumlar elde kalıyor gayet doğal tarafından.
psikolojik istemediğini yapma zihniyeti, sen de yapacaksından nemalanıyor. halbuki, sen de silaha evrensel mana da karşıysan bunda birilerinin yapıp yapmaması ne ölçüde bağlayıcı olur? sen de karşı ol o halde. insanlık için, barış için.
işi gücü bırakmak ve padişahın sol taşağı olmak sübjektifliğin doruklarında bir yorum oluyor böylece.
vicdani retçileri sınırdışı yap eşcinselleri sınırdışı yap ateistleri sınırdışı yap. bu kafaların sınırdışı olması lazım bence.