bugün

verilmiş statü tepeden inme emeksizce bir statüye yerleştirilmektir.
örnek: babanızın hatrıyla bir firmada müdür yapılmanız, torpil ile işe yerleşmeniz.

kazanılmış statü ise tırnaklarınızla kazıyarak emekle geldiğiniz statüdür.
örnek: okuduğunuz bölümden mezun olup kpss ile alın terinizle bir işe atanmak, çalışarak elde ettiğiniz sermaye ile iş kurmak.

işte atatürk yıllar önce bize demokrasi ve cumhuriyeti bir verilmiş statü olarak hediye etti.
fakat diğer memleketlerde ta reform ve rönesans hareketlerinden, fransız devriminden bu yana bu hak ve hürriyetleri elde etmek için onlarca emek, fikir, sermaye harcandı hatta onlarca kan döküldü.
onlar bu hakları kazanarak hak ederek aldılar yani kazanılmış statü olarak bu hakların sahibi oldular.

tarihi bir olay yaşadığımız bu referandum sonucu işte bu tepeden inme verilmiş, emek verilmemiş, önemi kavranamamış hak ve hürriyetlerin hoyratça tıpkı baba parası yiyen bir çocuk gibi, tıpkı yerden bulduğu bir parayı harcarmışçasına umarsızca rahat şekilde harcayan insan misali halkımızın harcadığı gündür.

kimbilir halkımız belki ileride gönül rahatlığıyla harcadığı bu verilmiş statüyü emek vererek, kazanarak tekrar almak isteyebilir.

fakat bu bir fayda sağlar mı? onca tahribat, zaman kaybının ardından neye yarayacak? bu saatten sonra ne kadar faydası olur?

sözün özü herşey zamanında yaşanmalı tren kaçtıktan sonra yola yaya olarak devam ediliyor malesef.
ve o tren çoktan kaçtı gözüküyor...
bu tarihi günde aklıma gelenler yalnızca bunlar. 30-40 yıl sonraya bu tespitlerimi yolluyorum. ileride ölmez sağ kalırsam torunlarıma aynen böyle aktaracağım şu yaşadığımız günleri...
Bir ateist olarak Müslüman olmanın kazanılmış bir statü olduğunu düşünüyorum.