cevap var mı cevap dostlar. cevap verin. yazım hatasına laf edip kaçmak yok. tartışalım hodri meydan. elinizde tek acı çekme yolunun sinir sistemi olduğuna dair bir kanıt var mı yok. frütaryen olun gidin o zaman. yine kurtarmaz.
arkadaşlar beslenmek bir ihtiyaç bundan kaçış yok. şimdi buraya kadar anladınız mı? tamam. önemli bi kısmını hallettik.
et ürünleri tüketirseniz:
- hayvanların suni döllenmesine
- vahşice (helal diye yutturulan etlerde bile) katledilmelerine
- kalitesiz koşullarda yaşamalarina
- aldıklari tüm antibiyotik ve hormonları bedeninize geçirmeye
- artan hayvansal atıkla kirlenen doğaya
- bu tesislerin işletimi için israf edilen suya
- bu hayvanlari beslemek için yetiştirilen soya ve misirlarla yine toprak ve su israfina (bu alanlarda hayvanlar degil insanlar için bitki yetiştirilebilir, daha çok insan doyurulabilir)
- bu tesislerde ve tarlalarda calisan vasifsiz işçilerin emeklerinin somurulmesine sebep olursunuz.
ve hepsinden mühimi, hayvanlar bizler gibi bilinç sahibidirler. aciyi hisseder ve acidan sakınırlar.
sizce ot yiyerek, diyelim ki bitkiler de acidan kaçınır, belki son maddeyi elimine edemezsiniz fakat dünyada bi çok şeyi değistirebilirsiniz. bu bir yana, yaşadiginiz gezegende daha az can acitip, bu fabrikalaşmış canli yetiştiriciliğine alet olmamis olursunuz.
bakın arkadaşlar sizin gibi bilimcileri çok iyi bilirim ben. bilim ne varsa vardır ilerlemecilik varsa vardır neden sonuç varsa vardır. bitkilerin acı çekmediğini kanıtlayamazsınız sadece kendinizi buna inandırırsınız. bir şeyin kanıtlanamaması olmadığı anlamına gelmez. sen bir canlıyı yok ediyorsun ve bunu yaparken de bilim denen aciz insan uğraşına sığınıyorsun. insan bilip bilemediğini bile bilemeyen bir varlıkken kaostan kaçmak için şu an bilmiyorum ama ileride bilebilirim umuduyla ilerlemeci olmuştur ve bilime sığınmıştır. yani bilim size hakikati sunan değil sadece oyalayan olabilir. çünkü siz çıkış noktasında yanlış çıkıyorsunuz. ne demek istediğimi anlatabildim mi bilmiyorum.
bütün dünyanın et ihtiyacını, iç anadoluda yirmi hayvan besleyen hayvancıların sağladığını zannediyorsunuz. artan talep hayvancılığı bu noktaya getirdi. şu an gezen tavuk yumurtasının girdiği süreç de buna bi örnek.
şaplağı kırkında kardiyolojiden yiyecek olanlar düşünsün.
dostum kafanıda al, geldiğin yere geri dön haydi. deeeh heeeh hooh deeh!!
çok kolay aslında demek istediğim. sen hakikat var deyip arıyorsun ama sen hakikate sahip değilsen hakikate sahip olup olmadığını bilemezsin. bir şeyi arıyorsan kaybetmiş olman lazım. lakin kaybettiğin bilgiyse yani hakikatse kaybettiğin hakkında bir şey diyemezsin. insan bilime sığınır işte bunun gibi insanı kaosa çeken şeylerden kaçmak için.
hayvanların acı çektiğine inanıp ileride bitkilerin acı çektiğinin bilim diye adlandırdıkları insan kandırmacasına göre kanıtlanmasıyla veganlar büyük bir boşlukta kalabilir. öncelikle zor sorular var. şimdi zaman dediğimiz şey yani zaman olarak adlandırdığımız şeye kim muhtaçtır. bilen mi bilmeyen mi. neden sonuca kimin ihtiyacı vardır peki. bilenin mi bilmeyenin mi. bilmeyen kaostan kaçmak için zamana ve neden sonuca ihtiyaç duymuştur. çünkü eğer ki bunlar olmazsa şu anda çözemediği binlerce soruyla başbaşa kalacaktır. hakikatin bilgisine sahip olanın böyle bir korkusu olmaz. bilmeyen ise kaçar kaostan ilerlemecilikle. tıpki bir veganın bitkilerin acı çekmesi ihtimalinden kaçtığı gibi. sen şu an kendince bilim bitkilerin acı çektiğini kanıtlamadı diye bitki yersen kendini kandırmış olursun. çünkü bitkiler acı çekiyor olabilir ama sana göre çekmiyorlardır. çünkü bilimi sen aciz bir insan olarak yapıyorsun. aciz olmasan bilime ihtiyacın da olmazdı.
Bir vegan olarak vegan olmamın sebeplerim var ama başlıca sebebim etlerin kokusu. Ayrıca bitkilerin katledildiğini düşünenler için söylüyorum hayvanları yerken de hayvanları katletmiş olmuyormusunuz? Madem bitkilerin katledildigini dusunuyorsunuz. Bu da bi antitezdir. Yine de hayvansal gıda tuketenlere saygı duyup, aynı saygıyı sizden veganlara da bekliyorum.
yüzleşemedikleri şey. evet cevap bekliyoruz. zor sorulara bilimsel altyapı yetmez. ya acı çekiyorsa bitki. siz sevgi pıtırcığısınız ya. ya o ihtimal sıfır değilse ki değil ve hiçbir zaman olamaz. yukarıda yazdığım gibi bilim evrensel hakikati kanıt sunmaz sunamaz. sizin de bu yüzden tüm sevgi pıtırcıklığınızla bitkileri yememeniz gerekir. çünkü tanrı değilsiniz ve emin olamazsınız acı çekmediğinden.
insanın yaşamak için başka canlılara zarar vermek zorunda olduğuyla yüzleşmektir konu. sen yüzleşip et yiyorsun ya da ot yiyorsun diğeri yüzleşmiyor ve bitki yiyor ve acı çekmiyor diye kendini kandırıyor. burada tartışılan hayvan yemezken zarar vermemek isterken bitki yerken bitkilere zarar verilmediğinden emin olmak. yoksa isteyen et yemez ot yer bunda bir sıkıntı yok lakin sen acı çekmesin diye hayvan yemeyip acı çekmiyor diye ot yersen tutarsızlık yapmış olursun. çünkü sen kendini acı çekiyor diye hayvan yerine koyup yememezlik yapıyorsun ama acı çekmiyor diye ot yerine koymayıp yiyorsun ve ardına bilim denen kendi benzerlerinin üretisini alıyor ve kendini rahatlatıyorsun. bu ikiyüzlülüktür.