vedat türkali

entry92 galeri11 video1
    17.
  1. diyarbakır'da kurulan mehmed uzun kent kütüphane'sine kitaplarını bağışlayarak diyarbakırlıların ve bir anlamda da bu kütüphaneden faydalanacak bölge insanının sevgisini kazanmış yazar. hasta olmasa açılışa da gelecekti ama gelmiş kadar oldu.
    5 ...
  2. 16.
  3. 15.
  4. 14.
  5. bir gün tek başına isimli şaheser romanın saygı duyulası, tanınası ve hatta sevilesi * * yazarı.
    2 ...
  6. 13.
  7. tasvir gücü çok kuvvetlidir, zira kime sorsan okuduğu bir kitabında anlattığı karakteri, şöyle bir olayla karşılaşırsın; ben de tam olarak bunu düşünmüştüm...
    3 ...
  8. 12.
  9. orta okulda 'komünist' adlı otobiyografik romanıyla tanıdığım güzel yazar.
    2 ...
  10. 11.
  11. "Etrafınız kalabalık, bir işiniz var; belki de evlisiniz çocuğunuzda var ayrıca. Ama kendinizi mutsuz ve bu koskoca dünyada yapayalnız hissediyorsunuz. Düşüncelerinizin beyninizin içinde dalaşmasını hissediyor, hangi çelişkinin daha doğru olduğunu bulmaya çalışıyorsunuz. Hele bir de aşk mı yoksa geç kalmışlığın bıraktığı basiretsiz duygular mı emin olamadığınız anlam veremediğiniz hezeyanlarda yaşamaya başlıyorsanız; işte bu tek başınalığın siyah beyaz fotoğrafıdır."
    3 ...
  12. 10.
  13. Zeynep Casalininin dedesidir. Kitaplarına alışmak hayli zaman alır. En güzel kitabı Güven 1 ve 2 dir.
    4 ...
  14. 9.
  15. türk edebiyatının en yetkin kalemlerinden biridir. bir gün tek başına, güven, mavi karanlık gibi birbirinden güzel romanları vardır. solcudur, komünisttir... kendi deyimiyle domuzuna komünisttir. güven, en güzel romanı olmasa da (en güzeli bir gün tek başına'dır) dönemini ve daha önemlisi dönemin psikolojisini çok iyi anlatan romanlardan biridir. amacın psikoloji olduğu zaten romanın adından bellidir. 1940'larda, partiyi arayan gençler ve o gençlerin içine düştükleri "at izi it izine karşışmış" ortamı anlatan bu kitap ayrıca otobiyografiktir. bu kitabından sonra bir de "komünist"i okursanız, tadından yenmez.
    iyi özellikleri bir yana vedat türkali son romanı'yla canımızı çokça sıkmış bir insandır. kayıp romanlar, günümüzde geçen bir kitaptır ve kitabın bir bölümünde bir istanbul üniversitesi öğrencisi öldürülür. imam adnan sokak'ta, arkadan uzun namlulu silahla öldürülen bu kişi gerçektir ve adı da önder babat'tır. vedat türkali önder babat'ın adını nasıl böyle kullanabilmiştir, kitaptaki ilişkileri önder'e nasıl atfetmiştir bilemiyorum. her nasıl olursa olsun bu çok can sıkıcı bir durumdur.bu saçmalığı yaşlılığına veriyoruz. gene de okunası bir yazardır.
    2 ...
  16. 8.
  17. okuması ne kadar zevkli olursa olsun yazarın diline alışmak biraz uzun sürüyor. kullanılan devrik cümleler alışılınca çok hoş olmasına rağmen başlangıçta insanı zorlar. sayfalar boyunca sürüp giden monologlar ise * sinirlerinizi zorlayabilir. ayrıca romanlarının puntosu* diğer romanlara göre daha küçüktür. bu yüzden vedat türkali'nin bir kitabını okumanız hesap ettiğinizden biraz daha uzun sürer.

    ama yukarda saydığım zorluklara alışırsanız yazar sizi hikayenin ortasına bırakıverir. o küçücük yazıları, gözleriniz ağırsa bile bırakmak istemezsiniz.
    3 ...
  18. 7.
  19. iSTANBUL

    "Sis" şairine ithaf edilmiştir.

    Salkım salkım tan yelleri estiğinde
    Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
    Uzaktan seni düşünürüm istanbul
    Binbir direkli Halicinde akşam
    Adalarında bahar
    Süleymaniyende güneş
    Hey sen güzelsin kavgamızın şehri

    Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
    Bakışlarımda akşam karanlığın
    Kulaklarımda sesin istanbul

    Ve uzaklardan
    Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
    Sen şimdi haramilerin elindesin istanbul

    Plajlarında karaborsacılar
    Yağlı gövdelerini kuma sermiştir.
    Kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında
    Balıkpazarında depoya kaçırılan fasulyanın
    Meyvesini birlikte devşirirler
    Sen şimdi haramilerin elindesin istanbul

    Et tereyağı şeker
    Padişahın üç oğludur kenar mahallelerinde
    Yumurta masalıyla büyütülür çocukların
    Hürriyet yok
    Ekmek yok
    Hak yok
    Kolların ardından bağlandı
    Kesildi yolbaşların
    Haramilerin gayrısına yaşamak yok

    Almış dizginleri eline
    Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
    Onların kemik yalayan dostları
    Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
    Ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entellektüel
    Ve sen
    Ve sen haktan bahseden Ortaköyün Cibalinin işçisi
    Seni öldürürler
    Seni sürerler
    Buhranlar senin sırtından geçiştirilir
    ipek şiltelerin istakozların
    ve ahmak selameti için
    Hakkında idam hükümleri verilir

    Haktan bahseden namuslu insanları
    Yağmurlu bir mart akşamı topladılar
    Karanlık mahzenlerinde şehrin
    Cellatlara gün doğdu
    Kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır
    Bir kalem yazın vardır
    Dudaklarını yakan bir çift sözün vardır
    Söylenmez

    Haramiler kesmiş sokak başlarını
    Polisin kırbacı celladın ipi spikerin çenesi baskı makinesi
    Haramilerin elinde
    Ve mahzenlerinde insanlar bekler
    Gönüllerinde kavga gönüllerinde zafer
    Bebeklerin hasreti içlerinde gömülü
    Can yoldaşlar saklıdır mahzenlerinde

    Boşuna çekilmedi bunca acılar istanbul
    Bulutların ardında damla damla sesler
    Gülen çehreleri ve cesaretleriyle
    Arkadaşlar çıktı karşıma
    Dindi şakalarımın ağrısı

    Bir kadın yoldaş tanırdım
    Bir kardeş karısı
    Hasta ciğerlerini taşıdığı çelimsiz kemikli omuzları
    Ve hüzünlü çehresiyle bebelerini seyrederdi
    Cellatlara emir verildiği gün haramilerin sarayında
    Gebeliğin dokuzuncu ayında
    Aç kurtların varoşlara saldırdığı
    Tipili bir gece yarısı
    Sırtında çok uzak bir köyden indirdi
    Otuzbeş kiloluk sırrımızı
    Zafer kanlı zafer kıpkırmızı

    Boşuna çekilmedi bunca acılar istanbul
    Bekle bizi
    Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle
    Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla
    Mavi denizlerine yaslanmış
    Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle
    Ve bir kuruşa Yenihayat satan
    Tophanenin karanlık sokaklarında
    Koyunkoyuna yatan
    Kirli çocuklarınla bekle bizi
    Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi
    Bekle dinamiti tarihin
    Bekle yumruklarımız
    Haramilerin saltanıtını yıksın
    Bekle o günler gelsin istanbul bekle
    Sen bize layıksın
    Vedat TÜRKALi
    muhteşem şiirinin yazarıdır.Bir Gün Tek Başına,Yeşilçam Dedikleri Türkiye,Güven,Mavi Karanlık, Eski Şiirler Yeni Türküler, Kayıp romanlar, Tüm Yazıları Konuşmaları,Bu Ölü Kalkacak / Dallar Yeşil Olmalı (2 Oyun),Komünist,Ölmedikçe Yazılar, Konuşmalar, Soruşturmalar,Özgürlük için Kürt yazıları gibi kitapları vardır.
    3 ...
  20. 6.
  21. "bir gün tek başına" adlı kitabı okunulası hatta başucu kitabı yapılasıdır. defalarca okunabilir. anlatımının duru olması okumayı kolaylaştırır. çok etkileyici ve sürükleyicidir.
    3 ...
  22. 5.
  23. oldukça muhafazakar bir ailede dünyaya gelmiş, çocukluğunu kuran kurslarında medreselerde geçirmiştir. komünizmle ise lise yıllarında bir arkadaşı sayesinde tanışmıştır. üniversite eğitimi sonrasında parti faaliyetlerini yürütebilmek adına istanbul da kalarak kuleli askeri lisesinde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. mihri belli nin çok yakın arkadaşıdır. ayrıca barış pirhasan ve deniz türkali nin babası, zeynep casalini'nin ise dedesidir
    4 ...
  24. 4.
  25. ilk kitabı 'usatalık eseri' sayılabilecek kadar iyi olan bildiğim tek yazar! (bkz: bir gün tek başına)
    6 ...
  26. 3.
  27. Hayran olduğum ve kesinlikle tanışıp konuşmak istediğim yazar.Romanlarında aşk,cinsellik,sosyal olaylar ve siyaset çok güzel sentezlenmiştir.O nedenle benim için bir numaradır GÜVEN romanı ve diğer romanları.
    Ayrıca TKP de gördüğü rezillikleri ve edindiği deneyimleri dürüstçe genç kuşaklara aktarmıştır.Umarım bir an önce yeni bir romanı çıkar.
    2 ...
  28. 2.
  29. yönetmen, çevirmen barış pirhasan'ın, oyuncu deniz türkali'nin babasıdır.
    monologların tadına doyum olmayan romanlara imza atmıştır. sinemayla içli dışlı oluşunun, senaryo yazarlığının izlerini romanlarında da sürmek mümkündür, özellikle de kayıp romanlar'da.
    2 ...
  30. 1.
  31. Asıl adı Abdülkadir Pirhasan olan 1919 Samsun doğumlu Türk edebyatının en akıcı anlatım tarzlarından birine sahip okumaya doyamadığım yazarı.

    Kurgusu, anlatım tekniği ve gerçekçi yaklaşımıyla çağdaş edebiyatta bir aşama olarak nitelendirilen (bkz: Bir Gün Tek Başına) 'yı (bkz: Mavi Karanlık) izledi.

    Diğer yapıtları: Eski Şiirler, Yeni Türküler(şiir), Üç Film Birden(senaryo), Eski Filmler(senaryo), Bu Gemi Nereye(yazılar), Yeşilçam Deikleri Türkiye(roman), Tek Kişilik Ölüm(roman), Ölmedikçe(yazılar), 141. Basamak(oyun), Güven(roman), Komünist(anı), Kayıp Romanlar(roman).
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük