veda hutbesinin makaslandığını iddia edenlerin kaynagi ateistforum, cumhuriyet gazetesi falan oldugu icin, surekli islam karsitligindan sizofrene baglatan metindir.
dıyanettekı cevırı ;
"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü
de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür." "Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. insanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur. Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O'da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur. Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. ilk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nın kan davasıdır. Ey insanlar! Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız. Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir. Ey mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir. Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır. Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak
takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: - Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. - Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz. - Zina etmeyeceksiniz. - Hırsızlık yapmayacaksınız. insanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? " Sahabe-i Kiram birden söyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şahadet ederiz!" Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu: "Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! " Ayrıca web sitemizde bulunan "Peygamberimizin Hayatı" adlı eserin "X- Hicretin Onuncu Yılı" bölümünde yer alan "Veda Haccı" konusuna da bakabilirsiniz.
ey insanlar! rabbiniz birdir. babanız da birdir. hepiniz adem'in çocuklarısınız, adem ise topraktandır. arabın arap olmayana, arap olmayanın da arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. üstünlük ancak takvada, allah'tan korkmaktadır. allah yanında en kıymetli olanınız o'ndan en çok korkanınızdır. azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
insanlar! rabbiniz birdir.babiniz da birdir;allah yaninda en kiymetli olaniniz,en çok saygi göstereninizdir.arabin arap olmayana-allah saygisi ölçüsünden baska-bir üstünlügü yoktur.
der ve hiçbir ırkın diğerinden üstün olmadığını belirtir. faşist olup aynı zamanda müslüman olanlar da kulak verir umarım.
ne diyordu hz. muhammed (sav) efendimiz, faiz kaldırıldı. o zaman müslüman ülkelerde bir tane bile banka olmaması gerekir.
ne diyordu hz. muhammde (sav) efendimiz, kan davası kaldırıldı. o zaman doğuda töre şirkiyle cinayetleri yapanların hiçbirisi müslüman olamaz.
ne diyordu hz. muhammed (sav) efendimiz, kızlarınıza, kadınlarınıza iyi bakın. onlar size allah'ın emanetidir. o zaman türkiye'de kadına şiddet yapanların bir tanesi bile müslüman olamaz.
ne diyordu hz. muhammed (sav) efendimiz, bütün müslümanlar kardeş. birlik olun. o zaman türk diye, arap diye, kürt diye ayırım yapanlar ne kadar müslüman olabilir?**
esasen günümüze dek ulaşan en sahih hadis olması gerekir. zira peygamberimizin veda hutbesini yüzbine yakın hacı adayı bizzat kendisinden dinlemiştir. ancak veda hutbesini okuduğumuzda yüzlerce versiyonu olduğunu görürüz.
versiyonlar arasındaki farkların çoğu önemsiz olmakla beraber en temel fark, peygamberimizin, geride kalanlara işaret ettiği emanetlerinde ortaya çıkar.
peygamberimizin veda hutbesinin ilk versiyonda "size bir emanet bırakıyorum: Allah'ın kitabı" der.
2. versiyonda "size iki emanet bırakıyorum: allah'ın kitabı ve sünnetim."
3-versiyonda ise "size iki emanet bırakıyorum: allah'ın kitabı ve ehli-beyt'im."
2. versiyona muaviye, ilk versiyona ise yezid döneminden itibaren rastlanılmaya başlanmış olup her ikisinin döneminde de ehlibeyt'e pek sahip çıkılmadığı düşünülürse mantık olarak 3. versiyonun sahhih olduğu izlenimi doğurur.
sonuç olarak, peygamberimizin neredeyse yüzbin kişiye yaptığı konuşma bile "birilerinin işine nasıl geliyorsa öyle" günümüze ulaşabilmiştir...
baştan aşağı dikkatle 3 kere okunduğunda hz. muhammed'in ne kadar büyük bir insan olduğunu anlamaya yetecek bir hutbedir. her cümlesi insanlığa bir ders niteliğindedir.
özellikle "rabbiniz birdir, babanız da bir. hepiniz adem'in çocuklarısınız ve adem çamurdan yaratılmıştır. arabın arap olmayana, arap olmayanın da arapa bir üstünlüğü yoktur. allah katında üstünlük sadece allah'ın emirlerine itaattedir." kısmı kulaklara küpe edilmelidir.
genel olarak incelendiğinde gerçek sosyalizmin temellerinin atıldığı bir hutbedir. "insan olun, insanlarla iyi geçinin, dünyayı çirkinleştirmeyin" mesajının insanlığa ilk olarak duyurulduğu konuşmadır.
bir çok çirkin şeyi islam a atfedenlerin okuması ve üzerinde düşünmesi gereken hitaptır, belki o zaman bilmedikleri şeyler hakkında yorum yapma aymazlığına düşmezler.
kendime yandaş bulursam sırası ile vakit, zaman gibi sonra bu zihniyetin yazarları ve en son tayyip ve abdullah gül gibilerinin veya daha geniş olarak bu zihniyete secde edenlerin yüzüne fırlatırcasına atmak istediğim hutbedir.
gerçi bu zihniyetin bırakın böyle bir hutbenin içeriğini, varlığından bile haberdar olduklarından epeyce şüpheliyim.
zira şu hutbeyi bilen veya okuyan bir zihniyetin şimdi üstte saydığım topluluklar gibi hareket etmesi olanıksızdır.
bu hutbede ki peygambere inanan insanların, bu hutbe ışığında yukarıdaki topluluk gibi hareket etmesi imkansızdır.
veda hutbesi ndeki ' şahit ol ya rab, şahit ol ya rab, şahit ol ya rab,!'sözleriyle beni benden almıştır. zamanın en büyük ekonomik mesajlarını vermiş,sosyalizmin temelleri bu hutbeyle atılmış. muhtemelen marks da buradan araklayıp bir sistem kurmuştur.
islamın kısa bir özetidir. peygamberin "1 yıl içinde aranızda olamayabilirim" dediği ve gerçeğe dönüştüğü bir çeşit bitirme tezi. ilk insan hakları evrensel beyannamesinden 1316 yıl önce sarf edilmiştir. günümüze gelene kadar biribirinden farklı çeşitli tercümeleri bulunsa da aslında hepsi mana olarak aynıdır.
dikkat çeken noktalar,
1. "allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayın, allah'ın haram kıldığı canı, haksız yere öldürmeyin, zina etmeyin, hırsızlık yapmayın."
-binlerce yıl önce söylenenler islamın insan hakları konusunda ne denli titiz oldğu bilgisini veriyor bize. şimdiki dünyayı kirleten pisliklere, yobazlara da bir kez daha okutmak lazım.
2. "allah yaninda en kiymetli olaniniz,en çok saygi göstereninizdir. arabin arap olmayana-allah saygisi ölçüsünden baska-bir üstünlügü yoktur."
-bir öğüt, allah'a saygılı olmamız gerektiği yönünde. diğeri ise ırkçılığın kesin olarak islamda yasaklandığı yönünde. islamda ırkçılığın yasaklandığı yıllara dikkatinizi çekerim sadece.
3. "kendinize de zulmetmeyiniz.kendinizin de üzerinizde hakki vardir."
-burası çok önemli. iki ana olgu ile bir aradayız biz. bedenimiz ve ruhumuz. "kendinize zulmetmeyiniz..." derken kendi bedenimize karşı da saygılı olmamız gerektiğinden söz ediyor. yani en kısa ifade ile sağlıklı olmamız. sağlıklı olmya çalışmamız veya sağlıksız olmaktan kaçınmamız gibi. bu tabi geniş anlamlı. isterseniz bile bile sağlıksız yiyecekler yemek deyin buna, isterseniz alkol-sigara deyin, ya da ruh sağlığımızı bile bile bozmak deyin. hepsi de islama göre bize ödünç verilen bu bedenin -aslında "bizim" olmasına rağmen- "bizim olmadığı". tıpkı dünyadaki diğer maddesel şeyler gibi onun da bize emanet olarak verildiği.. bedenimize yaptığımız her eziyetin aslında suç olduğu...
bence de mantıklı. çünkü 21.yüzyılda fark ediyoruz ki, her birimiz iğrenç kişiler olabiliriz ama, bedenimiz bir mucize. bu mucizenin "tassarruflu" kullanımının sağlanmasının istenmesi ise gayet erdemli.
4."kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta allah'tan korkmanizi tavsiye ederim. sizizn kadinlar üzerinizde hakkiniz,onlarinda sizler üzerinde haklari vardir. sizin kadinlar üzerindeki hakkiniz,onlarin,aile yuvasini hoslanmadiginiz hiç bir kimseye çignetmemeleridir. eger razi olmadiginiz herhengi bir kimseyi aile yuvaniza alirsa,müeyyide kullanarak engel olabilirsiniz. kadinlarin da sizin üzerinizde ki haklari,dine ve gelenege uygun olarak,her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.
-burada çok tartışılan "çok eşlilik". normalde katılırsın-katılmazsın ama göz ardı edilen bir nokta var. eğer eşin, bir yenisini istemiyorsa 2.eşi alamazsın. yani bizim bildiğimiz anlamda "kuma". eşin izin verecek yani. 21.yüzyılda da kimse zaten istemeyeceğinden sorun yok. peki bir de şu açıdan bakalım. eşlerini aldatan erkekler, doğal olarak gizlemeye çalışıyorlar ve başka bir kadınla birlikte oluyorlar. bu da bir çeşit çok eşlilik değil mi? islamı barbarlıkla ve ilkellikle suçlayanlara soruyorum, ey sen modern insan? bu zamanda çok eşlilik mi olurmuş canım? diye islama hakaret ediyorsun da, iş karını aldatmaya gelince ne oluyor sana. buyur işte. şöyle bakmak lazım. zaten bu devirde kimse eşini paylaşmak istemez. o zaman da çok eşlilik ortadan kalkar. bu erkeğin kadına hakkı. kadının da hakları var tabii. ihtiyaçlarını karşılaması yönünde. modern dünyaya uyarlanır ya da uyarlanmaz orası tabi sizin yorumunuz. ama dünyaya baktığınızda ne kadarı modern onu da göz önünde bulundurmak, ayrıca bu metnin tüm zamanlarda uygulanabilir olduğunu da bilmek gerekir.
bu insan hakları bildirgesi o zamanlarda dünyada eşi benzeri bulunmayan bir bildirgedir. yani ortada bir taklitten söz edilecekse eğer, o diğer bildirgelerin bundan aşırıldığı yönünde olabilir ancak.
bu sözlerin binlerce kişiye hitab edildiği günü düşünüyorum da...
bir zaman makinesi olsa ilk gitmek isteyeceğim yerlerdendir.
"EY INSANLAR! Sözümü iyi dinleyin!Biliyorum,belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birlesemeyecegim." kısmı son derece duygusal olan, islam dininin insanı ve şerefini nasıl koruduğu, insanın malına da canına da nasıl sahip çıktığı, kötü şeyleri nasıl elinin tersiyle ittiği hakkında temel bilgi veren, okudukça okunası gelen, ağlatan, peygamberi özleten, ona kavuşma hissini artıran muhteşem konuşma.