bugün

Hakkari'de çatışmada hayatını kaybeden 20 yaşındaki asker Ferdi Sefa Kılıç'ın izmir'de yaşayan babasının serzenişidir. "Vatan sağolsun diyorum, ama vatan garibanların vatanı. Bizim ocağımıza ateş düştü. Başbakan ise hamdolsun diyor." demiştir.
kesinlikle katıldığım görüştür.

nedeni basit. ben askerliğimi kısa dönem olarak 2. komando tugayında (bolu) yaptım. bilenler bilir. bu birlik sürekli güneydoğu ya gider ve terörle mücadelenin en önemli birliklerinden biridir. birlikte santralcı olmamdan dolayı pek çok askerle iletişimim olmuştur. yemin eiyorum ben yüzlerce asker tanıdığım o birlikte bir tane zengin çocuğu görmedim. hatta komutana şakayla karışık ''komutanım, nasıl denk getiriliyor?'' diye bir soru sordum. adam afalladı ''ne?'' dedi. ben de ''bu kadar garibanın içine bir tane zengin sokmamak.'' dedim. adam kızardı, bozardı ve '' valla biz yapmıyoruz bu işleri, ankara yapıyor.'' demekle yetindi.

artık askeriyenin de bu gerçeği göz ardı etmemesi ve bu konuda bişeyler yapması lazım. şehit cenazelerini izliyoruz. daha kısa bir süre önce dayı oğlum aktütün de şehit düştü. fakir değilse de orta direk bir ailenin çocuğuydu. hangi şehit cenazesinde zengin birinin oğlunun öldüğüne şahit olduk. bu ülkede zengin mi yok, yoksa herkes fakir mimi? yani bu kadar mı denk gelir her şey. şehit cenazeleri hep orta direk ve fakir ailelerin çocukları. nasıl oluyor bu iş?
bu dünyadaki her türlü saygıyı hakeden bir şehit babasına ait bir söz.

ancak bu sözü sadece başbakana ve şu anki hükümete yönlendirmekte hatalı, evet, genelde ölenler garibanlar. fakat bunun sebebi recep tayyip erdoğan mı? akp hükümeti mi? tayyip erdoğan'ın oğlunu konuya alet etmek çok mu mantıklı ve samimi? nice garibanın da çocuğu var amerikada okuyan, çalışan. ülkenin yurtdışında okuyan/çalışan her vatandaşa tanıdığı hakkı kullanan birisine çakmak bu büyük acı içinde bile olsan ayıp değil mi?

evladını kaybetmiş bu babanın üzüntüsü dünyadaki en büyük üzüntülerden, hakkını aramak sonuna kadar da hakkıdır. ancak bu ülkede kısa dönem askerliği çıkaran bu hükümet değil. 4 yıllık fakülte mezunları, ki açık öğretim gibi bir şey de varken orta-üst kesimden gelen bir erkeğin 4 yıllık fakülte okumamış olması çok düşük bir ihtimal, ancak asteğmen olarak doğuda savaşıyor ve evet, onlardan da ölen pek çok kişi var. hatta yurtdışında master yapmış olanı da var. yani zamanında yurtdışında okuyup askerden kaçıyor diyerek kategorize edilen bir şehit var.

gariban-zengin edebiyatını en azından askerlik için yapmaktan önce insan bu ülkede askerlikte kısa dönem-yedek subaylık vs ne var bir düşünür de konuşur. olay üzerinden değil sebep üzerinden konuşmayı öğrenmemiz gerekecek sanırım.

edit: bu sözlükte yurtdışında iyi bir üniversitede master/doktora imkanı olup da "hayır ben askere gideceğim, doğuda savaşacağım" diyecek bir kimse bile yok bu yüzden de atıp tutmayın.
durum buyken tepkisini nereye yönlendirse haklı olan babanın lafı. karakola düşen asker, tsk'nın en sefil askeridir. savaşmakla uzaktan yakından ilgisi olmayan 60-70 kadar asker sanıldığı gibi kahramanlık değil barakadan bozma yapılarda yaşama mücadelesi verir. özellikle doğu sınırındakilerin çilesi hiç bitmez. kış mevsiminde elektiriği, suyu, yolu, telefonu olmadan, hayattan izole bir şekilde haftalarca kalırlar. bu karakollara da hiç bir siyasinin, generalin, albayın, iş adamının, bürokratın, kalantorun yakını bulunmaz.

karakollarda bulunan askerler, üst birliklerden elene elene gelen en vasıfsız askerlerdir. yaş ortalaması 22-23 olan askerlerin, tahsil ortalaması 6. 7. sınıf civarındadır. önemli bir kısmı okuma-yazma bilmez, ilçeyi bırakın köyünden ilk kez çıkmış olanları vardır. hiç biri karakola gönüllü gelmemiştir. bu zorlu askerlik döneminde onları, askerlik sonrası bozuk bir psikoloji ya da çatışma esnasında ölüm bekler.

işte bu nedenlerle bu ülke garibanların ülkesidir. şehit cenazelerinin kalktığı evlere bakın. o evlerle, karakolların viraneliğinin ne kadar benzediğini göreceksiniz. garibanların ülkesinde garibanlar ölür. garibanlar işsiz kalır, garibanlar askerliğin hasını yapar. ama övünmek bol yıldızlı generallerin, bakanların, başbakanların işidir. bu işin rantını bunlar yer, oy alır, parayı toplar. aralarındaki kavga da zaten bu parayı ve gücü paylaşma kavgasıdır.

bir de fikir garibanları vardır, bu gücü paylaşma kavgasında taraf olup, o tarafı ölesiye savunurlar. aynen devam arkadaşlar. garibanlar sizin yerinize de ölüyor.
bencede öyle.şu işe bir bakın ya.fakir çocuğu doğuya gidip ppk yı temizleyecek,zenginde oğluna orda bir iş kuracak oğlu sefasını sürecek.üstelik üç,beş ay batıda askerlik yapmış.bu adaletsizlik değil mi?
Vatan sağolsun. Ama zenginler sağoluyor.

Ölen gariban, ağlayan gariban, ama kutlayan zengin.
güncel Önemli Başlıklar