sazıyla sesiyle, sözüyle özüyle, diliyle kılıcıyla, taşıyla silahıyla vatan için kan dökmüş, ter dökmüş, çabalamış, didinmiş fakat her zaman cezalandırılmış, hapse atılmış, suikaste kurban gitmiş, idam edilmiş dava insanlarıdır.
bunlar kimi zaman bir şair, kimi zaman bir ozan, bir savaşçı, bir lider, bir siyasetçidir.
hz muhammed (s.a.v.) ; her hali ile 'allah' dedi. vatanından hicret etti.
necip fazıl kısakürek; o da şiirlerinde 'allah' dedi, peygamber dedi. hapishane köşelerinde yaşlandı.
aşık mahsuni şerif; 'amerika katil' dedi. harp okulundan atıldı. davasına devam etti. hapislerde gezdi.
nazım hikmet ran; o da 'memleket' dedi. o da hapis köşelerindeydi. sürgün edildi.
işin tuhafı necip sağda, nazım solda iken ikiside aynı kör talihi paylaştı. düşünce yolu birdi...
ciğeri beş para etmez insanların tuzağına düştü bir pazar sabahı. çok büyük gazeteciydi. ondan sonra gazetecilik de kalmadı zaten, giderken adeta peşinde götürdü mesleğinin şerefini; meydan şerefsizlere kaldı.
bergama'ya heykeli dikilmesi gereken adam gibi bir adam. almanlar'ın bütün pisliklerini ortaya döktü. daha söyleyecek çok şeyi vardı, tabi ki söyletmediler.
başbuğ atatürk, ismet inönü, fevzi çakmak, necip hablemitoğlu, ali gaffar okan, cem ersever, esat oktay yıldıran, hüseyin nihal atsız, osman pamukoğlu, kenan evren ve ikinci abdülhamit zamanında cezalandırılan aydınlardır. boşuna demiyorlar bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz diye..