18 aralık 2002 tarihinde düzenlenen bir suikast sonucu hayatını kaybeden değerli aydın. türk milleti için sesini yükseltenlere, bildiği gerçekleri çekinmeden savunanlara kurşun sıkanlar, katilleri, emperyalistlerin uşakları hala aramızda dolaşmakta. milli kalemlere her zamankinden çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde katillerinin bulun(a)mamış olması katillerinin ve tetikçilerinin gücüne güç katmakta ve aynı oranda da milli kalemleri zayıflatmakta.

necip hablemitoğlu türkiye gerçeklerini çekinmeden yazıyordu. ancak kendisi dış türkler konusuna da özellikle eğilmiştir. hablemitoğlu'nun bir zamanlar ismail gaspralı'nın ilke halinde benimseyip ortaya koyduğu "dilde, fikirde, işte birlik" sözüyle aynı adı taşıyan bir dergi yayımladığı da biliniyor.

hablemitoğlu geride kanije ve uyvar adında iki kız çocuğu, iki minik yürek bıraktı. düşünüyorum da canını alan, hem sevenlerini hem de kızlarını öksüz koyan o kurşunların, tetikçilerinin şakaklarında patlamasını isterdim!

not: entry tamamen bana aittir. başka sözlüklerde de yazarlığım var ve bu entry oralarda da aynen mevcut.
ölmeyi fazlaca hak eden iftiracılar dururken şu anda aramızda olmayan milliyetçi aydındır.
"Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete, mihnete değer mi diyorsanız; Atatürk'ün manevi mirasçısı olarak evet değer diyorum, çünkü Türk'üm ve başka Türkiye yok".
Dr.Necip Hablemitoğlu
açığa vurduğu gerçekler birilerini rahatsız ettiği için öldürülmüş vatansever insandır.
öldürülmesini normal karşılayan hatta hakettiğini düşünen insanların içinde bulundukları ruh haline ve düşünce yapısına üzülerek baktığım yazar.. laik zihniyeti ve türkçü fikirleri nedeniyle türk-islam sentezcisi ümmetçi yobazların düşmanlığını kazanmıştır..kahpece katledilmiştir..
kitapları toplumsal dönüşüm yayınları tarafından basılan yazar.
tam bağımsız ve atatürkçü fikirlerle bezenmiş, cesur kalem. Şüphesiz ölümüne en çok FETHULLAHÇılar sevinmiştir.
sacma sapan kişilerin hakkında abus sabuk seyler soyledigi,rahmetli olmus ataturkçu bir kişidir.iftira attıgı dusunuldugu için olmeyi hakettigi de dusunulur,olmeyi hak etmiş olabilir (bkz: bu ulke için calısanlar birgun bunun cezasını cekerler)ama iftira atmamıstır.
devlet bergamadan siyanur ile altin cikartma pesindedir , fakat alman isveç norveç ve sacma sapan ilgisi alakasi bulunmayan vakiflar gelip bergama koylulerini provake etmeye calisip yok siyanur tarlayı verimsiz hale getirir yok kil yun olur seklinde aciklamalar yapmaktadir. bunu arastiran necip hablemitoglu ise bu olaylari bir kitap haline getirmek ister. ve sonra da olaylar gelisir. allah rahmet eylesin..
18.12.2006 tarihi itibariyle katledilişinin 4. yılını doldurduğumuz büyük türk aydını.
(bkz: portakal çiçeği sokak)
Yaptıklarıyla ve -ömrü yetseydi- yapacaklarıyla örnek alınacak bir aydın. Bir çok kişinin biryerlerine çomak soktuğu için çok yaşayamamıştır kendisi.Müstakbel eşi şuanda onun anısını yaşatmaya çalışmaktadır.

Kanije ve Uyvar adında iki çocuğu vardır

Eli öpülesi bir insandır diyeceğim ama malesef aramızda yok bir dua bile okusak yeter ancak görünüşe bakılırsa arkasından küfür edenleri bile var.Yerinde rahat uyusun
faili meçhule kurban gitmiş olan aydın. gerçi failleri bilinse de, herkes bilmezlikten gelmektedir.*
gerçek bir vatanseverdir. fetullah gülenin devletin kurumlarına nasıl çöreklendiğini anlatır kitaplarında.
gerçek bir vatamseverdir ve bütün vatanseverler gibi cezalandırılmak isteniliyor. cezalandırılsalar bile bu vatanı sevmekten vazgeçmeyeceğiz.
"bir ölür bin diriliriz, bizler mustafa kemal( necip hablemitoğlu) leriz."
rahmetli gazeteci hrant dink olduruldugunde milli kahraman olurken, kendisi hicbir surette anilmayan, cabucak unutulan cok degerli insan, sehid.
hrant dink in öldürüldükten sonraki popülaritesine kendisi öldürüldüğünde kesinlikle ulaşamamıştı. belki ermeni değildi ondan olabilir. *
arastirmaci yazar. kostebek adli kitabiyla fethullah gulen cemaati hakkinda çarpici bilgiler vermis olup, gerçekleri oldugu gibi sunmustur. bunun üzerine cemaat gazeteleri tarafindan büyük bir saldiriya ugramis, pkk yardimcisi oldugu ileri sürülmüstür fakat kisa zamanda aklanmistir kendisi. alman vakiflari ve bergama dosyasi adli kitabinda alman gizli servisinin türkiyedeki faaliyetlerinden bahsetmistir. 18 aralik 2002 tarihinde silahli saldiriya ugramis ve hayatini kaybetmistir.
arastirmaci yazar. kostebek adli kitabiyla fethullah gulen cemaati hakkinda çarpici bilgiler vermis olup, gerçekleri oldugu gibi sunmustur. bunun üzerine cemaat gazeteleri tarafindan büyük bir saldiriya ugramis, pkk yardimcisi oldugu ileri sürülmüstür fakat kisa zamanda aklanmistir kendisi. alman vakiflari ve bergama dosyasi adli kitabinda alman gizli servisinin türkiyedeki faaliyetlerinden bahsetmistir. 18 aralik 2002 tarihinde silahli saldiriya ugramis ve hayatini kaybetmistir.
Türkiye üzerinde oynanan kirli oyunları bir bir ortaya çıkarmaya başladığı için 18 aralık 2002 tarihinde öldürülen Türk aydını. Kitaplarında sık sık Atatürk'ün iç ve dış politikalarındaki sabit fikirlerine yer verir. Satır satır belgelere dayanır. Köstebek kitabı büyük yankı uyandırmıştır. En son olarak da şeriatçı terörün ve batının kıskacında türkiye isimli kitabı yarım kalmıştır.
hakkında yazılanlar ile ilgili bir forumda yapılan derlemeyi yazarının da izniyle buraya taşımak istiyorum.

Çok şey bilen hocaya iki kurşun
Karanlık eller yine işbaşında
Milliyet 19 Aralık 2002

Ankara'da uğradığı silahlı saldırı sonucu ölen Doçent Necip Hablemitoğlu Alman Vakıfları'nı Türkiye'de altın çıkarılmasını engellemekle suçluyordu...

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, dün evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi. Fethullah Gülen davası ve Alman Vakıfları'yla ilgili davaya dayanak oluşturan çalışmalarıyla ünlenen Hablemitoğlu "sol gözüne isabet eden" 9 mm. çapındaki merminin beyninde yarattığı tahribat sonucu olay yerinde öldü. Eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, "Türkiye yiğit bir evladını kaybetti, bu da öldürüldü" dedi.

ARKADAN YAKLAŞTILAR
Soruşturmayı yürüten emniyet yetkililerinden alınan bilgilere göre saldırı 20.45'te gerçekleşti. Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi'ndeki "Devrim Tarihi" konulu dersini verdikten sonra kendi kullandığı 06 TF 647 plakalı özel aracıyla Portakal Çiçeği 40 numaradaki evine döndü. Aracını, apartmanın önüne park eden Hablemitoğlu, apartmana girmek üzere arkasını döndüğü sırada kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin saldırısına uğradı.

Sayıları belirlenemeyen saldırganlar Hablemitoğlu'nun başına doğru iki el ateş etti. Kurşunlardan biri sol gözüne isabet eden Hablemitoğlu, park yerindeki iki aracın arasına düşerek hayatını kaybetti.

KOMŞULARIN iHBARI
Silah seslerini duyan komşuları ise 155'e ihbarda bulundu. ihbarın ardından Kavaklıdere Karakolu'nun Amiri Abdurrahman Harpçı intikal etti. Harpçı, hocanın öldüğünü tespit ederek, olayı müdürlerine bildirdi. Olay yerinde incelemede bulunan Cinayet Büro Amirliği ekipleri ile Olay Yeri inceleme Şube Müdürlüğü ekipleri, otoparkta 9 mm çapında iki boş kovan buldu. Ceset üzerindeki incelemede de Hablemitoğlu'nun sol gözünden tek isabet alması sonucu öldüğü belirlendi.

Olayla ilgili tutanakların tutulmasının ardından Hablemitoğlu'nun cenazesi Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Emniyet silahla ilgili yaptığı ilk incelemede ise silahın Hizbullah eylemlerinde kullanılan Takarov marka olmadığını saptadı. Ankara Nöbetçi Savcısı Sedat Sayın da olay yerinde tespit yaparak tahkikatı başlattı. içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu da AKP'deki toplantıyı terk ederek önce bakanlığa, sonra da olay yerine giderek bilgi aldı. ilerleyen saatlerde Ankara DGM Başsavcısı Cevdet Volkan ve Savcı Cengiz Köksal da olay yerine geldi.

DGM YÜRÜTECEK
Dosyayı "terör örgütlerinin eylemi" olabileceği gerekçesiyle Ankara Başsavcılığı'ndan devralan Volkan ve Köksal soruşturmayı DGM'nin yürüteceğini belirtti. Cinayet Masası da elindeki bulguları Terörle Mücadele Şubesi'ne devretti.

DGM Savcılarının talimatıyla Hablemitoğlu'nun çalışma odasındaki bilgisayar kayıtları, disketler ve önemli bazı belgeler emniyete getirildi. Hablemitoğlu'nun evinin etrafındaki tüm binaları dolaşan polis, silah seslerini duyan herkesi sorguladı. Sorgu sırasında birçok komşu, "Beşiktaş - Denizli maçının bittiği saate denk geldiği için ateşli taraftarlardan biri havaya silah sıkıyor zannettik" dedi. Polis, çevrede olayı duyduğunu söyleyen tüm isimleri ileride yeniden sorgulamak için tutanak altına aldı.

KATiLLER EN AZ iKi KiŞi
Emniyet birimlerinin, suikastın en az iki kişi tarafından işlendiği, bir kişinin çalışır durumdaki araçta beklerken diğerinin Necip Hablemitoğlu'nu öldürdüğü ihtimali üzerinde durduğu kaydedildi. Hablemitoğlu'nun alışveriş yaptığı Migros'tan ayrılırken aracını bomba ihtimaline karşı uzaktan kumandayla çalıştırdığı belirtildi. Polis, apartman kapıcısı dahil çevredeki 20 kişinin ifadesini aldı.

Namludaki üç araştırma
1- Gülen ve CIA ilişkisi
2- Alman Vakıfları
3- Telekulak ve köstebek

Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'na düzenlenen suikastın ipuçları ünlü öğretim üyesinin önemli "kaynaklık" ettiği dosyalarla üzerinde çalıştığı öğrenilen son araştırmada aranıyor. Hablemitoğlu'nun istihbarat birimlerindeki irticacı yapılanmaya ilişkin önemli bulguların yer aldığı "Köstebek" adlı bir kitabın yazımını tamamladığı, ancak kitabı bastıracak yayınevi bulamadığı belirtildi.

1 - Hablemitoğlu'nun adı ilk olarak, eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in Nur Cemaati lideri Gülen hakkında açtığı davayla gündeme geldi. Yüksel, davayı açtıktan sonra Hablemitoğlu'nun bu konuda kaleme aldığı "Etki Ajanları, Nüfuz Casusları ve Fethullahçılar" adlı makaleyi fark etti. Yeni Hayat adlı derginin Ağustos 2000 tarihli sayısında yer alan makaleden sonra Hablemitoğlu ile temasa geçen Yüksel, bu teması bilim adamının öldürüldüğü güne kadar sürdürdü. Yüksel, Hablemitoğlu'nun araştırmasını ve verdiği bilgileri dayanak alarak Gülen hakkında ek iddianame de düzenledi. Hablemitoğlu, bu çalışmasında şunları belirtti:
+Hocaefendi, Philedelphia yakınlarında özel bir çiftlikte yaşıyor. FBI korumasındaki çiftlik alanı, refakat memurlarının gözetimi altında.
+Fethullahçı yapılanma, CIA'nın öngördüğü tarikat modeline (Mormon, Moon, Scientology) gibi tıpatıp uymaktadır.
+Fethullahçılar, bir yandan TSK'ya sızmaya çalışırken, bir yandan hasım ülke istihbaratçılarınca geliştirilen "Aktiv Opposition" stratejisi çerçevesinde alternatif aktif direniş oluşumunu hızlandırdı.

ALMAN ELÇiNiN UYARISI
2 - Hablemitoğlu'nun ismi son dönemde yine Yüksel tarafından "Alman Vakıfları ve Bergama Köylüleri" hakkında açtığı davayla gündeme geldi. Yüksel, bu davada da Hablemitoğlu'nun aynı isimli kitabını dayanak aldı. Yüksel, davayı açmadan önce Almanya'nın Türkiye Büyükelçisi Rudolph Schmidt, DGM'ye gelerek dosyanın kendileri açısından çok hassas olduğu uyarısında bulundu. Hablemitoğlu, bu kitabında da şu tespitlerde bulundu:
+Vakıfların faaliyetleri incelendiğinde, konunun legal bir casusluk faaliyeti olduğuna ilişkin ciddi belirtiler görülecektir.
+Bu vakıflar illegal yapılanmalarla rejim karşıtı güçlerle temasa geçebilmekte, Türkiye'nin etkin, dinsel ve mezhepsel farklılıklarını ele almakta ve bu farklılıkları derinleştirerek ulus devleti zaafa uğratmaya çalışmaktadır.
+Alman siyasi parti vakıfları, Türkiye'nin bütünlüğünün ve laik Cumhuriyetin teminatı olan Türk ordusundan ve Milli Güvenlik Kurulu'ndan fevkalade rahatsızlık duymaktadır."

SON ÇALIŞMA, SON SÖZLER...
3 - Geçtiğimiz günlerde de bazı basın organlarında, Rus istihbaratının, Türk istihbarat birimlerine Rusya ve Türki cumhuriyetlerde faaliyet gösteren Nur Cemaati'nin CIA'den destek aldığını bildirdiğine ilişkin haberler yer aldı. Hablemitoğlu da son çalışmasını bu konu üzerinde yapıyordu. Yüksel'in de yakın çevresine, "Hablemitoğlu bu konuyu araştırıyor" dediği öğrenildi. Yüksel'in Hablemitoğlu'nun ölümünden sonra da "ölümü rejim karşıtlarının işine yaradı. Soruşturma çok yeni ama rejim karşıtlarının bu işi yaptığı çok açık" dediği ifade edildi.

4 - Hablemitoğlu'nun Emniyet ve istihbarat içindeki irticacı yapılanmaya ilişkin önemli bulguların yer aldığı "Köstebek" adlı bir kitabın yazımını yeni tamamladığı belirtildi. Bastıracak yayınevi bulamayan Hablemitoğlu'nun araştırmayı "disket" halinde koruduğu kaydedildi.

YÜKSEL'i DESTEKLEDi
Hablemitoğlu, son olarak "seks kasedi" skandalında Yüksel'e verdiği destekle adını duyurdu. Yüksel'in komploya kurban gittiğini savunan Hablemitoğlu, komployu Gülen'in adamlarının düzenlediğini iddia etti.

Eşi katilleri gördü
Öldürülen doçentin öğretim üyesi eşi Şengül Hablemitoğlu, sabah evin önünde gördüğü iki şüpheli kişinin resmini çizdirmek için Emniyet'e gitti

Necip Hablemitoğlu'nun sürekli tehdit aldığını açıklayan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olan eşi Şengül Hablemitoğlu, sabah şüpheli iki şahıs gördüğünü emniyete ileterek robot resim çizdirdi. Hablemitoğlu, bu şahısların evin etrafında tur attıktan sonra bir araçla gözden kayboldukları bilgisini iletti.

Olay sırasında da Şengül Hanım ve iki kızının evde olduğu öğrenildi. Hablemitoğlu, eve başsağlığı ziyaretinde bulunan içişleri Bakanı Aksu'ya da kocasının tehdit edilldiği bilgisini aktardı. Bu tehditlerden bazılarının e-mail ve telefon yoluyla geldiğini söyledi. Şengül Hablemitoğlu'nun saldırı sonrasında hem kızlarını hem de diğer aile bireylerini'Sakın ağlamayın.Babanız bizi bu konuda hazırlamıştı'diye teselli etti.

PLAKASI VERiLDi
Görgü tanıkları olay sırasında Hablemitoğlu'nun sokağından geçen "06 T... 08" plakalı aracı şüpheli olarak bildirdi. Şengül Hablemitoğlu da Emniyet'te, pencereden gördüğü iki kişinin bindiği aracın özelliklerini aktardı ve uzaktan görebildiği kadarıyla plakasını verdi.

Aksu: Görenler var
içişleri Bakanı Aksu da olay yerinde yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Saldırıyı, kınıyorum, lanetliyorum. Faillere ilişkin henüz somut bilgi yok. Kesin bir şey söyleyemiyorum. Şüphelileri görenler var. DGM savcısı da bizzat kendisi soruşturuyor. Koruma talebi olmamış. Failleri en kısa sürede yakalanacaktır."

'Bu yiğit de öldü'
Olayı duyar duymaz görevli olmadığı halde olay yerine gelen eski DGM savcısı Nuh Mete Yüksel de yetkililerden bilgi aldı. Oldukça üzgün olduğu görülen ve bir ara gözyaşlarına hâkim olamayan Yüksel, gazetecilere, "Soruşturma başlatıldı. Çok büyük bir vatanseverdi, bu yiğit de öldürüldü. Kendini feda etti" dedi.
hayattayken değeri bilinmemiş yüzlerce gerçek vatanseverden biri.ölüm dahil hiçbir şeyden hiçbir zaman korkmadan vatan zararlıların üstüne giden büyük kahraman.ruhu şad olsun...
ülkelerinde, köylerinde uluslararası bir maden tekelinin siyanürle altın çıkartarak toprağı zehirlemesine karşı yıllardır direnen bergama köylülerini alman ajanlığıyla itham ederek haklarında vatana ihanetten dava açtırmış zattır kendileri. ama bunlar bir yana suikaste kurban gitmesi kimsenin onaylamayacağı bir alçaklıktır. ama yapmayın demokrasi şehidi falan değildir.
bergama köylülerine alman ajanlığıyla itham etmemiş aksine alman vakıflarının türkiye'nin altın çıkarmasını engellemek için tezgahladığı oyunları ortaya çıkarmıştır.alman vakıfları ve bergama dosyası adlı kitabından konuyla alakalı olarak bilgi alınabilir.
''.....Üstelik, ima ettikleri gibi hayatımın hiçbir döneminde solcu olmadım. Komünist emperyalistlere mücadele kapsamında yayınlarım var. Samimi bir müslüman olmakla her zaman gurur duydum. CKMP döneminde, Türk millliyetçilerini iğfal amacıyla ortaya atılan Türk-islâm sentezi gibi temelsiz, yapay, saçma ideolojiye karşı çıktığım, okulumda Ötüken dergisini sattırdığım için Atsızcı suçlamasıyla bu partiden ihraç edildim. 1970den bu yana, Türkçülüğün siyasal partisi olmayacağına dair inancımı muhafaza ediyorum. Türkçü ümmetçi olmaz ama samimi dindar olabilir. Sözlerim ve eleştirilerim, bugüne kadar dindar ve biraz da milliyetçi görünerek Türk milliyetçilerini iğfal etme alışkanlığını sürdüren ümmetçi, şeriatçi şarlatanlara, üçkâğıtçılara, ahlâksızlara, şaklabanlara. Sevgili fethullahçılar, nurcular ve diğerleri, beni ve benim gibi milyonlarca Türk aydınını siz yargılayamazsınız. Allah hakkınızda en hayırlısını versin!..

Fethullahçı bataklığını en fazla geliştiren ise, başta M.H.P olmuştur. Türk-islâm sentezi adı altında uydurulan yapay ideoloji, Türk sağındaki Türklük bilincini yoketme pahasına siyasal ümmetçiliği ön plana çıkarmıştır. Müridin şeyhi dururken siyasal bir lidere saygı duyamayacağını, bağlanamayacağını kestiremeyen kısır politikacılar, fethullahçı ve benzeri yapılanmalara gaflet içinde yataklık etmişlerdir. Bunun sonucunda, ortaya çıkan manzara: Türklük düşmani hizbullahçı militanlarla, dar-ül harpçilerin, kaplancıların, Nizam-ı Alem Ocakları ya da Ülkü Ocakları mensuplarının aynı sloganları atmaları; benzer söylemleri paylaşmalarıdır. Bir başka örnek vermek gerekirse, Türklük bilincinin tarihi ocağı olan Türk Ocakları, hocaefendilerinin(!) yayınlarının dağıtımını yapmak, kendisiniyılın adamı seçmek, Türk Dünyasını cemaate dahil etmek gibi sapkın bir misyon üstlenmiştir. Kısaca, Washington'un erleri, kendilerine modern alp-erenler, Horasan erleri yakıştırmasında bulunarak Türk sağını iğfale devam etmektedirler... ''

Necip Hablemitoğlu.
muhtesem insan.

kendisinden 1999-2000 ogretim yilinda ataturk ilke ve inkilaplari dersini almistim. derslerini hic kacirmazdim. o onlatirdi sinifcana dinlerdik, gec saat olmasina ragmen dopdolu olurdu dersi. dersten sonra otururduk sorularimizi yanitlatirdik. onunla konusmasi o kadar zevkliydi ki, her agzini acisinda bir seyler kapabilmek icin pur dikkat dinlerdim.

18.aralik.2002 cuma - aksam 5 *, ankara universitesi - fen ve muhendislik fakulteleri yerleskesindeki f blok girisinde 4-5 kisi, dersten cikmis ne yapsak diye dusunuyoduk. baktik necip hoca kosar adim geliyor, kapiya yakin duruyoruz diye arkadaslardan birisi kapiyi acti ona. hocam da durup halimizi-hatrimizi sordu. sonra da "arkadaslar derse gec kaliyorum, dersten sonra gorusuruz" deyip jeofizik muhendisligi bolum ogrencilerine ders vermek icin yanimizdan ayrildi. ne oldu da biz beklemedik bolumde, hatirlamiyorum. dagildik biz evlere. saat 10'da bir arkadasin aramasiyla aldim olum haberini. sabaha dek aglamistim.

99 senesindeki ilk dersinde; "arkadaslar sizi derse gelmeniz icin zorlayamam, isteginize kalmis. cogunuza gore sıkıcı bir ders zaten. hele de bu saate konmus! ancak yoklama almam lazim, bunun icin gelistirdigim yontem su; herkes adini - numarasini - bolumunu bir kagida yazsin, her ders bir torbada biriksin onlar." demisti. her ders o kucuk torbayi doldururduk. necip hoca da montunun cebine koyar siniftan ayrilirdi.

vefat ettigini ogrendigimden beri aklimdan cikmaz hic; canim hocam vuruldugunda, %90, cebinde o yoklama torbasi vardi.

allah rahmet eylesin.