Ekmek teknesini satıp lüks arabaya binemediği için hicap duyanların kaygılandığı hede.
Birikim yapma sebebiyle olabilir. Her ay maaşımın üçte birini biriktirip, beşte biriyle de araç kredimi ödeyip geri kalanıyla da tek başıma geçinmeye çalışıyorum.
aslında tamamıyla kişisel bir tercihtir. ancak başkalarına (gerçek yoksullara) sağlanan imkanları sömürme maksadıyla yapılıyorsa ya da en azından ''açım'' diye ağlanıp çıkar nesnesi haline getiriliyorsa maskeli hortumculuktan başka şey değildir.
Babanın evlatlarının adam olması için bile bile sıkıntı çektirmesidir. Etrafındaki çok zengin musevi işadamlarından akıl almış, varyemez amca olmuştur.
bankada var olan parayı aptal bankamatikte paranın bitmesi yüzünden çekememe durumudur. ondan sonra minibüsçü amcaya "ııı şey benim param 50 kuruş eksik ama.. daha sonra versem olur di mi?" şeklinde yalvarmaya sebep olur. işte o an minibüs içindekiler size acıyan gözlerle bakarak, yokluk çeken, geçim sıkıntısındaki zavallı bir öğrenci olarak sevip, bağırlarına basarlar..
çok varlıklı ailelerin çocuk yetiştirirken uygulaması gereken metoddur zira bir emek vermeden her şeyi elde eden çocuk doyumsuz, şımarık ve özelliksiz olur.
yıllarca tekstille uğraşmış, yeri geldiğinde bol kazançlar sağlamış,yeri geldiğinde işçilerinin parasını verdikten sonra cebinde 5 kuruş kalmamış babamın son bir yıldır içinde bulunduğu haleti ruhiye. yaklaşık bir senedir elindeki dokuma tezgahlarını satmaya çalışıyor ancak satamıyor,tezgahları satamadığı için işyerini kiraya veremiyor,kısacası eli kolu bağlanmış bir şekilde oturup bekliyor ve onun içinde bulunduğu ruh hali içimi acıtıyor.