okuduğunu anlayamayan yazarlara sahip gazete.
geçenlerde bir arakadaşımı karşılamak üzere aşti'de bekliyorum. bekleme koltuklarından birine bu gazete bırakılmış. herhalde sahibi hayırsever amca başkaları da okusun feyz alsın diye bırakmış. ben de lan bunlar şimdi doldurmuştur etö plan mlan, bir bakalım şuna diyerek okumaya koyuldum.
yasak olan her haltı yiyorlar mesela. mahkemece yasaklanmış ifadeleri kullanıyorlar da buna ceza kesen yok herhalde.
köşe yazarları ne yumurtlamış diye dili kirli soyadı pak olan bir sakallıyı üstün körü geçiştirdikten sonra hasan karakaya diye bir "emice" var-şan(!)ını duyduklarımızdan- onu okuyayım dedim .
o gün de eşeden köşeden bir yazı yazmış gündemle ilgili. başka yerlerde okuduğu duyduğu haberleri kendince yorumlamış. ama yorum yapabilmek için okuduğunu anlamak gerek diye kimse söylememiş sanırım kendisine ki yazdıklarını okuyan ortaokul çocuğu bile güler bunun yorumlarına.
efendim bu "emice" kemal kılıçdaroğlu ile türbanlı bir bayan arasında geçen bir muhabbette kemal kılıçdaroğlu'nun kurduğu "chp iktidara gelmeden türban sorunu bitmez" cümlesinden "türbanın önündeki engel biziz, biz izin vermezsek bu böyle gider" anlamını çıkartmış.
be hasan emice bu cümleden bu anlamı çıkartıyorsan sen ben sana ne diyeyim.
e hadi internette orada burada yazan yeni nesil çakallarda eğitim eksikliğinden kaynaklanan bu tarz salaklıklara düşüyorlar e peki sen koskoca adam o kadar okumuş etmiş kişisin sen niye bunu yapıyosun?
meclisteki çoğunluğu elinde bulunduran parti akp iken, istese yasayı çıkartabilecekken niye çıkartmadığını sormuyorsun da bu tarz taklalara başvuruyorsun.
sonra efendim ilk sayfalarında bir kaç yerde siyonizm miyonizm gibi terimlerden sonra ara sayfalardan birinde mayın arazileri ile ilgili yasa tasarısına yapılan itirazlara küçük yer vermiş. hiç yazmamış kiralanmak istenen şirketin israil şirketi olduğuna.
sürekli türkiye'de halkın gerçek sesi olduğunu iddia eden gazete. satışlarına bakıyoruz sadece 50 bin. zaman gibi ılımlı gazetelere, hürriyet, milliyet, posta gibi laik kesim gazetelerine bakıyoruz satışları 500 binin üstünde. bu nasıl halkın sesidir anlamadım. azgın azınlık hakikaten bu olsa gerek.
son günlerdeki genel yayın politikası şu şekildedir:
uğur dündar'a koy, türkan saylan'a çak bi beşlik, deniz baykal a vur bi vole, akp yi öv, rte yi yağla, rte kurtarıcı mesih, ne işsizliği lan, darbecilere ölüm, 28 şubat iblisdir, fethullah gülen hocaefendi, hocamız mücahit necmettin, çydd satanistmiş masonmuş yarrakmış, etö etö ETÖ, etö bacınızı siker, etö amınıza kor, etö benim senin onun, türban da tür ban, laikçi ipneler siktirin, aydın doğan yahudiymiş sorosçuymuş, aydın doğan bize saldırdı, aydın doğan faka* bastı, iran özünde çok güzel ülke, oo hacı kulağımıza mı damlatacaz bunu getir ordan iki büyük daha..
bir ergenokon projesi olduğunu düşündüğüm yayın organı. zira islam adına bir ülkede bu kadar islam ı küçük düşürmeyi dindar bir müslüman düşünemez. zira haberleri taraflı olmaktan ziyade provake edicidir. dindarları sürekli filistin den, başörtüsünden, imamhatiplerden, ergenokandan vurrlar. hüseyin üzmez olayında gösterdikleri tutum da ayrı üstelik.
sadece şeriatı öven ve tek kurtuluşun seriatle olacagını idda eden, yalancı yayın ordganı.
yandaş medya denince akla gelen ilk gazete.
utanmasa okullar kapatılsın medreseler getirirsin diyecek olan gazete.
Bir zamanlar cuma namazları çıkışında mezar taşının üzerine çıkıp şeriatçılık naraları atan , cami avlularında siyasi şov yapan kişileri yücelten, onlara kol kanat geren,Gün itibari ile anasayfasının sağ bölümünde bir yere ''Cami Bahçesi Şov Yeri değil'' başlığı atıp kendisi ile ne kadar çelişik olduğu belli olan gazete.
onu 28 subatta darbeye direnirken tanıdım, postal gördügünde sorgusuz altına yatan aydın kisveli aşagılık bünyelerin aydın geçinip, köşeler dolusu kusmukları müslüman insanların üzerine kusarken, aşagılık darbecilere dik durmanın ve gerçekten türk milletinin aydını olmanın vakarı ile mücadelesini en alasından ortaya koydugu günlerdi, vakit gerçek gündemin takipçisidir, kafaya takarsa götürür, çok yüceltilmiş gazeteci artıgı ugur dündar, konya devlet hastahanesinde başörtülü doktor erkek hastaya bakmadı adam öldü haberinin peşine takıldı örnekse vakit, bu haberin iftira oldugunu günlerce peşinden giderek ortaya koydu ciddi bir gazetecilik örnegi idi ve hürriyet denilen gazete müsveddesi, ugur dündar özel haberi olarak manşetten vermişti bu uydurma iftira haberi. vakit peşine takılınca ne oldu, ne öyle bir başını örten kapalı bir doktor oldugu ne de öyle bir bakmama durumu oldugu ortaya çıktı, günlerce takipten sonra bilmeyenler için yazıyorum, o haber için ertugrul özkök, ugur dündar ve manşetten verildigi için kendisi adına mikronla okunacak büyüklükte de olsa özür yayaınladı, şimdi buradaki aydınlık beyinli oldugunu iddia eden arkadaslarıma soruyorum, o konya olayını bilyorsunuz peki ugur dündar ın yalan haberi oldugunu biliyormuydunuz bunun ortaya çöıktıgını hayır, çamuru her zamanki gibi hürriyet manşetten attı, dipnotla yaladı. bunlar gibi yüz tane yalan manşet sayarım u insanların vakit in ortaya çıkardıgı.
gelelim insanlar vakit i neden sevmez, hüseyin üzmem le ilintilendirilir, halbuki vakit, olay ilk çıktıgı anda yazıları kesti, kestim diye duyurdu, üzmez e kendisini savunma yazısı bile yazdırmadı. peki kartel ne yaptı, aydın dogan ın siciline işlenmiş emanuell pono serisini bilirsiniz, aydın dogan mahkemeye verilmiştir porno dagıtıyor diye ve mahkeme sonuclanmış aydın dogan pornocu diye siciline işlenmiş oldugunu biliyor musunuz?
gecen yıl tecavüz suçundan yakalanmış bir kişi, dogan grubunda muhbarilik yapıyordu, peki ilişgi kesildi mi hayır, şuan da çalışmaya devam ediyor bu grupta. bunların örnegini o kadar arttırabiliriz ki inanamassınız, vakit dürüst ve sadece kendi kaynakları ile geçinen bir gazetedir, cumhuriyet gibi holdinglerin ortak gazetesi degildir, bilirsiniz cumhuriyet tüsiad üyesi 100 işadamının ortaklıgında, ilhan selçuk idaresinde bir gazetedir.
gazete denmemesi gereken kağıtlar bütünü. gazetecilik anlayışını sindirememiş, bok atmaktan, hedef göstermekten başka bok bilmeyen insancıkları bünyesinde bulunduran bir şey nasıl gazete olabilir ki? katlanıp uçak bile yapılmaz bundan, o derece iğrençtir.
bir kısım geri zekalının ve bir kısım salağın(!) toplandığı Türkan Saylan a sözde çağdaş diyebilecek kadar gerici, yorumcularının bu kadın kabir azabı çekecek diyerek diğer taraf için kendi götlerine kazık çakmış kağıt parçasıdır. eğer allah a inanıyorlarsa ağaçlara yazık etmesinlerdir.
türkiye'deki dindar kesimin sorunlarına makul bir dille eğilen haberler ve yorumlardan çok, küfür, hakaret ve antisemitizm bulunur bu gazetede.
bale kıyafeti giymiş bir çocuğun bile cinsel obje olarak görülüp mozaiklendirildiği bir gazetedir. bunu yapanın çocuk pornosunu kınamaya ne hakkı var? demek ki, bu gazetenin mensupları çocuk bedenini tahrikkar bir obje olarak görebiliyor.
başörtülülerin haklarını savunurlarken, bir yandan diğer kesimlere saldırmak da en iğrenç yanlarından biridir gazetenin. vitali hakko'nun ölümü ardından "altı üstü bir yahudi, niye üzülüyorsunuz ki?" şeklinde yazılar görebilirsiniz. hıristiyanlıkla hiçbir alakası olmayan türkan saylan'ın misyonerlik yaptığı, bunca yıldır başörtüsüne karşı çıktığı için allah'ın ona ceza verip başörtüsü takmaya mecbur kıldığı haberleri ve daha niceleri...
üzücü olan da zaman, yeni şafak vs. gibi muhafazakar-demokrat kimlikli medyanın da vakit'e karşı cemaatçi bir tavır takınması, bu tür iğrençliklerine dair doğru dürüst bir eleştiri getirememesidir. ben zaman ve yeni şafak gazetesi çalışanları yerinde olsaydım, başörtüsünün üniversitelerde de, devlet dairelerinde de serbest olmasını savunan birisi olarak bunların yaptıklarının utanç kaynağı olduğunu, başörtüsünü bu adamların savunmaması gerektiğini söylerdim.
çocuklarla oturmuş konuşuyoruz, bir anda itü meyhanesi konusunu açtılar. 'abi sizin okul manşet olduysa, bizim okul hayli hayli manşet olmalı' dediler.
ben de bu yorumdan sonra confessbouna baktım. erkekleri nasıl yalayacağından bahseden kızlar mı ararsın, eş cinsel olduğunu söyleyip sevgili arayan tipler mi ararsın, bu sene şu kadar kıza çaktım diyenler mi ararsın hepsi var.
üstelik, bak şimdi, bu boğaziçili tipler, feriparti düzenleyip orada içerler. böyle boğazın üstünde. sonra da kusarlar. kızlar böyle mini mi mini etekli hepsi cıvıl cıvıl dilberler, partiden sonra ve parti esnasında zina var zina. tahmin edersin, nasıl bir günah ortamı. allah cezalarını vermek için henüz ferilerine kaza yaptırmadı, bak o ayrı konu.
ama abicim, siz pek bi muhterem insanlarsınız. anlarsınız muhtacın halinden. bir başlık açın daha boğaziçi genelevi diye. feripartiden de resimler koyun, 'içip içip zina yapıyordu bunlar, anaları babaları bunlar içip içip zina yapsın diye mi okula yolladı, bu ne rezilliktir, kızların üstünden kıyafet yok, üstelik oğlancılık da dizboyu' manşetin altında yazan yazı olur.
boğaziçililer de eksik kalmasınlar. kendim için bir şey istiyorsam namerdim.
'vakit', karanlığa özlem vaktidir şiarıyla 21. yy da 15. yy havası teneffüs eden, içinde sübyancı başta olmak üzere, muhafazakar, dindar, şeriatçı gibi bir çok islami kimlik taşıyıcısı taşıyan, okunan ve okununca Dan Brown romanları kadar sürükleyici ve mistik karakutu örneği.