parası biten vatan haini 50 bin lirayı kaçarken yanına almıştı ve 2 yılda parayı çar çur etti. peki sonra? sonrasını şu makaleden alıntı yapalım da öğrenelim.
--spoiler--
Vahdettin parası bitince Lord Cruzona Yardım edin mektubu yazdı
Prof. Metin Hülagü, belgelerde Vahdettinin kendine yakın gördüğü birçok dünya liderine mektuplar yazdığının ortaya çıktığını belirtiyor. Vahdettin, istanbuldan kaçarken yanına aldığı 50 bin lira kendisini ve mahiyetindekileri 2 yıl idare ediyor. Ancak daha sonra beş parasız kalıyor. Mesela...Vahdettin 4 Ağustos 1924te San Remodan dönemin ingiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzona bir mektup yazıyor. 371/10227 sayılı belgeli mektupta da Vahdettinin son çırpınışlarına şahit oluyoruz;
Dostum Lord Curzon,
Bildiğiniz üzere iki yıl evvel Ankara ihtilal Komitesi hilafet ve saltanat haklarına saldırıda bulundu. Bu saldırı o zaman uygulamaya konmuş olan siyasetin bir habercisiydi ve hanedanın irsî başkanı olarak, şahsî haklarımı ve hanedanım haklarını savunma yolundaki tüm gayretlerime rağmen, nihaî olarak ülkemi terk etmek zorunda kaldım. iyi bir kaderim yoktu. Tüm gayretlere rağmen sıkıntılarıma bir türlü çözüm bulamadım ve bezgin bir şekilde, gelişmeleri beklemeye karar verdim. O zamandan sonra, Ankara ihtilal Komitesi iktidardaki hanedanı tüm haklarından mahrum bırakmaya azmetmiş ve birkaç gün içerisinde kendilerini sınır dışı etmiştir. Bu durumdan dolayıdır ki, bugün ben ve hanedan üyeleri çaresiz, korumasız, parasız pulsuz bir halde yahut kimi Avrupada, kimi Suriyede ümitleri zincire vurulmuş bir şekilde, ama tümü sefalet içerisinde yaşamaya mahkûm olmuş bir durumdadır.
Resmî olarak belirlenmiş en son müracaat tarihi olan 1925 Martının birinden sonra Türkiyede hâlihazırda hanedan üyeleri adına kayıtlı bulunan bütün mallar ihtilal Komitesinin eline geçecektir. Bu durum dolayısıyladır ki, cevap olarak Türkiyenin iç işlerine karışmalarının mümkün olmadığını ve dolayısıyla yardım edemedikleri için esef duyduklarını belirten büyük devletler liderlerine resmî olarak müracaat etmek zorunda kaldım. Şayet şimdi size müracaat ediyorsam, tabiîdir ki bu müracaat siyasî değil, tamamıyla insanî mülahazalarla olmaktadır ve sizin gerçekten değer verdiğim fikir ve tavsiyenizi almak için bunu yapmaktayım. Bu vesile ve inançladır ki, size ve burada benim özel banka işlerimi deruhte etmekte olan Biddulpha ve sizin son derece takdir ettiğim samimi anlayış ve dostluğunuza, geçmişte olduğu gibi, itimat edebileceğimi umarım.
--spoiler--
Kendisi tuccar degildi, ataturk gibi hilafet icin gonderilen paralarla banka acma imkanida yoktu , istanbul isgal altindayken sarayin hazinelerini zimmetine gecirmeyi de akil edemedi. zor durumda kaldiginda dostlarinda yardim dilendi, oldugunde ardinda ataturk gibi muazam bir servet birakamadi , tabutunu bir gece vakti kacirmak sureti ile defedebildiler ,
Efendiler seksen yil boyunca bu milletin cocuklarina vahdettini hain diye okutdunuz ama halkin kalbinden onlarin sevgisini ve o kapanmaz yarayi yok edemediniz buda size kapak olsun
benim anlamadığım bu kadar gerizekalı bir toplum rte yi seviyorda,nasıl vahdettine hain diyebiliyor veya rte yi atatürk gibi isminin boşuna zikredilmemesi gereken bir insanla aynı keseye koyuyor çok enteresandır...
ingilizlerce kullanılıp kenara atılan kirli bir mendilin yine ingilizlere mendil açmasıdır. "babasının malları" elinden gidecek diye, istediği yardımı diğer devletlerden göremediğini itiraf ederek, bir kez de ingilizlerden yardım istemektedir. zavallı sefil, ingilizlerin kendi çıkarlarına göre siyaset yaptıklarının hala farkına varamamış.