bir pazar sabahıydı
ankara kar altında
zemheri ayazıydı
yaz güneşi koynunda
ucuz can pazarıydı
kalemim düştü kana
zalımlar pusudaydı
bedenim paramparça
ucuz can pazarıydı
kalemim düştü kana
uğurlar olsun, uğurlar olsun
hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
bir keskin kalem, bir kırık gözlük
yürekli yiğitlere hatıran olsun
çevirdim anahtarı
apansız bir ölüme
şarapnel parçaları
saplandı ciğerime
ucuz can pazarıydı
kan doldu gözlerime
isimsiz korkuları katmadım yüreğime
bembeyaz doğruları yaşadım ölümüne
uğurlar olsun, uğurlar olsun
hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun
bir keskin kalem, bir kırık gözlük
yürekli yiğitlere hatıran olsun
her okuduğumda gözlerimin yanmasını sağlayan harika şiir.yazayım tam olsun:
Etten bir duvar sanki ciğerlerim,
seni gizlemek için..
Bastırılmış kaç tane söz varsa,
usumun en uslu yerlerinde, direnişte..
Suçlu aramıyorum bu kısır döngüde..
Yıldız kayıyor sadece ona irkiliyorum,
bak bir dilek bile tutamıyorum adına,
vaadedeceğim yarınlarım yok sanki..
Kaybolmuş bir anahtar ne kadar aitsizse
öyleyim susarken..
Söylesem seni yakar,
sussam içimde saklasam beni yaralar..
Elvedasız nice gecelere gebeyken,
sen şiire özne olmuşsan,
şiir sensizlikse hala üstelik.
Yüreğimdeki kurşunlar kendime dönüyor,
kendim içime,
içim yüzüne hasret hala,
esneyen saatler inadına..
Güller ve dudaklarsa kifayetsiz
bilmediğim bir şarkıya başlamaya..
Nakaratlar lal..
ihtimaller deniziyse,
pusulası yoksa hayatın,
deli sağanaklarındaysa belki gözlerim,
belki gönlümün sokağından bile geçmedin..
Sakındığın yerlerinden sevda açsa da,
yalan yanlış konduysak da,
itirafın cüreti üzmesin seni,
uğurlar olsun...
Uğursuz geceler cebimde,
cep delik, cepken delik..
her dinleyişte ağlatan, ağıt ötesi bir yapıt. hatta şu an dinlemezken bile doldu gözlerim. selda bağcan'dan başkası böyle söyleyemezdi.
not: bazı şerefsizler internete (limewire vb.) ahmet kaya için yazılmış gibi dosya (şarkı) ismini değiştirip koymuşlar. tescilli bir vatan haini ile ne selda'nın ne uğurumun adı yan yana gelmemeli.
uğur mumcu'nun ölüm yıldönümlerinde ankara'nın o düzenli ama hüzünlü caddelerinden geçmeyi bir burukluğa dönüştüren ağıt. uğur mumcu'nun yasını tutan esnaf ve evlerden son ses çalar bu ağıt. ağlamamak için zor tutarsın kendini.
şarkı değil, haykırıs sanki. bir keskin kalem, bir kırık gözlük.. şarapnel parçaları saplandı yüregime derken uğur la beraber nice canların yandığını ne güzelde vurgulamıştır.
Öyle damar bir şarkıdır ki, hiç tanımasan onu daha önce hiç duymamış olsan bile adamın ağzına sıçar bu şarkı. Aşk acısında bile dinlenebilir, geçelim ölümün yasını.
Selda bağcanın sesi ap ayrı bir olgu zaten. Bir de o koyar adama. Neye üzüleceğini neye efkarlanacağını şaşırırsın. Vay be neymiş anasını satayım.
Siyaset meydanında gördüm anımsadım, 24 ocaktaydı.
ucuz can pazarıydı
kan doldu gözlerime
''isimsiz korkuları katmadım yüreğime
bembeyaz doğruları yaşadım ölümüne''
bu ağıdı defalarca kez dinlememe rağmen bugün bu sözleri beynime kazındı. evet bende çocuktum ve bizimkiler ağlıyordu. babam gazetedeki yazılarını keserdi bir arşivi vardı, uğur mumcu' nun kitapları vardı evimizde. çok iyi bir adam herhalde derdim. atık anlıyorum olan biteni.
''bizi oldurenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasinda vuranlar,
agabeyimiz, babamiz yasindaydilar.
ya bu duzenin kirli carklarina ortak olmuslardi, ya da susmuslardi butun olan bitenlere.
ofkelerini bir gun bile karsisindakilere
bagirmamis insanlarin gozleri onunde oldurulduk.
hukuk adina, ozgurluk adina, demokrasi adina.
bati uygarligi adina, bizleri bir safak vakti ipe cektiler.
korkmadan olduk ey halkim, unutma bizi...''
unutmadık sizi ve unutturmayacağız.uğurlar olsun.
ülkemiz sınırları içinde yazılmış en iyi ağıt..selda bağcan'ın isyankar sesi,ali çınar'ın sözleriyle bütünleştiğinde ve de edip akbayram'ın türküler yanmaz'ı ile beraber dinlendiğinde hüzün bulutlarının sarıp sarmaladığı bünye "türkiye'de demek hala böyle sözler yazılıyor,türküler çığırılıyor,demek ki o kadar sahipsiz değilmişiz" diyebiliyor.