Bazen de engelleyememek, bir türlü frene basamamaktır. Basamakları saymaktır bazen, ama inerken. Çıkarken öksürüktür çoğu kez. Kimi vecd ile gelir bu aleme kimi madde ile. Aşk ile kendini kaybetmekte önemi de yoktur zaten ne ile gelindiğinin. En anlamsız sorulardan biri oluverir bazen "geldin mi?" Ama gelmediysen sorun değil. Bekleriz biz sen yeter ki odaklan buraya. Bize değil, uçmaya. Sürekli yere çakılacağını düşüneceksen ne anlamı var ki uçmanın? Nasıl başardı sanıyorsun martı canıtın? Ama bazen de gökyüzü çağırır seni, ona bir çare bulamadı daha akıl mühendisleri. 4 metrekarelik bir alandan hızla yerçekimlenmeyi düşün şimdi. Şimdi yavaaaaşça gözlerini kapat... korkma ölmüyoruz. Sadece yaşamak bu. Yeniden doğmak.
ne alaka peki uçmak ve cennet? şimdi efendim, inanışa göre ruh gögüs kafesinin içinde tutsaktır. bu tutsaklıktan ancak ölümle kurtulabilir. kişi öldüğü gün kafesinin kapısı aralanır ve ruhu kuş misali uçaaarrr, gider. bu yüzden de cennete uçmak denmiştir; uçan ruhlar buraya konduğu için...
"süper gücün olsa hangisi olsun?" sorusunun fix cevabı olması gereken şey.
şimdi muhabbet "süper güç" olunca hayal gücümüze kalıyor, her şey olabilir. Neden uçmak da görünmez olabilmek filan değil?
çünkü kolay, özgür, farklı bir boyuta taşıma potansiyeli var hayatınızı.
sokakta gaspa mı uğramak üzeresin? uç.
başka bir şehre mi yolculuk etmen lazım? uç.
canın mı sıkıldı? uç.
sevgilinin aklını mı alacaksın? uç.
yüksek yüksek dağlardan, binalardan sırf zevk için atla, uç.
bir binanın 30. katından bir şey mi çalmak istiyorsun? uç.
uçakların yakınına gidip insanların aklını mı çıkartmak istiyorsun? uç.
atmosferin sınırına yükselmek mi istiyorsun? e uç.
ne güzel bir hayat olurdu lan.. sınırsız eğlence, sınırsız güç.
douglas adams'a göre çok zor değildir. herşey, yeri ıskalamakta biter. yani düşeceksiniz ve düşerken yeri ıskalayacaksınız bu kadar basit.
yazdığı kitabın kahramanı, yanlış hatırlamıyorsam alakasız bir gezegende(dünya yok olmuştur), patlayan bir dağdan kaçarken kısa bir mesafe için kendini ileri atar, tam düşerken 10 yıl önce yunanistan havaalanında kaybettiği bavulun ağaçları arasında durduğunu görür ve çok şaşırır. bunun ne işi var burada diye düşünürken, düşmeyi unutmuş, yeri ıskalamış böylece uçmayı başarmıştır.