bir çeşit göt korkusu. bu nasıl birşeydir böyle. defalarca uçağa binmiş birisi bile olsanız, yaşadığınız kötü bir uçuş tecrübesi sonrasında yapışır kalır üzerinize. uçmak haram olur. uçak biletini satın aldığınız andan itibaren başlayan gerginlik, uçuş günü ve vakti yaklaştıkça yerini göt korkusuna bırakır. 'ben çok delikanlıyım, şöyle asarım, böyle keserim, sapına kadar erkeğim' geç bunları. uçuş vakti geldiğinde bunların hepsi birer komedi olur, sağ salim ineyim karaya yeter diye düşündürür. öyle bir düşünce ki havaalanında uçuş vaktini beklerken hindi gibi düşünürsünüz. uçağa bindiğinizde ise türlü felaket seneryalorı gelmeye başlar aklınıza. insanlara bakarsınız, tedirgin olan var mı, rahat olanlar nasıl bu kadar sakin olabiliyorlar, yanındakiyle konuşup kahkaha atan adamın hiç mi aklına gelmiyor uçağın düşebileceği? bunun gibi onlarca düşünce silsilesi uçağın harekete geçmesiyle yerini ağır bir göt korkusuna bırakmaya başlar. kıçınıza kazık sokuyorlarmış hissine kapılırsınız, ucu ince olan ama gittikçe kalınlaşan bir kazık. uçak hızlanıp kalkışa geçerken kazık iyice ilerler kıçınızda, artık kalınlaşmaya başlamıştır, canınız epey yanar. hele ara sıra yaşanan ani alçalışlar ağlatma noktasına getirir adamı. zaman geçmez olur, durur adeta. gözünüz hosteslerde, kulağınız pilottadır. pilot konuşmaya başladığında ise yüreğinize su serpilir. uçuşun güzel geçtiğini, havanın güzel olduğunu anlattıkça zevkten dört köşe olursunuz. ama ne yazık ki o konuşma en fazla 1 dakika sürer. bundan sonra gözünüz hosteslerde olur. çünkü en ufak bir terslikte onlar işi belli ederler. ve o geçmek bilmeyen dakikaların da sonu gelir ve uçak inişe geçer, ümitlenirsiniz. fakat tedirginlik yine tırmanışa geçer, çünkü internetten okduğunuz kadarıyla biliyorsunuzdur ki uçak kazalarının büyük bir çoğunluğu iniş sırasında yaşanıyordur. 10 dakikalık gergin süreç de bitip tekerlekler karaya değdiğinde sizden mutlusu yoktur. geçmiş olsun.
of ulan of, yok mu bir pilot, yok mu uçaklarla ilgili bir yazar, bana destek olun yahu.
ilk defa binenler hemen belli eder kendini, fazladan bir meraklı bakışlar. gözünü hostesten ayıramamalar filan. ilk uçuştan sonra rahatlar muhtemelen. ayrıca thy uçuş korkusu yaşayanlar için konferans falan veriyor birk aç eğitime katılıyorsunuz ve bu korkunuzdan kurtuluyorsunuz.
ilk once belirtmek isterim ki bu korku her yasta karsiniza cikabilir. yani ben 10 veya 20 senedir ucaga biniyorum hayatta boyle bir fobim olmaz dememek lazim. ornegin benim gibi kendinizi bildiniz bileli ucaga bindiginiz halde 20li yaslarda birden bire bu korku cikip hayatinizi altust edebilir. her neyse. ucak fobisinin bana gore soyle bir ozelligi vardir : diger butun fobilerin aksine, korkunuzla yuzlestikce korkunuz daha da artar. yani ucaga ne kadar binerseniz korkunuz o kadar artar. enteresan bir durum ama ucak korkusu olan herkesten ayni seyi duydum. ilk once hafif bir kaygiyla baslar ondan sonra tam bir fobi haline gelir. yani sunu demek istiyorum : oyle "korkumla yuzlesip ucaga ne kadar cok binersem o kadar cabuk alisirim" diye bir mantik yok. oturup adam gibi, bu korkunun ne kadar sacma ve gereksiz oldugunu anlayip bunu beyninize kabul ettirmeniz lazim. ancak o zaman bu korkunuzu yenebilirsiniz. tecrubeyle sabittir.
Uçak korkusu değil de ölüm korkusu olarak anlaşılmalıdır. Uçakların, yüksek hızda yerde yürüyenine, hızlı tren derler. Uçaklar da hızlı trenler gibi aynı hızla asfaltta yol alsa korkanların sayısı çok azalır.Uçmayan uçak korkutmaz.
uçağa abdestli binip abdestli inmeme sebep olan korkudur. bütün kanım çekilmektedir. ne zaman tekerlekler yere deymekte o zaman derin bir oh çekmekteyim.
bu tür kisilerin cogu asansore de binemez... kotudur, yaziktir. ucak korkusu icin anti em kullanin.. uyutur rahat edersiniz. asansorde kullanmayin baska seyler olur.
eşek kadar adam olduğunuz halde uçakta yanınızdakinin elinden tutturan korkudur bu. bu durumu yaşayanlar kesinlikle ve kesinlikle böyle durumlarla dalga geçebilecek kadar piç arkadaşlara da sahiptir!
işi bilimsel olarak ele aldığımızda; uçağı tercih etmek daha mantıklı. günlük bakımları var, istatistiksel olarak kaza verilerinin az olması var vs. bunu yeryüzünde ki her insan gibi kabul ediyorum ama her uçuştan önce genç yaşımda vasiyet bırakma ihtiyacı taşıyorum. evet, böyle hastalıklı bir düşüncem var.
çok pis bir şeydir. böyle adamın ruhu çekilir derler ya aynen öyle yapar adamı. her seferinde "bu düşer lan" diyerek uçağa binersiniz ama düşmez bir sonrakinde " düşecek bu sefer kesin düşecek, öleceğiz parçalarımızı bile bulamıyacaklar " şeklinde düşünceler kafadan bir türlü gitmez.
çok enteresan bi korku. uçağı görünce mi korkar bu insanlar? çok yakından görünce mi mesela, ya da havada uçarken görünce de korkarlar mı? merak ettim şimdi bak..