çişin içe kaçması ya da böbreklerin alınmış halde kendini küvette bulmuşluk hissi.
ilk binişlerde bu tür şeyler hissedilebilir. lakin ilerleyen süreçte otobüsten farkı kalmaz. zira 40 km hız yapıp uçak etkisi yaratan belediye otobüslerinin mevcudiyetini de biliyoruz.
hiçbir şey. uçak kazasının en az meydana gelen kazalardan olduğunu ve olduğunda da kurtulma şansının 0'a yakın olduğunu hatırlayıp hiçbir şey hissetmem genelde.
Hani belediyenin bizi dusunesi tuttugunda sehir icinde araclar suratlerini kessin diye asfalta yaptigi, halk arasinda 'atlatma' dedigimiz kucuk tumseklerden hizli gectigimiz zaman hissettgimiz o tuhaf sey var ya.. ic organlarinin yukari dogru yukseldigini hissettigin o kisa sureli seyin 10 dakka boyunca devam etmesi..
her seferinde bir tarafa yatıp yere çakılacak gibi hissediyorum. tam bir kabus benim için. uçuş süresince gözlerimi kapatıp uyumaya çalışıyorum. en iyisi koridor koltukları almak.
Vücuda rahatlık yayılıyor. Gevşeme başlıyor. Uçakla uçunca heyecanlanacağımı zannederdim fakat aksine dahada sakinleştim yükseldikçe. ilk kez uçağa bindiğimde yanımda oturan arkadaş sık sık uçak seyahati yaptığını ama çok korktuğunu söylemişti. Uçak kalkarken ve inişe geçtiğinde resmen kendinden geçiyordu. Dua ediyor, titriyor, gözlerini sımsıkı kapamış, koltuğa yapışıyordu. Bu korku kişiden kişiye değişir.