şu aralar çok sıkıntılı bir ilçedir. çünkü akan nehir siyahlar içindedir ve kanserojendir. mümkün olduğunca bir şey yiyip içmeyin. su satın alırken dikkat edin.
2 haftadır askerlik yaptığım, şu ana kadar güzel bir yanını göremediğim. Kalitesiz ve temiz olmayan restoranlar ile içten ve temiz insanlarında bulunduğu bir ilçe. (Komutanlar, Yediklerinize dikkat edin temiz ve sağlıklı olmayabilir diye uyardılar bizi, bu uyarıyı almadan önce tecrübe etmiştim zaten)
uzunköprünün ortasında oturup biramızı yudumlarken manzarayı izlerim diye hayal ettiğim bir yerdi. Ancak gelip görecek olursanız, hiç bir yatırımın olmadığı, sosyal ortamların askerlere göre düzenlendiği bir ilçe. Umarım gitmeden olumsuz fikirlerimi değiştirecek şeyler görebilirim.
Trakyada trakyaya en benzemeyen ilçe olabilir. Tipik beyaz trakyalıları beklerken karşınıza genelde çingeneler çıkar.
Yurdumuz memleketimiz. Cazgırda buluşalım gençler makarna ısmarlarım.
kendi halinde bir trakya ilçesi. tarihi eseri bol. hatta trakya'da yapılan ilk çatılı cami bu ilçededir, muradiye camii. bu caminin çatısında kubbe değil, çatı sistemi kullanılmış ve kurşunla kaplanmıştı. padişah camilerinden biri olduğu için sakal-ı şerif'in bir parçası bu camide de muhafaza edilir.
ayrıca meşrutiyet'in ilanı ile meşrutiyeti simgeleyen ilk anıt da bu ilçede dikilmiştir.
sağlam köfte yapılır burada, çevre köylerde yapılan şarapları da güzeldir.
geçmişte bir ara o kadar pahalı idi ki ilçe "trakya'nın paris'i mi mübarek!" diye anılırdı.
pek bilinmez ama içinde en harika köftelerin yapıldığı köftecileri barındırır. kiloyla sipariş verilir. çok hüzünlü, film seti olarak kullanılabilecek bir tren istasyonu vardır. sanayi olarak da çeltik, ayçiçek yağı fabrikaları yer alır.
ilçe girişinde bulunan tarihi köprüsünü görüp u dönüşüyle istanbul'a gelinmesi gereken ilçe. köprü başındaki ergene nehrinin pis kokusundan bahsetmiyorum bile.
Uzunköprü benim doğduğum yerdir. Dünyanın en uzun taş köprüsüne sahiptir. Son nüfus sayımına göre 41.200 kişi yaşamaktadır. Gittikçe gelişen yakında ikinci bir üniversiteye sahiplik yapacak yerdir. Son zamanlarda birçok cafe benzeri mekanlar açılmıştır. Şehrin insanları cana yakın ve sevecen insanlardır. Yine şehrin tarihi eserleri restore edilmiş kültürel mirasını ön plana çıkarmıştır. Uzunköprü'ye uğramışsanız eğer Köfteci Niyazi'den köfte Cazgır'dan dondurma yemelisiniz.
edirne'nin tarihi köprüye sahip,gelişmemiş ama herşeye rağmen bana şirin gelen ilçesi. içinde güzel insanlar barındırır. çarşıdan biraz uzaklaştığınızda çeltiğin ilginç kokusunu almaya başlarsınız. özellikle yaz aylarında ergene'deki kanalizasyon kokusu can sıkıcıdır. akşam 7'den sonra mümkün olduğunca acıkmamanız gerekir,çünkü yiyecek pek bir şey bulamazsınız. gece çok acıkırsanız, ergene otel'in hemen karşısındaki lokantadan patates alabilirsiniz. (denedik onayladık, gece 3'te gittik patatesimizi aldık,dönüşte de köpeğe kovalandık,sonra eve geldik patatesimizi kızarttık ve afiyetle yedik) eviniz kavak mahallesi'ndeyse minibüse ilk siz binip,oturursunuz. aşçıoğlu mahallesi'nde oturuyorsanız,dedelerinizin dedelerinin dedeleri de uzunköprü'lüdür. perşembe günü çarşı inanılmaz kalabalık olur çünkü pazar kurulduğu için köydeki halk merkeze gelir. postanede çalışan sarı saçlı,orta yaşlı,uyuz,suratsız bir kadın vardır,hiç hoş değildir. canınız dondurma isterse hemen cazgır'a gidersiniz. canınız profiterol isterse,hemen balaban'a gidersiniz.
Oncelikle memleketim oldugu belirtirek baslamam gereken kucuk sevimli ilce. Cocuklugumdan beri okulun kapandigi hafta maaile olarak goc ettigimiz ve benim universite yasamimin gectigi her sokagini ezbere bildigim yuruyerek 1 saat arabayla 10 dakikada tavaf edilebilecek benim icin sadece dumduz sokaklardan kuru cayirlardan degil anilardan hayatlardan olusan Edirnenin kucun sevimli ilcesi. Icimden aglamak geldi bi an..
altından geçen ergene nehrinin kokusunun korkulu rüyasıdır çevredeki vatadaşlar. şu an o kokular burnuma gelmekte ve o psikolojiyle bu entry girilmekte.
Her nedense genelde Ergene nehrinin kokusu ile anılan, köprüden geçip köylerine ilerledikçe nefesinizin açılacağı Trakya ilçesidir.Merkezi fazlaca güzel olmasa da kış zamanı Meriç ile Ergene taşsa da,ayçiçek tarlaları,canayakın insanları,romanları ve de bereketli toprakları ile her daim aklımda kalacak,özellikle köprüden geçip birkaç kilometre ilerledikten sonra ulaşacağınız 'Eskiköy' köyü ile hafızamnın en güzel yerine kurulacak güzelim mekan...
son günlerde ergene nehrinin temizlenmesi için bangır bangır tanıtım yapan ilçem. ayrıca haftaya cuma günü ntv 'de saat 21,00 'da hakkında celal pir tarafından program yapılmıştır.
Her nedense genelde Ergene nehrinin kokusu ile anılan, köprüden geçip köylerine ilerledikçe nefesinizin açılacağı Trakya ilçesidir.Merkezi fazlaca güzel olmasa da kış zamanı Meriç ile Ergene taşsa da,ayçiçek tarlaları,canayakın insanları,romanları ve de bereketli toprakları ile her daim aklımda kalacak,özellikle köprüden geçip birkaç kilometre ilerledikten sonra ulaşacağınız 'Eskiköy' köyü ile hafızamnın en güzel yerine kurulacak güzelim mekan...
ilçe bazında Hayır'ın en yüksek olduğu ilçe (%79)..
Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetindeki ilk özgürlük anıtı,ilçe bazında Türkiyede en çok içki tüketilen ilçe.
yazin ergene'nin kokusundan balkonda zor durulan yer. kücük ve sakindir. herkes herkesi bilir. zihniyet olarak geri kalmistir biraz ama bu barzoca bir gerikalmislik degildir. köyün biraz büyümüs hali gibi. trakya köylerini bilen bilir. insanlar gerikafalidir ama dar görüslü degil. burasi öyle bir yer iste. anneanne ziyaretine gidilir haftasonlari. gürültüden uzak güzel vakit gecirilir.
köftesi iyidir.
dondurmasi anlatildigi kadar degil.
tarihi, sevimli bir edirne ilçesi. orda doğup büyüyüp, dışarda yaşıyorsanız, sık sık özlersiniz. oraya gittiğinizde de 5 günde sıkılırsınız. ama gitmesemde, gittiğimde sıkılsam da, o şehir benim şehirimdir.
ayrıca içki tüketimi su tüketimine yakındır. içilecek başlıca mekanlar ise; ördekli göl, esentepe, çalıköy bayırı, birde dallık yolunda (sanayiyi geçtikten sonra) helikopter pisti denilen yer vardır.
