Gözlerde yaş belirdi.
Çok severdim çocukken, şimdi düşünüyorum da o zamanlar pedagoji yokmuş, ne var ne yok izlemişiz. Allahtan seri katil filan olmadık bir çoğumuz.
simdiki neslin izlediği selena mantığında bir dizi, o zamanlar baska bir sey olmadıgı icin mecbur izlediğimiz ve bize hoş gelen, hoş geldigi kadar da saçma bir dizi. ne yapalım yoktuki alternatif.
başrollerinde münir özkul ve seden kızıtunç' un yer aldığı uzaylı zekiye 1988 yılında trt 1' de yayınlanan 80'li yılların en absürt dizisidir. son derece salak ve sakar bir karaktertedir. salak olduğu kadar iğrençte espiriler yapan bu yaratığın ailesi onun evde kalmasina çok üzülür. zekiye ise o siralar bilim alanında moda olan güneş patlamlarindan etkilenir ve zihni berraklasir...
herkese renkli günler
küt siyah saçlı kız kurusunun canlandırdığı dizi karakteri. böyle ağzını, gözünü, burnunu acaip acaip oynatır * yemek masasına tabakları, çatalları bir bir koyar masayı hazır ederdi. Bu duruma memleketin tembel ev kızları da oturduğu yerden iç geçirirdi herhal.
O dönem devlet politikası olarak cinselliğin iyiden iyiye törpülenmesi, koca toplumun hadım edilmesi kararlaştırılmış olacak ki, bütün kadın kahramanlarda seksiliğin s'si yoktu. Yani şöyle gönül rahatlığıyla ohhhşşş çekecek bir hanım yoktu.
Neyse ki özel kanallar evlere girdi de kırmızı noktalı filmlerle memleket abazanı rahatladı. Yalnız o dönem kim sahura kalkmış diye ışığı yanan evler sayılıp yorum yapılırken kırmızı noktalı film başlayınca perde kenarında konu komşunun vaziyeti anlaşılmaya çalışılıyordu. Eee böyle böyle tabi dejenere bir toplum olduk. kolay değil.
uzaylı zekiye ye bilim kurgu diyenin yaptığı ortayı sabri taça atsın emi. ne bilim kurgusu kardeşim, aile ortamı, bakkalı, kasabı, manavıyla tam bir mahalle dizisiydi. çocukken oturur izlerdik, bakmazdık kalitesine falan. neden mi? izliycek başka bir şey yoktu da ondan.
türk'ün uzayla imtihanı adlı saçma salak diziyi gördükçe pekte yol katedemediğimizi gösteren dizidir. Uzaylı zekiye yi izlerken daha fazla zevk alıyodum ben şahsen.
ilk yayınlandığında bayılarak izlediğim; kısa bir süre sonra yayından kaldırıldığında çok üzüldüğüm bir diziydi.
Hatta Dizinin sahnelerinden biri o zaman yaşadığım sokakta çekilmişti. Türk ekranlarında ilk kez bilim-kurgu bir türk dizisi görüyorduk, daha ne olsun? Ertesi gün okulda konuşulan ilk konu buydu: "uzaylı zekiye'yi izledin mi?" Bu dizi ve perihan abla'nın bitmesine çok üzülmüşümdür. ancak yıllar sonra tekrarlarını ekranda görünce "bu dizinin nesini sevmişim yahu?" diye kendimden tiksinmedim değil. son derece basit ve ucuz efektlerle zoraki yapılmış bir türk bilim-kurgusu (?). Tabii o zamanın koşullarına göre türklerin böyle bir şey yapması devrim sayılırdı. dizi bittikten sonra çeşitli spekülasyonlar yapıldı. seden kızıltunç'un parada anlaşamamasından, türk aile yapısına uygun olmamasına kadar (!).