“Mutfakta reçel yapan iki kadın. Kırmızı biberleri filan.
Rüzgâr alan biraz tepe bir yer. Bakınca, iki yandan
uffffffffffffuk filan.
Dünya yuvarlak değil de hafif elipsmiş gibi.
kaldı ki iki kadın, dünyanın yuvarlağını zaten anlamayan.”
bu kadar ilgisiz olduğumuza inanmak istemediğim sonsuz küme / boşluk.
bu illa vay efendim dış gezegenlere insan kolonileri tadında bilim kurgu film konuları olarak değil, gezegenleri araştırmak ve uzayı anlamak dahi başlı başına bir yönelim nedeni.
uzay çağında hala ekonomik sorunlarla boğuşuyoruz.
bilemiyorum..
sonsuzluktur, fezadır. nasıl bir boşlukta olduğumuzu düşündükçe bazen kafayı yiyecek gibi oluyorum sonsuzluğu idrak edememenin verdiği acı olduğunu düşünüyorum.