uzak mesafe ilişkisi diye birşey yoktur götten uydurulur. uzaktakine yavşanırken yanındakiyle sevişilir. bu bir döngüdür ve sonbahar ile birlikte hız kazanır.
keçiboynuzu yemeye benzer bir ilişkidir. her şey yolundayken bile, nasıl keçiboynuzunu kemirir durursun ama ağızda çok az bir tat bırakır, hah işte aynen öyledir.lakin acısı yakın aşk acısını aratmaz. bu yüzden çok az tat alıp çok acı çekmektense,hiç olmazsa tadı da tam olsun deyip, göz önündeki sevgiliden şaşmamak gerekir.
Bir eliniz fareye gider bir eliniz klavyeye göz yaşlarınız kasanın ızgarasına kaçar ve olan olur al işte PC çöktü. Sonunda ihale gene sizin bütçenize kesilir.
Yakınında olan biriyle flört edince yasamak istediğin çoğu şeyi kolayca gerçekleştiriyorsun. Kahvaltı için bir mekana gidiyorsun, oradan film izlemeye gidiyorsun, aranız kötü olunca mahalleye gelip tarık akan gibi bekliyor, barışmak daha kolay oluyor, ortak arkadaşlar işleri çoğu zaman kolaylaştırıyor. Her anlamda kolay. Çoğu zaman arkasında şunu yapamadık üzüntüsü bırakmıyor.
Uzak mesafe ilişkisi ise her anlamda eksik kalma hissini yaşatıyor. Beraber bir yerlere gidemiyorsun, sarılıp film izleyemiyorsun, oturup denizi izleyemiyorsun, yeni işe giriyorsun ama bir kez bile orada otururken göremiyor seni. Arkadaşların ile tanıştıramıyorsun. Çok nadir zamanlarda görüştüğün zaman çoğu şey için zaman kalmıyor. Üzüldüğün zaman yüzünden anlamıyor mesela, bir şeyleri uzun uzun konuşmak istediğin zaman eğer çok sık konuşamıyorsanız paylaşmak istediğin o kadar çok şey birikiyor ki hiçbir şeyi doğru yansıtmak ve konuşmak mümkün olmuyor. Hep bir özensizlik ve özlem..
işin en zor tarafı özlem ve şehveti çok fazla hisseden çiftlerin kavga sonrası ayrılması, çok uzun sessizlikleri yasamak zorunda kalması. Çünkü bu iki duygu fiziksel ne varsa onları ister. Böyle sakinleşir. Eğer onlara istediğini vermezsen ayrılırsın, aklın kalır, hep bir eksiklik hissi oluşur. Bu anlamda zordur uzak mesafe ilişkisi. Yazık.