manik depresif bir şiir bu,insanın yolda yürürken herhangi bir yükseklikten önüne düşen saksı gibi,bir saniye gecikse başınıza düşecektir hani,korktuğunuzun başınıza gelmesi gibi.
I.
uzak fırtına korkuyorum
senden sensizlikten
korkuyorum
denge gibi gözüken dengesizlikten
uzak fırtına
anlamıyorum nasıl
bu denli uzak bu denli yakın
ve lazerlerin uçuşu
leyleklerin uçuşu gibi bir imge hep
fırtına habercisi seninle gelen
gözyaşı dökülmeyen bir umutsuzluk bu
yaşam sularının buza kestiği
beyaz ince bir şey diyorum
beyaz ince bir şey o
cam cam cam
bendeki selintiler ve yarıklar karşılığı
II
sen gelince
bir şeyler düşüyor kırılıyor hep
kapılardan
buz parçaçıkları dolu bir akım
duvarlarda çığlıklardan sarkıt
önodalarda doppler etkisi
III
bir erkeğin sevişi
usul usul yaklaşan sigara dumanı gibi
kendine doğru
li, altın tozların yüzümde kaldı
IV
ve cam zorlar içindekini
kendi biçimini almaya
uzak fırtına kenarları keskin çelik bir ayna
getiriyorum sana
megalomaninin de bir bedeli vardır çünkü
zırhımı kuşanıp yatıyorum
sabah yine bir zıpkın yüreğimde...
VII
uzak fırtına
sana son kez söylüyorum böyle gecelerin bir sabahı olacak
öyle bir sabah ki
ben bir leyten şişesi bulmayacağım yatağımda
ve vurgun olmayacak artık yüreğimdeki
ve yatağını değiştiren bir nehir gibi sanki
geri gelmemek üzere giden bir şeyin
kanat sesleri kalacak yalnız kulaklarında
VIII
kaçıyordum senin soğuk yalazından
onca yürek çarpıntısı kırgınlık
gömülürken buzlu sularına belleğin
donan bir ateş gemisiydi kaskatı
üretilmiş her şey bir fosildir şimdi
düşünüyorum da bazen
ne kaldı diye geriye senden
yıpranmış sinir uçları
genişlemiş damarlar
ve belki prensesin tahta bacağı
ölen bir kuğuydu bir imgeydi bellekte
içimde bir şehir daha bütün yıldızlarıyla söndü
IX
dumandan bir albatros o
su renginde bir hüzün deltası olmayabilirdi de
oluşmayabilirdi... aramızda... zehirli katmanlar...
...bu beyaz kül...nefret...
X
cenova şövalyesi andrea doria
çöküntüler mimarı bir kadın-erkek çelişkisi
daha gömüldü bak kum saatine
çekilen boşalan sular duyuların dalgası
hâlâ bir takım sallantılar kaydetse de zaman
acının uzak sınırlarında geçen bir çarpışmayı tarihi kaydırabilir insan
XI
çürüme çözülmeyen çelişki
soğuk delici şeyler sıfır noktaları acının haritalarında
içten bir ölüş bu bir ölüm dansı
metalik kadans kara dans
bilinmezliğini boynumda siyah bir bant gibi taşıyordum
XII
savaşların içinde bir savaş
bir kadın ve bir erkeğin savaşı
"uzağa daha uzağa" diyor nefret
"yakına daha yakına" diyor sevgi
preveze deniz savaşim benim
hâlâ üstünde gama ışınlarının titreştiği bu anılar senin olsun.. *