nedense 06.15 de kendi isteginizle ansizin uyandiginizda esamesi okunmayayan ama 'daha var yaa kalkmama,bu saatte kalkip ne yapayim' deyip guya gozlerinizi kapatip sekerleme yaparken, saatinizin zili 06.50de sizi uyuz etmeye basladiginda, asiri halde peydah olan istek.. sanirim hersey o 35 dakikada gizli..
gün bitince ya da kişi bitince yükselişe geçen istek.
bir de, tam sabahlamanın farz oldugu anlarda gelir ki o an sorumluluklara baş kaldırıp bu istege uyarsanız degmesinler keyfinize..
saat 6.30. haftasonu.
3 yaşındaki çocuk uyanır..
öyle gözlerinin içine bakarsınız , uyusa da ben de uyusam diye!
1 saat oyalanır durur. sizi de uyutmaz..
gözkapaklarınız ağır ağır inerken üzerinize zıplayan ufak bir bedenle tekrar açılır! kafaya da bir oyuncak...
neyse, çocuk sızar...
fakat siz uyuyamazsınız bu sefer de...
biraz evvel canavar olan bu küçük yaratığı izlemek uyuma isteğinden çok çok öndedir..
ya da uyku kaçmıştır , onun güzel yüzünü izlemeye..
karşılıksız aşkın sürekli verdiği meyvedir. müzik dinlemek istersiniz, kitap okumak istersiniz, dışarı çıkıp gezmek istersiniz, televizyon izlemek istersiniz, ders çalışmanız gerekir ama yapamazsınız. içinizdeki uyuma isteği o kadar baskındır ki karşı koyamazsınız.
uyuma isteğini yenmek her yiğidin harcı değildir. uyuma isteği her insan da hemen hemen ön planda basar ama önemli bi işi varsa savaşarak yenebilir. benim hayatım genel olarak rutin devam ettiği içi uyuma isteğini bastıramıyorum ve mutluyum.