mental is health too, yani ruh sağlığı da sağlıktır. çocuğumuz hasta olunca hemen doktora görünmek isteriz ama bir sorunla karşılaştığımızda o sorun bizi içten içe bitirse de doktora başvurmayı 'amaan hallederim ya' diye önemsemeyiz. halbuki ruh sağlığı da tıpkı beden sağlığı gibidir. bozulduğu takdirde bizi altüst eder. hayatımızı ve sosyal ilişkilerimizi etkiler. ruh sağlığı fiziksel halimizi de etkileyeceğinden korunmalı ve gerektiğinde yardım alınmalıdır.
çocukken benim için yaldızlı pırıl pırıl bir geometrik cisimdi. keşke hep öyle masum kalsaydı diyorum. parlak geometrik cisim kavramı benim için yıllar geçtikçe alemlerin rabbi allah, huzurunda nasıl hesap vereceğimi düşündüğüm mutlak güce dönüştü.
çocuklara vücut uzuvlarını öğreten, yetişkinlerin bile sevebileceği dünyanın en şeker fransızca çocuk şarkısıdır. anlamı dans eden küçük jean'dır. fakat ne ironidir ki klipteki jean hiç de küçük değildir.
eskil bir ülkeden bir yolcuya rastladım
dedi ki; koca bir anıtın iki ayağı duruyor
çölün tam ortasında, kumların tam üzerinde
yarı batmış, kaşları çatık yüzüyle bir baş
büzülmüş dudaklarıyla sanki sesleniyor
yontucunun nice tutkularını yakalayıp
şimdi bile yaşayan bu cansız şeylere aktardığı
elleriyle taklit ettiği ve kalbiyle beslediği
anıtın kaidesinde şunlar okunuyor:
'ben krallar kralı ozmandias’ım.'
ey güçlü olan, şu yaptığım işlere bak ve titre
o tarihi anıtın, uçsuz bucaksız çevresinde
arasan sadece koca bir gövde ve kalıntılar
başkaca uzanıp giden yalnızlık ve kumlar.
edebiyat ve mitoloji birbirleriyle ilişkili iki bilim dalıdır. mitolojik destanları anlatırken edebiyat, ingiliz filolojisi bölümü edebiyat eleştirisi tarihi ve antik drama derslerinde ise mitoloji bilimine başvurulur. bir filolog-to-be olarak mitolojisiz edebiyat olmaz kanaatindeyim.
sürekli kız kişisi tarafından hesabın üstüne yıkıldığı erkektir. bir nevi haklıdır aslında. madem feminizm ve eşitlik algısını öğretmeye çalışıyoruz eşitlikse hesap öderken de eşitlik olsundur. para olduğu sürece herkes yediğini ödesindir. gerçekten parası yoksa ve değer veriyorsak feda olsundur.
evey hammond'ın korkularını yenip özgürlük tanımını öğrendiği yağmurlu sahne. film boyunca kendimi evey'in yerine koyduğumdan sanırsam yapılanlar çok dokunmuştu. o sahnede sanki ben vardım. hala düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
evey hammond'ın korkularını yenip özgürlük tanımını öğrendiği yağmurlu sahne. film boyunca kendimi evey'in yerine koyduğumdan sanırsam yapılanlar çok dokunmuştu. o sahnede sanki ben vardım. hala düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
ne zaman dibe vursam bu resme bakarım. biraz olsun beni motive eder.
her şeyi çözemedin diye
bu hiçbir zaman çözemeyeceksin anlamına gelmez
bir gün geriye dönüp baktığında
neden bu kadar endişelendiğini merak edeceksin
nasıl denize atladığımızda dibe batarız. sonra kaldırma kuvveti bizi su yüzüne çıkarır. o kuvvet doğru zaman geldiğinde elimizden tutacak. sadece biraz zaman. her şey düzelecek.. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1508834/+
özellikle yaz günlerinde gerekli hijyen önlemleri alınmadığı takdirde nahoş bir vücut kokusuna sebebiyet veren kandır. kesinlikle pislik değildir, tıpkı burnumuzdan akan mukoza sıvısı ve ter gibi normal bir sıvıdır. bu kan her ay kadın rahmini döllenmesi beklenen zigota hazırlar. akarken kramplarla beraber ağrıya sebebiyet verebilir. (bkz: buscopan)
çocukken yaşadığım travmaların yetişkin zihnimdeki hala silip atamadığım yansımalarının sonucudur. hani derler ya baba kimine armağan olur, kimine imtihan.
ektiğini biçen, erkeğe mutluluk verdiği için karşılığında sevgi ve değer gören kadındır. şanslıdır. her hemcinsimin bu kadınlardan olmasını dilediğim kadın kişisidir.
ahmet kural'ın da mensup olduğu uzun ve sağlıklı bir ilişki yürütebilmek için faydalı olan davranıştır. keşke evleneceği kadını küçük düşürmeye bayılan alişan'da da biraz bulunsa dediğimdir.