o müthiş kokusuyla gecelerin üzerine siniyo, kendisinden başka kimse kokoreç sevmediğimden millette suç işlemeyi bırak, kafalarını kaşıyacak hal kalmıyor. nası?
çucukluğunda anne-babası tarafından yağmurlu/fırtınalı falan bi günde böyle, manastır kapısına bırakılmış kızıl saçlı kahraman. san'at hayatına koroda sitar çalarak başlamış, sonra en sevdiği papaz ona bir telecaster hediye etmiş, böylece bugünkü adını almıştır. bağırarak falan konuşur, guinness'siz yatağa girmez, saint patrick's day'de full sarhoş gezer, bu günü takip eden 2 gün boyunca dublin'de işlenmedik suç kalmaz, ama kendine gelince hepsinin amına kor. çay sevmez, çünkü ingilizler sever. hala anlayamadıysanız diye söylüyorum, irlandalı'dır kendisi.
envai çeşit kalınlıkta fırçası ile, her boy ve meziyetteki suçlunun korkusuz düşmanı, eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin güvencesi. siyah kemik gözlükleri ve kafasından hiç eksik olmayan o sanatçı kepiyle alemin en kewl, en eşsiz karakterlerinden. özellikle tarihi eserlere karşı işlenen suçlarda, fransız halkının en büyük yardımcısı, yakaladığı adamları kimi zaman bütüüün müzeleri gezmekle cezalandırır, kimi zaman da giyotine yollar. kırmızı şarap-gitanes ikilisinden azla vazgeçmez. kirli paris sokaklarında yalnız başına dolanmak en sevdiği işlerdendir. ye olde telecaster ile kimi zaman birlik olur, ingilizler'e karşı. fransız'ın alasıdır yani.
şahsen allah'ın sevdiği bir kuluyum ki, karşıma hızır gibi imdadıma yetişen insanlar çıktı. her şeyden önce larker ve templar gibi bana hayrı dokunan 2 cengaver var mesela sözlükte.* kendilerine modifiye yapmama falan gerek yok yani full bu herifler!
yine de insanın hayatta her dönemdeki katıksız süper kahramanı babasıdır. en azından benim için öyle! evet.